Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

ABD Kongresi, Çin’deki insan hakları ihlallerini kınadı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

ABD Kongresi’nin dün yayınladığı raporda Çinli yetkililerin Uygur Müslümanlarının da aralarında bulunduğu etnik azınlıklara benzeri görülmemiş baskı uyguladığı belirtildi. Raporda, otoriter hükümet yöntemlerinin ülkedeki insan hakları durumunun bozulmasına neden olduğu ifade edildi.

Kongre’de Cumhuriyetçi ve Demokrat kanat üyelerinden oluşan Çin İcra Komitesi, ülkenin ekonomik büyümesi ve uluslararası alanla ilerleyen ilişkilerine rağmen son yıllarda baskının arttığını belirtti.

Raporda Komünist Parti Genel Sekreteri Şi Cinping’in 2012 yılında devlet başkanı olarak göreve gelmesinden bu yana her açıdan bozulmaya devam eden Çin’deki insan haklarına ışık tutuldu.

Komite üyesi Marco Rubio ve Komite Eş Başkanı Senatör Christopher Smith, kamplarda bir milyondan fazla Uygur ve diğer etnik kökenden kişilerin keyfi olarak gözaltına alınmasının endişe verici olduğunu bildirdi. Bu tür ihlallerin insanlığa karşı suç teşkil edebileceğini vurguladı.

Uzun zamandır Çin’e reform çağrısı yapan Smith düzenlenen basın toplantısında 1960’lardaki Kültür Devrimi’nden bu yana özellikle başta Uygurlara olmak üzere etnik ve dini gruplara karşı şiddet uygulandığını söyledi. Smith raporda dini mensubiyeti veya etnik kökeni nedeniyle gözaltına alınan bin 300’den fazla kişinin bulunduğu listenin yer aldığını belirtti.

Raporda Çin Komünist Partisi’nin yerel politik güç üzerindeki hegemonyasını hükümet destekli uyguladığı baskı yoluyla korumaya devam ettiği bildirildi.

Rubio da basın toplantısında yaptığı konuşmada bu yıl yeniden bozulan insan hakları koşullarının, ABD-Çin ilişkisini ve Çin’in halkının temel insan özgürlüklerini kullanma gücünü olumsuz etkilediğini söyledi.

Washington, Çin’in insan hakları siciline ilişkin kınama yayınladı. En kalabalık ülke konumunda olan Çin, Uygur Müslümanları ve diğer Müslüman azınlıklara yapılan keyfi tutuklamalar nedeniyle geçen Ağustos ayında, aralarında Birleşmiş Milletler’in de bulunduğu çok sayıda ülke tarafından eleştirilmişti.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Çin’den yapılan açıklamada söz konusu tutumun Pakistan sınırındaki batı cephesinde, radikalizm ve terörizmle mücadele etmek için gerekli olduğunu savundu.

Çinli yetkililer, resmi belgelere ve bu kamplarda gözaltına alınan kişilerin ifadelerine rağmen herhangi bir gözaltı kampının bulunduğunu reddediyor.

ABD bu yıl Nobel Barış Ödülü’nü Tiananmen Meydanı’ndaki protestolara katılan ve vandalizm suçlamasıyla verilen 11 yıllık hapis cezası sırasında kanser nedeniyle ölen Çinli insan hakları savunucusu Liu Şiaobo’nun eşi Liu Şia’ya verdi.

Komite üyesi Marco Rubio, Komite’nin Uygurlu düşünür İlham Tohti’yi, Hun ve Uygur azınlığı arasında barış ve diyalogu teşvik etmesi nedeniyle 2019 Nobel Barış Ödülü’nü aday göstermeyi planladıklarını açıkladı. Rubio raporda, tüm ikili ilişkilerde insan hakları konusunun bulunması ve Çinli yetkililerin vizelerin verilmesi gibi konularda yaptığı uygulamalar ve kısıtlamalarla işledikleri suiistimallerden sorumlu tutulması gibi tavsiyelerin bulunduğunu söyledi. Rubio ayrıca Trump yönetiminin bu tavsiyeleri kabul edeceğine inandığını vurguladı.

Komite, 324 sayfalık raporda Pekin kaynaklı benzeri görülmemiş tehditlerle karşı karşıya kalan Hong Kong’un özerkliğinin de zarar gördüğünü işaret ederek Pekin’i Hong Kong ile kötü ilişkiler yürüttüğü gerekçesiyle hedef aldı. Raporda Komünist Parti’nin Tibet’te Tibetlilere dini ve kültürel hakları konusunda katı yasalar ve düzenlemeler dayatarak baskıcı politikalar izlediği belirtildi. Raporda ayrıca daha önce Çinlilerin ibadetlerini ve dini vazifelerini yerine getirdikleri mekanların ortadan kaldırıldığına dair kanıtlara ek olarak İncil’in yakılması ve kiliselerin kapatılmasına işaret edildi. Ülkedeki Hristiyanlar üzerindeki baskının devam ettiği kaydedildi.