Uluslararası Kriz Grubu, ABD ve Kuzey Kore yakınlaşmasını Kore Yarımadası’nda barış için “olumlu bir adım” olarak niteledi.
Grup, internet sitesinde ABD Devlet Başkanı Donald Trump ile Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’un geçen haftaki görüşmesinin yankılarını ABD, Kuzey Kore, Güney Kore, Çin ve Japonya perspektifinden değerlendiren, farklı uzmanların görüşlerinin yer aldığı “Trump-Kim Zirvesi’nin Ardından: İşin Zor Kısmı Şimdi Başlıyor” başlıklı bir yazı yayımladı.
Grubun ABD çalışmaları uzmanı Stephen Pomper, yazıda iki liderin görüşmesini olumlu bulduğunu belirterek, nükleer silahsızlanma sürecini yönetecek ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun görevinin son derece zor olacağına işaret etti.
Zirve öncesinde Kuzey Kore’nin nükleer silahlanma konusundaki ısrarı nedeniyle diplomatik bir başarısızlık yaşanabileceğine “büyük ihtimal” gözüyle bakıldığını hatırlatan Pomper, görüşmenin ardından bu endişelerin yerini daha olumlu ve barışçıl politikalara bıraktığını vurguladı.
Trump’ın toplantı sırasında söyleyeceklerinin ve izleyeceği tutumun da ayrı bir endişe konusu olduğuna dikkati çeken Pomper, esas sürprizin Başkan Trump’ın Güney Kore ile 6 ayda bir düzenlenen askeri tatbikatlar hakkında yaptığı “provokatif savaş oyunları” yorumu olduğunu ifade etti.
Buluşma öncesindeki tüm endişelere rağmen dünyanın şuan daha güvenli bir yer olduğunun altını çizen Pomper, Trump ve Kim’in belirsiz politikalar yerine diplomatik temasları seçtiği değerlendirmesinde bulundu.
“Kim’in konumu Kuzey Kore’deki tek meşru lider olarak güçlendi”
Uluslararası Kriz Grubunun Kore uzmanlarından Christopher Green de zirvenin en büyük kazananının Pyongyang ve Kim olduğunu vurgulayarak, Kuzey Kore’nin diplomatik olarak artık daha fazla umut taşıdığını bildirdi.
Zirvenin en sembolik gelişmesini Kim’in konumunu Kuzey Kore’deki tek meşru lider olarak güçlendirmesi olarak değerlendiren Green, toplantı sayesinde Kim’in hem Çin’e hem de Rusya’ya yaptırımların azaltılması konusunda teklif yapabilecek konuma geldiğini de belirtti.
Toplantının sonuçlarının henüz yeteri kadar açık olmadığına işaret eden Green, tarafların sadece bir metin ve yol haritası üzerinde anlaştığını, ABD ve Kuzey Kore’nin verdiği sözleri tutup tutmayacağının ise uzun vadede belli olacağını kaydetti.
Green, Güney Kore hakkında da şu değerlendirmeyi yaptı:
“Güney Kore, zirve konusunda ikiye bölündü. Güney Kore, bir yandan 2017’deki şiddet söyleminin yerine zirvede uzlaşılan diplomatik süreci tercih ediyor diğer yandan da ABD’nin Seul ile görüşmeden askeri tatbikatların durdurulmasına karar vermesi ve Kuzey Kore’ye çok kısa zamanda birçok imtiyaz tanımasından endişe duyuyor. Ülke, Kuzey Kore’den gelecek bir güvenlik tehlikesine karşı da hala endişeli.”
Green, Güney Kore’deki iş dünyasının sessizce olayları izlediğini ve ilk somut adımı Pyongyang’dan beklediğini vurguladı.
“Çin, yaptırımları yavaş yavaş kaldırabilir”
Uluslararası Kriz Grubunun Kuzeydoğu Asya uzmanı Michael Kovrig, zirveden çıkan sonuçları memnuniyetle karşılayan Pekin’in savaş ve diplomatik başarısızlıklara karşı olduğuna dikkati çekti.
Kim’in uçağının Singapur’a giderken en uzun süreyi Çin hava sahasında harcamasını Pekin ile Pyongyang ilişkilerinin düzeltilmesi açısından olumlu bir adım olarak yorumlayan Kovrig, Kuzey Kore’nin nükleer testleri dondurmaya devam etmesi karşısında Çin’in yaptırımları yavaş yavaş kaldırabileceğinin de ihtimaller arasında olduğunu belirtti.
Kovrig, bir diğer Asya ülkesi Japonya’ya ilişkin de “Japonya, ulusal çıkarlarını tehlikeye atmamak adına zirveye daha temkinli yaklaştı. Zirve sonunda imzalanan metin hala muğlak olduğu için Japonya Başbakanı Şinzo Abe, müttefiki ABD’ye ülkesinin çıkarlarının göz ardı edilmemesi konusunda baskı yapacak. Öte yandan Japonya, Trump’ın askeri tatbikatların kaldırılması kararına halen şüpheyle bakıyor ve tüm nükleer silahlar arındırılmadan Kuzey Kore ile barışa karşı çıkıyor.” ifadelerini kullandı.
Uluslararası Kriz Grubu uzmanları, zirvenin olumlu sonuçlar getirip getirmeyeceğinin Dışişleri Bakanı Pompeo ve Kuzey Koreli mevkidaşının gelecek aylarda yapacağı görüşmelere bağlı olduğuna da dikkati çekti. AA