ABD Merkez Kuvvet Komutanı Joseph Votel, Türkiye’nin taleplerine rağmen, ABD’nin Suriye’nin kuzeyindeki Münbiç kasabası yakınlarında askeri noktalardan çekilmeyi düşünmediğini söyledi.

CNN internet sitesinde yer alan habere göre, Votel, dün çıktığı Ortadoğu turu esnasında yaptığı açıklamada, “Münbiç’teki ABD askerlerini geri çekme konusunu düşünmüyoruz” dedi.

Suriye’nin kuzeybatısındaki Afrin bölgesinde, YPG militanlarına karşı askeri operasyonunu sürdüren Türkiye, Afrin’in doğusunda bulunan ve Arap çoğunluğun yaşadığı Münbiç kasabasında bulunan YPG militanlarını buradan çıkaracağını defalarca açıklamıştı.

ABD’nin bin askeri bulunuyor

ABD’nin kasaba ve çevresinde, DEAŞ terör örgütüne karşı savaşan YPG’ye destek olmak üzere yaklaşık bin kişilik bir askeri güç bulunduruyor.

YPG’yi terör örgütü olarak niteleyen Türkiye ise Washington yönetimine YPG’ye sağladığı askeri desteği sonlandırma çağrısı yapıyor.

“ABD’li askerler, YPG’ye verdiği silahları toplayarak Münbiç’ten çekilmeli”

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumartesi günü yaptığı açıklamada, “ABD, terör örgütü YPG ile ilişkilerini sonlandırarak örgütü silah bırakmaya zorlamalıdır. ABD’li askerler, YPG’ye verdiği silahları toplayarak Münbiç’ten çekilmeli” demişti.

Esed rejimine Afrin’e girme çağrısı

Suriye’nin kuzeyinde Esed rejiminden uzak yıllar sonra kendi yönetimlerini kurmayı başaran Kürtler ise Türkiye’nin Afrin’e yönelik bir haftadır sürdürdüğü askeri operasyona karşı Rojava’daki varlıklarını korumak için Esed rejimine Afrin’e girme çağrısı yapıyor.

Esed rejimi Afrin’i teslim almak için kendisine bağlı müesseselerin bölgeye dönmesini şart koşarken Kürtler ise bu şartı kabul etmemekte ısrar ediyor.

Türkiye’nin 20 Ocak tarihinde, Afrin’e yönelik başlattığı Zeytin Dalı Harekatı’nın 9’uncu günü geride kalırken, bölgede 2013 yılında kurulan Kürt Öz Yönetimi, Türk savaş uçaklarının bölgede bombardıman gerçekleştirilmesinin engellenmesi yönünde çağrı yaptı.

Kürt yetkililer, Esed rejiminin müttefiki olan Moskova yönetimine, somut bir teklif sunduklarını dile getirdi.

Suriye’nin kuzeyindeki Kürt Öz Yönetimi’nin temel bileşenlerinden biri olan Demokratik Toplum Hareketi Eş Başkanı Aldar Halil, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Öz yöetimimiz, Rusya’ya, Esed rejimine bağlı güçlerin sınır güvenliğini sağlamak üzere Afrin’de konuşlanması teklifimizi iletmesini istedi” dedi.

Şam yönetimi ise Kürtlerin teklifine henüz cevap vermedi.

Kürtler Rusya’yı sorumlu tuttu

Moskova, Türkiye’nin bölgeye operasyon başlatması üzerine, daha önce YPG militanlarına askeri eğitim vermek üzere Afrin’de bulunan kuvvetlerini geri çekmişti. Kürtler ise Türkiye’nin Afrin operasyonunun sorumluluğunu Rusya’ya yükleyerek, Rusya’nın yeşil ışık yakmaması halinde operasyonun gerçekleşmeyeceğini iddia ediyor.

Soçi’ye katılmama kararı

Afrin’deki gelişmeler üzerine Kürt Öz Yönetimi, Rusya tarafından çağrısı yapılan Soçi Kongresi’ne katılmama kararı almıştı.

Kürt Federal Yönetimi Yürütme Kurulu Eş Başkanı Fevza el-Yusuf, konuya dair yaptığı açıklamada, “Soçi’nin iki garantörü Türkiye ve Rusya, Afrin’de ittifak halinde” şeklinde konuşmuştu.

YPG militanları ilk kez böyle bir saldırı ile karşı karşıya

DEAŞ terör örgütüne karşı rüştünü ıspat eden YPG militanları, Türkiye’nin askeri operasyonlarına karşı koysalar da, Suriye’de ilk kez savaş uçaklarının da kullandığı böylesi bir saldırıyla karşı karşıya bulunuyor.

42 sivil 66 militan öldü

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) verilerine göre, Türkiye’nin bölgeye yönelik askeri operasyonları sonucunda şu ana kadar 42 sivil ve 66 Kürt militan öldü.

Kürtler, Afrin’deki işlerin 2012 öncesindeki duruma dönmesini reddederken, bu konuyu rejim güçlerinin bölgede konuşlanması teklifini götürdükleri Rusya’ya da bildirdi.

Esed rejiminin yıllardır, Suriye nüfusunun yüzde 15’ini oluşturan Kürtlere karşı dışlama politikası sürdürmüş, Kürtler ise ülkedeki savaşın genişlemesinden faydalanarak kendi yönetimlerini kurmuştu.

Rojava kantonları

Rojava diye adlandırdıkları Suriye’nin kuzey kesiminde bir federal yönetim oluşturmaya çalışan Kürtler, Rojava kantonlarında 2016 yılında federal yönetim ilan ederek seçim müesseselerini oluşturdular. Rojava kantonları, Cezire (Haseke vilayeti), Fırat (Halep ve Rakka’nın kuzey kesimleri) ve Afrin (Halep’in kuzeybatısı) olarak biliniyor.

Suriye’de savaşın devam ettiği 6 yıl boyunca Kürtler, küçük çaplı çatışmalar dışında Esed rejimine bağlı güçlerle çatışmaktan kaçındılar. Muhalifler ise bu tutumlarından dolayı Kürtleri sürekli olarak Esed rejimi ile işbirliği yapmakla suçladı.

Kürtlerin yükselişi, Esed rejiminin endişesi

Kürtlerin kuzeydeki yükselişi, her fırsatta Suriye’nin tamamını kontrol etme isteğini belirten ve federalizmi reddeden Esed rejimi açısından hep bir endişe kaynağı oldu.

Bazen muhalif gruplara, bazen de DEAŞ terör örgütüne karşı çıkar işbirliğine girerek genel olarak uyumlu bir görüntü çizen Esed rejimi ile Kürt savaşçıların ilişkileri 6 yıllık savaş sürecince çeşitli değişimlere uğradı.

Türkiye’nin operasyon gerçekleştirdiği Afrin bölgesinin dış dünyaya açılan tek yolu Esed rejimi kontrolünde bulunan Nubl ve Zehra kasabalarından geçen yol olarak öne çıkıyor. Fırat’ın doğu kısmındaki YPG militanları, Afrin’deki arkadaşlarına katılmak için çoğunlukla bu yolu kullanıyor.

Rejimin İdlib saldırıları

Öte yandan, SOHR tarafından verilen bilgilere göre, Esed rejimine ait savaş uçaklarının son 24 saat içinde, Suriye’nin kuzeybatısında muhaliflerin kontrolündeki İdlib bölgesine yönelik gerçekleştirdiği hava saldırıları sonucu 33 sivil öldü.

Rejim güçlerinin, İdlib’in doğu kırsalındaki Serakıb kasabasında kurulan patates oazarıma gerçekleştirdiği hava ve füze saldırıları sonucunda 16 kişi hayatını kaybetti.

Rejim güçleri tarafından Serakıb’a yönelik düzenlenen bir hava saldırısı da kasaba hastanesini hedef alırken, saldırıda bir doktor ve hastanede bulunan 3 aktivist yaralandı.

Bugün gerçekleştirilen saldırılarda 17 kişi öldü

Esed rejimine bağlı güçlerin, bugün, İdlib bölgesine yönelik gerçekleştirdiği saldırıların toplam bilançosunun 17 ölü olduğu belirtildi.

SOHR Müdürü Rami Abdurrahman, konuya dair yaptığı açıklamada, Esed rejimine bağlı güçlerin, birkaç gün süren ateşkes ortamından sonra, son 24 saat içinde, İdlib ve çevresine yönelik saldırılarını yoğunlaştırdığını söyledi.

Rusya’nın hava desteğini alan Esed rejimine bağlı güçler, 25 Aralık tarihinden bu yana İdlib’i kontrol altında tutan Heyetu Tahriry’ş Şam (HTŞ) ve diğer muhalif gruplara karşı operasyonlar sürdürüyor. Rejime bağlı güçler, şu ana kadar, bölgedeki onlarca köy ve beldenin yanı sıra, stratejik Ebu Zuhur askeri havaalanını da ele geçirdi.

İdlib bölgesi, Mayıs ayında, Kazakistan’ın Astana kentindeki görüşmelerde imzalanan Gerilimin Azaltılması Anlaşması gereğince çatışmasızlık bölgeleri olarak ilan edilen bazı bölgeleri kapsıyor. Esed rejiminin müttefiki olan Rusya ve İran’ın yanısıra, muhalifleri destekleyen Türkiye’nin garantörlük yaptığı anlaşma, Eylül ayında yürürlüğe girmişti.