Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

ABD, Suriye’nin doğusundaki diplomatik varlığını arttırıyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

ABD’li iki yetkili, ‘İran ve milisleri ile hiçbir bağlantısı olmayan bir devlet’e ulaştıracak bir çözüm konusunda kararlı olduklarını vurguladı.

Washington yönetiminin “İran ve milisleriyle hiçbir ilişkisi olmayan yeni bir Suriye’ye” ulaşmada kararlı olduğunu açıklamasının ardından, ABD Savunma Bakanı James Mattis, DEAŞ militanlarının yenilgisinin yaklaşmasıyla birlikte, ABD’deki diplomatların sayısının iki katına çıkarıldığını söyledi.

Mattis, Fransız mevkidaşıyla Paris’te düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Amerikalı diplomatlar bölgede ve sayıları iki katına çıkarıldı. Askeri operasyonların azalmasıyla birlikte, diplomatik çabaların arttığını göreceksiniz.”

ABD’nin öncülüğündeki “DEAŞ” karşıtı askeri koalisyonun, DEAŞ’ı Suriye’deki son kalelerinden çıkarmak için “zorlu bir mücadele” ile karşı karşıya olduğunu belirtti. Mattis, örgütün tamamen ortadan kaldırılmasının “biraz zaman alacağını” da sözlerine ekledi.

Mattis gazetecilere şu açıklamaları yaptı: “Hiç şüphe yok ki, DEAŞ örgütü kendi yöntemiyle merkezini güçlendirdi, çünkü artık elinde önceden kontrolü altında olan alanların sadece yüzde 2’sinden daha azı kaldı… Bu nedenle zor bir mücadele olacak. Kimsenin bu konu hakkında yanılmasını istemiyorum. Başaracağız, ama biraz zaman alacak.”

DEAŞ karşıtı koalisyon kapsamında birliklerini yayan Fransa Genelkurmay Başkanı, geçtiğimiz ay, “cihadçıların yılbaşına kadar Suriye’deki son kalelerini kaybedeceklerine” inandığını söylemişti. General François Lecointre, “DEAŞ Hilafeti, yılsonundan önce ve belki de sonbaharda fiili olarak sona erecek” ifadelerini kullanmıştı.

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ile Dışişleri Bakanı Yardımcısı ve Suriye Özel Temsilcisi Joel Rayburn dün yaptıkları ortak açıklamada şunları söylediler: Başkan Trump ve Bakan Pompeo’nun Suriye’deki savaşı sona erdirme ve Suriye halkının acısına son vermeye yönelik hedeflerini gerçekleştirmek için kararlıyız. ABD, bu çatışma için askeri bir çözüm olmayacağına ve siyasi çözümün hiçbir alternatifi olmadığına inanıyor. Askeri bir çözüm arayışında olanların, bölgedeki ve bölge dışındaki krizin kapsamının genişlemesi ve ciddi şekilde tırmanması olasılığını arttırmaktan başka bir şey yapmayacaklarını şiddetle vurguluyoruz.”

Sözlerine şöyle devam ettiler: “Başkan Trump’ın Genel Kurul’a yaptığı konuşmada söylediği gibi, hedefimiz Suriye halkının iradesine saygı duyan siyasi bir çözüm olmalı. Bu nedenle Başkan, amacın Birleşmiş Milletler liderliğindeki barış sürecinin yeniden canlandırılması olması gerektiğini söyledi. Ayrıca Suriye’deki trajediden sorumlu olanlara da açıkça dikkat çekti. Nitekim Suriye rejiminin işlediği katliamların Rusya ve İran’ın desteğiyle yapıldığını dile getirdi. İranlı liderlerin kaos, ölüm ve yıkım ektiklerini ifade etti. Onların devletin kaynaklarını kendilerini zenginleştirmek ve Orta Doğu ve ötesinde kaosu yaymak için yağmaladıklarını belirtti.”

ABD’li iki yetkili açıklamalarında şu ifadelere de yer verdiler: “İran rejimi ya da milisleri ile hiçbir bağlantısı olmayan, terörü desteklemeyen, komşularını tehdit etmeyen, kitle imha silahları bulundurmayan, mültecilerin gönüllü ve güvenli bir şekilde geri dönmeleri için iyi koşullar hazırlayan, insan haklarına saygı gösteren ve savaş ve insanlık suçları işleyenleri sorumlu tutmak için uluslararası toplumla işbirliği yapan yeni, güvenli ve istikrarlı bir Suriye için siyasi bir çözüme ulaşma konusunda kararlı olduğumuzu vurguluyoruz. Birleşmiş Milletler gözetimindeki siyasi süreçte geri dönüşü olmayan bir ilerleme kaydedilmeksizin Suriye Hükümeti’nin hiçbir meşruiyeti olmayacağını ve yeniden yapılandırma konusunda yardım almayacağını tekrar teyit ediyoruz.”