Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

ABD ve Çin arasındaki gelişmeler ‘Soğuk Savaşa’ mı dönüşüyor? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

ABD- Çin arasındaki ilişkiler çeşitli ürünlere karşılıklı getirilen ek gümrük vergileri ve ABD yönetiminin Tayvan’a 330 milyon dolarlık askeri teçhizat satışını onaylamasının ardından daha da gerildi. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Genel Müdürü Roberto Azevedo, Berlin’de yaptığı konuşmada gerilen ilişkilere değinerek, ABD ve Çin arasında başlayan ekonomik krizin sonuçları hakkında uyarıda bulundu.

Çin Ticaret Bakan Yardımcısı Wang Shouwen “ABD yeni büyük ticaret kısıtlamalarını kabul etti. Çin’in boğazına bıçak dayamışken ABD ile ticaret görüşmelerini nasıl sürdürebiliriz? Müzakereler eşit ortamda yürütülmeyecek” dedi.

Anında misilleme

ABD’nin yıllık 200 milyar dolar değerinde ek gümrük vergisinin getirmesine karşılık olarak Çin, bu adıma yıllık 60 milyar dolar değerinde ek vergi uygulayarak karşılık vereceğini belirtti.

Wang Shouwen, ABD’li sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ihracatçılarının ülkesinin uyguladığı vergilerden etkileneceğini, buna karşılık olarak da önemli yakıt kaynaklarını oluşturan aralarında Avustralya’nın da bulunduğu diğer ülkelerin bundan istifade edeceğini belirtti.

Yaşananlar müzakereleri olumsuz etkiliyor

Wang Shouwen yaptığı açıklamada, Washington ve Pekin arasındaki ilişkinlerin kötüye gittiğini ve bu atmosferde müzakerelerin sürdürülemeyeceğini belirtti.

İngiliz Financial Times gazetesine göre ABD ve Çin arasındaki durum ticaret savaşının ötesinde ‘Soğuk Savaşa’ doğru ilerliyor.

Bu bağlamda ABD merkezli bankacılık ve finansal hizmetler şirketi JP Morgan Chase İcra Kurulu Başkanı Jamie Dimon yaptığı açıklamada “ABD Başkanı Donald Trump, Çin’le ticaret konusuna önem vermekte haklıydı fakat o Asya deviyle olan ticaret açığının üstesinden gelmek için vergi kullanmaya başlayarak hata yaptı” diye konuştu.

Trump’ın ticaret ve sanayi politikası danışmanı Peter Navarro ve ABD ticaret temsilcisi Robert Leitzer, Washington’un Pekin’den ekonomik olarak ayrılmayı desteklediğini söyledi. Onlara göre, ABD ve Çin uzun vadeli stratejik rekabet içinde bulunuyor. Bu nedenle ABD ticaret politikasını ulusal güvenlikten ayırmak artık mümkün değil. Ayrıca Çin’in insan hakları alanındaki kötü sicilinden, Güney Çin Denizi’ndeki düşmanca hareketlerinden ve fikri mülkiyet haklarına saygı duyulmamasından söz ediliyor.

Kazanan kim olacak?

Ticaret savaşı körüklenmişken bu soru sorulmaya değer: Bu savaşı kim kazanacak?

İlk bakışta, 2017 yılında ABD’yle 375 milyar dolar değerinde ticaret fazlası olması ve ABD’nin Çin materyallerine günlük hayatta ihtiyaç duyması nedeniyle kazananın Çin olduğu düşünülebilir.

Ancak yüksek vergiler ABD pazarındaki Çin ticaret ürünlerinin fiyatlarını daha da artıracak ve ABD’li ticaret adamları başka ülkelerin pazarlarına yönelecek. Bu noktada Çin ürünleri yerine koyulabilecek diğer ürünlere dikkat çekiliyor. Özellikle kıyafetler ve ketenler konusunda ABD pazarı artık Çin mallarının tekelinde değil. Aksine Hindistan, Sri Lanka, Endenozya, Bangladeş, Vietnam, Malezya ve diğer ülkelerden ithal edilen mallar bulunuyor.

Ayrıca ABD’li sanayi firmaları ‘en ağır’ ürünleri üretebilir. Güneydoğu Asya ülkelerinde fabrikalar kurabilir ve yerel yerel işçiler eğitebilir. Böylece Washington, Çin’deki mevcut fabrikaların yerine alternatifler bulabilir. Buna karşılık çok sayıda ABD’li analist bazı malların yerel üretiminin sağlanabilecek olması ve makul fiyatlarla satışa sunulma imkanı bulunması nedeniyle bazı ürünlerin ithal edilmesine ihtiyaç duyulmadığı görüşünde. Ayrıca analistlere göre bu durum ABD endüstrisini güçlendirebilir ve iş imkanı sağlayabilir.

ABD yönetiminde yaygın olan bu görüşe göre Çin’in dünya fabrikası olduğu gerçeği sadece birkaç yıl sürecek bir durum. Böylece ABD kar fırsatlarına güvenerek Ticaret Savaşı’nı sürdürebilecek.