Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

ABD’nin BM İnsan Hakları Konseyi’nden çekilme kararı uluslararası toplumda üzüntüye sebep oldu | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Donald Trump yönetimindeki ABD, Salı akşamı BM İnsan Hakları Komisyonu’ndan geri çekildiğini açıkladı. ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley, komisyonu “ siyasi önyargıların platformu ve insan hakları ihlallerinin avukatı” şeklinde nitelendirerek eleştirdi. Ona göre İsrail hedef alınırken diğer ülkelerdeki katliamlar görmezden geliniyor. Amerika’nın attığı bu adım, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raid el-Hüseyin’i üzerken dünyadaki pek çok insan hakları örgütü bu adımı eleştirdi.

Paris iklim ve İran nükleer anlaşmalarından çekilmesinden sonra atılan bu adımın Amerika’nın çok taraflı anlaşmalardan çekilmesini sürdürmesi olarak değerlendiriliyor. ABD, UNESCO’dan çekildi. BM Nüfus Fonu (UNFPA)’na yardımlarını durdurdu. Yakın doğu ve Filistinli mültecilerle ilgili çalışan UNRWA’ya mali katkısını azalttı. Bu, İnsan Hakları Komisyonunun Amerika’nın Meksika’lı kaçak göçmenlerin çocuklarının ailelerinden ayrılmasını eleştirdikten sonra gerçekleştirildi.

Haley bu kararını, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile Washington’da açıkladı. Haley geçen yıl reformların yapılması talebiyle İnsan Hakları Komisyonu’nu ziyaret ettiğine işaret ederek şunları söyledi: “Bu adımı atıyoruz çünkü sorumluluğumuz, kendi çıkarlarına hizmet eden ve insan haklarını alay konusu haline getiren ikiyüzlü bir örgütün üyesi olmamıza izin vermiyor.”
Haley, “Maalesef, reform çağrımızın herhangi bir ilgi görmediği açık” diyerek, “insan hakları ihlalcilerinin hala hizmette olduğunu ve Komisyona seçildiklerini” söyledi ve Konseyin uzun zamandır insan hakları ihlallerini savunan siyasi önyargıların platformu olduğunu sözlerine ekledi.

Amerika’nın bir yılını Konseyin reform için harcadığını belirten Haley, “ancak Komisyon kusurlarını derinleştirdi” dedi. Geçtiğimiz yıl Komisyon üyeliğine Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin seçilmesine atıfta bulunan BM Daimi Temsilcisi “bu da Amerikan’ın çabalarına rağmen Komisyonun reforma tabi tutulamayacağının delilidir” dedi.

Haley ayrıca Komisyonun üyesi olmasına rağmen Venezuella ya da İran’daki gösterilerin acımasızca bastırılması konusunda tek bir oturum yapmamasına işaret ederek şunları söyledi: “İsmi İnsan Hakları Komisyonu olan bir kurumun Venezüella ve İran’daki muazzam ihlallerle ilgilenmezken Kongo Demokratik Cumhuriyeti’ni yeni üye olarak kabul etmesi, Komisyon’un adını hak etmediğini gösteriyor” dedi.

Haley, “İsrail’e orantısız odaklanma ve ona karşı bitmek bilmeyen düşmanlık, Komisyon’un insan hakları değil, siyasi önyargı tarafından yönlendirildiğine dair açık kanıtlardır” dedi.

ABD, İsrail’e karşı önyargılı kararlar alındığı gerekçesiyle Komisyon’dan çekilmesinde olduğu gibi BM’de uzun süreden beri İsrail’i korumaktadır. Amerika’nın bu kararı barış planı hazırladığı sırada Filistinlerin ABD’nin tarafsız bir arabulucu olamayacağı konusundaki delillerini arttırabilir. Geçen ay Komisyon, İsrail’in Gazze’de orantısız güç kullanarak ölümlere sebep olmasıyla ilgili bir soruşturmaya sadece Amerika ile Avustralya “hayır” oyu kullandı.

Eleştirilerine devam eden Haley şunları söyledi: “ Bazıları Komisyonla ilgili endişelerini dile getirmesine rağmen hala Komisyona üyeliklerini sürdürüyorlar. Onlar cesaret yoksunu. Görüştüğümüz her ülke kapalı kapılar ardında Komisyonun ciddi bir değişim geçirmesi gerektiği fikrimize katılıyor. Ancak hiçbir ülke savaşımıza katılmaya cesaret edemedi.” Haley “iki yüzlü ve bencil” olarak nitelendirdiği Komisyon’u reform çabalarına Rusya, Çin, Mısır ve Küba engelini eleştirerek “ Komisyon üyelerine bakın orada temel insan haklarına yönelik şok edici bir aşağılama göreceksiniz” dedi.

İnsan Hakları Komisyonu, dünyadaki insan hakları ihlallerini tartışmak için yılda üç kez toplanır. Bağımsız araştırmacılar, Suriye, Kuzey Kore, Myanmar ve Güney Sudan gibi ülkelerdeki koşulları incelemekle görevlendirildi ancak kararları yasal olarak bağlayıcı değil yalnızca etik otoriteye sahip.

Amerika’nın Komisyon’a yaptığı baskılardan biri de sicili kötü olan devletlerin İnsan Hakları Komisyonu’ndan çıkarılmasının kolaylaştırılması. Şu anda bir devletin üyeliğinin askıya alınması için 193 devleti içeren BM Genel Kurulu’nda üçte iki çoğunluğun oyları gerekiyor.

Pompeo, “İnsan Hakları Komisyonu, sessiz kalarak insan haklarını ihlal edenleri sorumlu tutmadı ve suç işlemeyenleri haksız yere kınadı. Devletler kendi aralarında gizlice anlaşarak üyelerin seçilmesi yöntemini baltaladılar. Komisyon, İsrail’e karşı önyargı sınırlarını aştı. Komisyon kurulduğu günden bu yana tüm dünyadaki verilen kararlardan daha fazla İsrail’i kınayan karar aldı.

Pompeo ve Haley, ABD’nin insan haklarını koruyanların başında yer alacağını söylüyor. Ancak pek çok kişi Donald Trump’ın bu tutumunun BM’yi ve diplomaside çok taraflılığı reddetme olarak yansıdığını düşünüyorlar.
ABD’nin geri çekilmesinin ardından BM Genel Sekreteri, BM’nin insan hakları komisyonunun “dünya çapında insan haklarının korunması konusunda çok önemli bir rol oynadığını ve ABD’nin Komisyon’da kalmasını tercih ettiklerini söyledi.

Öte yandan, İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, “kararın şaşırtıcı olmadığını ancak hayal kırıklığı yarattığını söyledi. Bugünün dünyasında insan hakları durumu göz önüne alındığında ABD, geri çekilmek yerine çabalarını yoğunlaştırmalıydı” dedi.

Yüksek Komiser daha önce Trump’ın göç politikasını eleştirmiş, “Biz herhangi bir ülkenin bu şekilde çocuklara zarar vererek insanları caydırmak için bu şekilde girişimde bulunmasını kabul edilemez olduğuna inanıyoruz” demişti.

BM Genel Kurul Başkanı Miroslav Lajcak, ABD’nin kararından duyduğu üzüntüyü dile getirerek, 2006 yılında kurulan İnsan Hakları Komisyonu’nun savunmasız olanlar da dahil herkes için temel insan haklarının korunması için çalışan BM’nin önemli kurumlarından biri olduğunu söyledi. Lajcak, insan haklarına karşı günümüzdeki tehditler dikkate alındığında daha iyi bir dünya için birlikte çalışmanın önemine dikkat çekti.

İnsan hakları örgütleri, Trump idaresini dış siyasette insan haklarına öncelik vermediği için eleştiriyor. Bu durumun ABD’nin dünyanın bazı yerlerinde gerçekleşen insan hakları ihlallerine karşı göz yummak anlamına geldiğini ifade ediyorlar. Aralarında HRW’nin de olduğu 12 insan hakları örgütü ABD’nin aldığı karar konusunda uyarılarda bulundu. İnsan Hakları Kuruluşları bu kararın dünyadaki insan haklarına uğrayan insanlara yardım konusundaki öncelikleri güçlendirmeyi zorlaştırdığını vurguladılar. Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği İnsan Hakları Programı Direktörü Cemil Dakvar, Trump’ın “ayrımcı siyasetinin sadece Amerikan çıkarlarına zarar verdiğini”söyledi.

HRW yöneticisi Ken Roth, “BM İnsan Hakları Komisyonu, Kuzey Kore, Suriye, Myanmar ve Güney Sudan gibi ülkelerde önemli bir rol oynamaktadır ancak öyle görünüyor ki Trump’ın önemsediği tek şey İsrail’i savunmak” dedi.
Öte yandan BM, İsrail Büyükelçisi Danny Danon, Amerikan kararını “cesurca” diye nitelendirdi. Komisyon, 2006 yılında kurulduğunda, Bush yönetimi tarafından boykot edildi. Başkan Barack Obama döneminde ise Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, İnsan Hakları Komisyonu’nda ABD, birbirini izleyen iki dönem başkan seçilmişti. ABD, üçüncü dönem için 2016 yılında yeniden seçildi. BM yetkilileri ABD’nin Komisyon’dan çekilen ilk üye olduğunu belirtiyorlar.