ABD Dışişleri Bakanlığı’ndaki yetkililer, Washington’un “Ortadoğu’ya kapsamlı barış getirmek için Filistinlilere ve İsraillilere fayda sağlayacak bir plan üzerinde çalıştığını” söyledi. Şarku’l Avsat’a yapılan açıklamaya göre, söz konusu plan “uygun bir vakitte, özellikle de Filistin ve İsrail topraklarında uygulanmaya hazır olunduğunda” duyurulacak. Yetkililer, “Tüm ilgili tarafların bu planı yapıcı bir şekilde benimsemelerini ve bölgede kapsamlı bir barış sağlamak için bu tarihi fırsattan yararlanmasını umuyoruz” derken, Filistinlilere de müzakere masasına dönmeleri çağrısında bulundu.
“Yüzyılın anlaşması hala netlik kazanmadı”
Öte yandan eski bir ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi ve Washington’daki Carnegie Araştırma Enstitüsü üyesi Perry Cammack, Filistinliler ve İsrailliler arasında ABD himayesi altında bir barış sağlayacak olan “yüzyılın anlaşması” olarak nitelendirilen anlaşmanın hala tam olarak net olmadığını söyledi. Cammack, Başkan Donald Trump’ın ABD Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararının bu anlaşmanın bir parçası olmadığını, aksine Trump’ın popülaritesiyle ilgili bir karar olduğunu vurguladı. Şarku’l Avsat’a konuşan yetkili, “Trump’ın büyükelçiliği Kudüs’e taşıma kararından sağlamaya çalıştığı en önemli hedeflerden biri, kararların alınması zor olsa bile ABD Başkanının halkın gözünde, ilk önce seçim vaadini yerine getiren bir lider olarak görünmesi. Bu durum, ABD açısından gerçekten önemli” dedi. Seçim vaatlerini gerçekleştirme politikasının, Trump’ın ikinci dönemde de kazanma şansını artırdığını söyleyen Perry Cammack, Trump’ın “büyükelçiliğin taşınması, Meksika sınırına duvar inşa etme, DEAŞ’ın ortadan kaldırılması ve göçmen sayılarının hafifletilmesi” kararlarına dikkati çekti.
Cammack, “Yüzyılın anlaşması gerçekten var olsa ve içeriği açıkça görülse bile mevcut koşullar, İsrail hükümetinin şu anda İsrail’in çıkarlarına bile olsa Filistin otoritesi ile müzakerelere başlamak için hiçbir istek veya niyetinin olmadığını gösteriyor” dedi. Yetkili, İsrail’in mevcut durumdan fayda sağladığını ve “yerleşimleri inşa etmeye devam ederken müzakereleri dondurmayı sürdürerek” bu faydayı daha da artırmak istediğini vurguladı.
Büyükelçiliğin Kudüs’e taşınmasının etkileri
Perry Cammack, mevcut durumda büyükelçiliğin Kudüs’e taşınmasının barış sürecine ciddi bir şekilde zarar verdiğini ve Orta Doğu’da adil ve kapsamlı bir barışa ulaşmak için öngörülebilir gelecekte ilerleme kaydetme fırsatlarının da kaçırılmasına neden olduğunu belirtti. Yetkili, Trump’ın kararının, ABD’nin Filistinliler ve İsrailliler arasında arabuluculuk rolüne dair güvenlerin sarsılmasına neden olduğunu ifade etti. Cammack ayrıca, Filistin makamlarının kötüleşen bir durumda olduğunu ve durumu değiştirme kapasitelerinin bulunmadığını söyledi.
Bu çerçevede Washington’daki Atlantik Siyaset Enstitüsü’nde Orta Doğu Güvenlik Girişimi Direktörü Rachel Brandenburg yaptığı açıklamada, Trump’ın Beyaz Saray’a gelişinden, Orta Doğu’da barış sağlamak ve Filistin meselesine çözüm getirmek için “Yüzyılın Anlaşması”nı ilan etmesinden bu yana anlaşmanın şeklinin henüz ortaya koyulmadığını belirtti. Brandenburg, ABD Büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınma kararının “barış sürecine zarar verdiğini, Washington’un bu tarihi anlaşma kapsamındaki arabuluculuk fırsatını tehlikeye attığını, özellikle de mevcut yönetimin Kudüs’ün iki devletli bir çözüm çerçevesinde Filistinlilerin ve İsraillilerin ortak başkenti olduğunu tanımadığını” gösterdiğini vurguladı.
“Bölgede çözüm, geçmişe göre daha zor”
Yetkili, İsrail ABD üst düzey heyeti eşliğinde 14 Mayıs’ta Kudüs’teki ABD Büyükelçiliğinin açılışını kutlarken on binlerce Filistinlinin kararı protesto etmek için Gazze Şeridi’nde gösteri düzenlediğini hatırlattı. Bu bağlamda Brandenburg, gösteriler sırasında İsrail ordusu tarafından öldürülen Filistinlilerin sayısının 2014’ten bu yana en yüksek düzeye ulaştığını vurgularken, bir çözüme ulaşmanın geçmiş yıllara oranla daha da zor olduğunu söyledi.
Rachel Brandenburg ayrıca, ABD yönetiminin büyükelçiliği taşıma kararına yönelik siyasi ve bölgesel eleştirilere yalnızca kulak tıkamadığını, Gazze Şeridi’ndeki insani krizi derinleştirdiğini ve bölge ülkeleri arasındaki gerginliği tırmandırdığını söyledi. Yetkili ayrıca, Filistin yönetiminin, ABD’nin İsrail ile barışın tek arabulucusu rolünü oynamasını reddettiğini vurguladı.