Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

ABD’nin Laricani’yi amborga listesine almasına İran yargı erkinden tepki | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

İran Yargı Erki, ABD’nin başkanları Sadık Laricani’ye uyguladığı yaptırımın uluslararası toplumun kırmızı çizgilerini çiğnemek olarak değerlendirdi.

ABD Hazine Bakanlığı 12 Ocak Cuma gecesi İran Yargı Erki Başkanı Sadık Laricani’nin insan haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle yaptırım listesine eklendiğini açıkladı.

Bundan önce 25 Mart 2012’de Laricani ağır insan hakları ihlalleri gerçekleştirdiği suçlamasıyla AB’nin yaptırım listesine eklenmişti.

O tarihte, AB’nin Laricani’ye yaptırımı Tahran’a yönelik yaptırımların arttırılması kararıyla çakıştığından medyada pek fazla yer almadı.

2011 sonu ve 2012’nin başında İran’a ekonomik ambargonun hızlandırılmasıyla ilgili haberler, yetkililerin insan hakları ihlalleri dolayısıyla yaptırım listesine alınması haberlerinden daha fazla ön plana çıkıyordu. Kişilere yönelik yaptırım kararları haber köşelerinde kalıyordu.

Ancak şu anda durum farklı. Nükleer anlaşma meselelerinin konuşulduğu bir ortamda İran Yargı Erki Başkanı Laricani’ye yapılan bu yaptırım, İran’da insan hakları ihlalleri konusunu tartışmak için verimli bir zemin oluşturacak.

Diğer taraftan İran iki yıl önce 18 ay yaptığı yoğun görüşmelerin ardında nükleer yaptırımların bir kısmını kaldırmayı başardı. İran Devlet Başkanı Hasan Ruhani, geçtiğimiz seçim çalışmalarında İran’a yönelik diğer yaptırımları da kaldıracağını vaat etmişti.

Buradan yola çıkılırsa İran Yargısına yönelik ABD’nin bu yaptırım kararı Ruhani’nin verdiği sözü yerine getiremediğinin en önemli göstergelerinden biri.

Bu bakış açısına göre Ruhani yönetimini ve nükleer anlaşmayı eleştiren radikaller, nükleer anlaşmayı eleştirmek için önümüzdeki günlerde daha fazla fırsat yakalamış olacaklar.

Sadık Laricani’nin İran’ın nükleer anlaşmayla ilgili genel politikasını desteklemesine rağmen pek çok konuşmasında İran’a diğer alanlarda yapılan ambargoların nükleer anlaşmanın yetersizliğini gösterdiğini işaret ediyordu. Geçen yıl ABD yaptırımlarına karşı uygun cevabı verebilmek için İran’ı konsensusa çağırdı. Laricani, ABD’ye verilecek uygun cevabın ne olduğunu belirtmedi ancak son olaylar onun konumunu güçlendirdi. Bu nedenle Ruhani hükümeti, Trump’a cevap vermesi konusunda baskı altında kalacak.

Ancak en önemli nokta ABD’nin Laricani’ye yönelik yaptırımlarının sonuçları. Yaptırım yasalarına göre Laricani’nin parasına el konulacak. Ayrıca onunla iş tutan şirketler varsa onların da Amerikan’daki ekonomik faaliyetleri engellenecektir.

Sadık Laricani’nin ABD’de mal varlığının bulunmasına olası gözle bakılmıyor. Ayrıca herhangi bir zarara uğramamak için İran dışında ticari bir etkinliği de bulunmuyor. Ancak burada önemli bir husus var. Geçtiğimiz yıl, yargının banka hesapları hakkında geniş çaplı tartışmalar yapıldı.İran’da kabul edilen rutine göre, yargının hesapları yargı başkanının adına kaydediliyor. İran milletvekillerinden Mahmud Sadiki’ye göre Laricani adına 63’ten fazla banka hesabı bulunuyor.

Kanuna göre bu hesapların yargı adına açılması ve gelirlerini de Hazine’ye iletmesi gerekir. Ancak yargı kurumu gelirlerini Hazine’ye değil de kar getirecek karmaşık bir işleyişe sahip başka hesaplara yatırdı. Bu konuda Laricani, İran’ın dini lideri Hamaney’in onayı olduğunu zaten bu yöntemin daha önce de yürürlükte bulunduğunu söyledi.

Bu bağlamda önemli olan soru şu: Laricani’ye karşı yaptırımlar göz önüne alındığında, İran yargısının tüm banka hesaplarının yaptırımlara dahil edileceği düşünülebilir mi?

Elbette, İran yargısının yabancı şirketlerle herhangi bir anlaşma yapma ihtimali düşük gibi görünüyor. Ancak yargı başkanına yaptırımlar uygulanması, Laricani’ye ait 63 banka hesaplarının mevcut durumundaki bir değişikliği tartışmak için bir fırsat sağlayabilir. Olay, Laricani’nin muhalifleri tarafından memnuniyetle karşılanacak ve banka hesaplarının daha şeffaf ve yasal olmasına katkı sağlayacak.