Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

ABD’nin yeniden yaptırım uyguladığı İran’da ekonomi çökmenin eşiğinde | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Riyad-Fethurrahman Yusuf

İran hükümetinin fiyat artışlarındaki dalgalanmayı engellemek için öne sürdüğü çözümler etkisini hızla yitirirken, dolar, tümen karşısında yeniden yükselişe geçti. Ekonomi gazeteleri dün, duraklama döneminin ardından bankaların işlemlerinin yeniden başlaması konusunda iyimser bir hava olduğunu aktarırken, 1 dolar 106 bin tümen seviyesine yükseldi.

Resmi haber ajansları, hükümetin döviz ticareti ile ilgili adımlarından biri olan ikincil piyasada dolar alım-satım yasağını kaldırdığını ilan etmesinin üzerinden henüz bir hafta geçmeden dolar kurunda dalgalanmalar yaşandığına işaret ettiler. Yeni politika, İran Merkez Bankası’nın yeni Başkanı Abdülnasır Himmeti’nin görevine başlamasından sadece birkaç gün sonra devreye girmişti.

Dolar, Çarşamba günü 97 bin tümen seviyesine geriledi. Aylardır kriz yaşayan İran ekonomisine yönelik şokları önlemeyi amaçlayan hükümet kararı, geçtiğimiz hafta ABD yaptırımlarının başlamasından 48 saat önce açıklanmıştı.

Alman Haber Ajansı’nın (DPA) haberine göre, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ABD Başkanı Donald Trump’ın 7 Ağustos’ta İran’a yönelik yaptırımların yeniden yürürlüğe girmesine ilişkin kararnameyi imzalaması öncesinde Tahran’daki çeşitli hükümet çevrelerinden sert direktifler aldı. İran Dini Lideri Ali Hamaney, Cumhurbaşkanı Ruhani’den yolsuzluk dosyasını ele almasını isterken, Devrim Muhafızları liderleri, İran para birimindeki değer kaybını durdurması için harekete geçmesini, İran parlamentosu ise, zayıflayan ekonomiye çözüm bulmasını talep etti. Ancak, bu kurumların hiçbiri, ekonomik durumun kötüleşmesi sebebiyle öfkenin giderek arttığı İran sokaklarıyla nasıl başa çıkılacağından bahsetmedi.

İran’da geçtiğimiz birkaç hafta içinde bazı gıda ürünlerinin fiyatlarına yüzde 50’nin üzerinde zam yapıldı. Bu durum çok sayıda vatandaşın kötü yaşam koşullarına tepki vermesi ve başkent Tahran’ın batısındaki Karaj kentinde protesto gösterilerinin düzenlenmesine neden oldu.

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Dış Ticaret Uzmanı Dr. Fevaz el-Alemi, “Tahran’a yönelik ABD yaptırımlarının, İran ekonomisi üzerinde ciddi sonuçları olacağı için, en kötü durum senaryosunun eşiğinde olunduğunu söyledi. Bu yaptırımların yürürlüğe girmesinden birkaç gün önce, 105 uluslararası şirketin, İran pazarından çekildiğini belirten Dr. el-Alemi, İran para birimi yüzde 12 değer kaybetti” ifadelerini kullandı.

Pazartesi günü ilk bölümü uygulanmaya başlanan ABD yaptırımlarına dair Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Dr. Fevaz el-Alemi, “Yatırımların ilk bölümü, ABD tahvillerindeki yatırımların yanı sıra, dolar ticareti ile altın ve kıymetli metallerin, çelik, alüminyum, grafit ve kömürün satın alınmasıyla ilgili kısıtlamaları kapsıyor. Yaptırımlar, özellikle İran para birimi ile yapılan işlemlere, İran borçlanma araçlarıyla yapılan yatırımlara ve İran dışındaki fonların korunması veya İran para birimiyle hesapların tutulmasına yönelik kısıtlamalar getiriyor.

İran hükümetinin, dolar kurunu sabitleme ve tümenin istikrarını koruma girişimi, tümenin hızlı bir şekilde değer kaybetmesiyle tersine döndü.

Yaptırımların ikinci bölümü Kasım’da uygulamaya konulacak

ABD, İran’a en büyük darbeyi, İran’ın petrol endüstrisi üzerinde kısıtlamalar getirecek olan Kasım ayındaki yaptırım paketiyle indirecek. Bu yaptırım paketi, İran ekonomisinin bel kemiği olan petrolü ithal etmeye devam eden şirketler ve ülkelere yönelik cezaları da içeriyor.

2015 yılında imzalanan nükleer anlaşma, 2017 yılındaki Cumhurbaşkanlık seçimlerinde ikinci dönemi için yarışan Ruhani’nin elindeki bir kozdu. Ruhani anlaşmanın o dönemde bir yabancı yatırım akışına sebep olmasının yanı sıra yıllarca süren tecrit ve kuşatmalara maruz kalan İran ekonomisinin toparlanmasını sağlayacağını vaat etti. Fakat anlaşmanın üzerinden sadece üç yıl geçmiş olmasına rağmen işler şuan tamamen tersine döndü. Ruhani, anlaşmanın meyvelerini toplamak yerine, insanlara, gidişatın neden kötüleştiğini ve nasıl düzeltileceğini açıklamak zorunda kaldı.

İran hükümeti ekonomi danışmanlarından Said Leylaz Bloomberg’e yaptığı açıklamada, “Hükümet durumu kararlaştırdığı şekilde ele alıyor. Halk, hükümete olan güvenini kaybetti ve daha etkin olmak istiyor. Artık sakallılar (İran yönetimindeki din adamları) ya da kravat takan adamların etkin olmasını istemiyor” dedi.

Ruhani çapraz ateşte

Ruhani, İranlı din adamlarının kullandığı geleneksel kıyafetler içinde boy gösterse de, ülkeyi ılımlı bir anlayışıyla yönetiyor. Ancak şu anda bir yandan nükleer anlaşmaya başından beri karşı çıkan muhafazakar din adamlarının baskısı, diğer yandan anlaşmanın ardından geçen ilk iki yılda siyasi ve ekonomik sistemlerde ilerleme kaydedilmemesi nedeniyle yapılan eleştiriler çerçevesinde çapraz bir ateşin ortasında kalmış durumda.

İran, uluslararası anlaşmanın yürürlüğe girmesinin ardından petrol ihracatını artırdı. Ancak bu iyileşmenin yanı sıra yeni iş imkanı yaratma noktasında ilerleme kaydedemedi. Ülke nüfusunun yüzde 60’ını, 30 yaş altı gençler oluşturuyor. Bu yüzden ülkede büyük bir istihdam alanı ihtiyacı bulunuyor.

Kanada’nın Toronto şehrinde bulunan ‘Iran Poll’ adlı anket merkezinin, bu yılın başlarında yaptığı kamuoyu yoklamasına göre, İranlıların yüzde 58’i, ekonomik durumun kötüleştiğini, yüzde 5.28’i ise bu durumun, nükleer anlaşmanın 2015’in Ağustos ayında imzalanmasından bir ay sonra başladığını belirtti.

Londra merkezli Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü’nde (RUSI) araştırmacı olan Enise Basiri Tebrizi, yaptığı değerlendirmede, “İranlılar için ‘gerçek bir alternatif yok’. Muhafazakarların popüler adayı, geçtiğimiz yıl yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde büyük bir yenilgi aldı” şeklinde konuştu.

Mevcut kriz, Cumhurbaşkanı Ruhani’nin, rejimi ayakta tutabilmek için ABD karşıtlığı etrafında birleşmiş siyasi elit tabakayla bir olup, iktidarını güçlendirmesiyle de sonuçlanabilir.

Atlantik Konseyi İran Araştırmaları araştırmacısı Emir Handecani, konuyla ilgili değerlendirmesinde, “İran’daki reformcular ve muhafazakarlar artık aynı geminin içindeler. Aralarında hiçbir fark yok” ifadelerini kullandı.