Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Abdullah el Sani…Çözüm Katar’dan | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Bu defa Norveç’in başkenti Oslo’dan… Katar Dışişleri Bakanı Suudi Arabistan’ı ve yaptırım uygulayan ülkeleri şikayet etmek için binlerce mil yolculuk yaptı. Unutulan krizde ülkesine yardım edecek birilerini araştırıyor. Şeyh Muhammed bin Abdurrahman’ın ortaya attığı büyük konu ise, ülkesinin vatandaşlarının hac etmesi meselesidir. Evet, aslında herhangi bir sorun olmamasına rağmen Katarlı bakan, şikâyet etmek ve çözüm beklemek için İskandinav ülkesinden başka gidecek bir yer bulamadı. Çünkü, Hadimu’l-Haremeyn eş-Şerifeyn Katarlı hacıları ağırlıyor. Hatta Doha ve dört ülke arasındaki boykota rağmen, uçaklar gönderip Doha’dan doğrudan hacıları getiriyor. Katarlı diplomasi lideri hiç görülmemiş bir söz sarf ederek şöyle dedi: “Katarlı hacılar, siyasi gerekçelerle engellendi. Şu an hacılara izin verilmesi de siyasi gerekçelerle yapılmaktadır.” Söz konusu bu ifade, Katar siyasetinin bocaladığını özetleyen büyük bir diplomatik cümledir. Ülkesinin vatandaşları ister hac ibadetini yerine getirsin, ister getirmesin suçlamalar hemen hazır. İki durumda da iddia edilen şey, Suudi Arabistan’ın durmadan haccı siyasallaştırmasıdır. Keşke Katarlı bakan bunu bize bir açıklasa!.. Belki de gelecek defa bu açıklamayı Finlandiya’dan yapar. Ülkesinin hacılarının engellenmesini siyasi dürtü olarak iddia ediyorsa, Suudi Arabistan’da ülkesinin hacılarının piramidin zirvesi tarafından ağırlanmasını nasıl siyasi dürtü olarak görebiliyor? Bu sorunun cevabı yok. Ancak; Katar diplomasisine yeni Katar siyasi güçleri, sürpriz bir şekilde girmeye başladı.

Riyad, modern Katar’ın kurucusu ve sultanın kardeşi olan Şeyh Abdullah bin Ali el Sani’yi karşıladı. Katarlı hacıların hac farizasını yerine getirmeleri için Selva sınır kapısından girişlerini onayladı. Riyad, hac ibadetini eda etmek için gelen bütün Katar uyruklu vatandaşların girişine izin verdikten sonra, vatandaşları ve yardım istemek için gittiği başkentler karşısında kendisini çıkmazda bulan Katar hükümeti pişman oldu. Artık Katar hükümeti önceden yapmaya çalıştığı gibi, vatandaşlarının hacdan men edilmesini gerekçe gösteremeyecek. Katar hükümeti, endişeli ve kararsız bir vaziyette. Kralın yardımcısı Prens Muhammed bin Selman’la Cidde’de bir araya gelen ve kendisine arabuluculuk talebini nakleden, hâkim ailenin önde gelenlerinden birisi Cidde’den Kral’ın ikametgahı olan Tanca’ya ayrılıyor. Kral Selman, Suudi Arabistan’ın hacıların rahatına devamlı bir şekilde ilgi ve özen gösterdiğini, hacıların ibadetlerini eda etmeleri için bütün kolaylıkları ve rahatlığı sağladığını vurguladı. Şeyh Abdullah, Katar diplomasisinin krizin 74. gününde aciz kaldığı şeyleri gerçekleştirmek için çabalarını sürdürmeye devam ediyor. Suudi Arabistan’ın bu çabalara ve arabuluculuğuna karşılık vermesiyle birlikte siyaset, halk ve sosyal düzeyde atılan bu adımın devamının geleceği yönündeki mesaj yıldırım hızıyla Doha’ya ulaştı. Doha, güçlü ve siyasi bir tarafın kriz hattına girerek büyük bir sürprizle karşılaştı. Hiç şüphesiz bu; hâkim ailenin önde gelenlerinden birisinin yaptığı arabuluculukla, öldürücü darbeyi alan Katar evi içerisinde, sürprizler kapısını sonuna kadar açık hale getirecektir. Ayrıca bu durum, şu anki yönetimin dikkatsiz fiillerinden dolayı çokça zarar gören ülkesinin, halkının çıkarlarını gerçekleştirmeyi araştıracak siyasi bir rota açabilir. Şeyh Abdullah, Moskova, Washington ya da Londra’ya yolculuk sıkıntısını göze almadı. Aynı şekilde, dini şiarı siyasallaştırmak için çok uzakta bulunan Oslo’ya da gitmedi. Aksine yolu kısaltarak, ülkesine en yakın nokta olan Suudi Arabistan’a giderek, ivedilikle çözüme ulaştı. Yolculuk uzasa da, Riyad’ın yapması gereken bir şey bu.

Henry Kissinger, Yeni Dünya Düzeni adlı kitabında şöyle diyor: “Tarih, er veya geç stratejik saçmalığı cezalandırır. Her çağda beşeriyet, melun bireylerin ve tahrip edici fikirlerin üretimini üstleniyor. Siyasi tecrübenin görevi, bunların iktidara tırmanmalarını engellemekten ve bu iki şeyi caydırmak için, ehil dünya düzenini devam ettirmeye çalışmaktan başka bir şey değildir.” Amerika siyaset kurnazının sözü, Doha’nın izlediği politikaya tam olarak da uyuyor. Krizin üzerinden yaklaşık iki buçuk ay geçtikten sonra, Doha’yla ilişkilerin kesilmesi ve Katar’ın tepkileri, kendisine karşı alınan tutumların doğruluğunu günbegün teyit ediyor. Bu kararların doğruluğu konusunda kimin bir şüphesi varsa, Katar’ın siyasi dikkatsizliği bütün şüpheleri ortadan kaldırıyor.

Şeyh Abdullah bin Ali el Sani’nin yaptığı arabuluculuğun başarılı olması, Katar devletinin kurmaylarını kesinlikle sarstı ve rejimde endişelere yol açtı. Dolaysıyla rejimin üzerindeki baskıları artırdı. Bunun için Doha, gelecek günlerde rüzgârın hangi yönden eseceğini bilmiyor.