Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Abdulmehdi hükümetinin dört yılı nasıl geçecek? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Iraklılar, meclis seçimlerinden sonra, yeni bir hükümetin kurulabilmesi için beş aydan fazla bir süre beklemek durumunda kaldılar.

Kabine ilan edildiği gün, yeni bakanların isimlerinin üçte ikisini tanımak için gece yarısından sonrasını beklemeleri gerekiyordu, ancak iki hafta beklemek zorunda kaldılar, üstelik şimdi de, hükümetin diğer diliminin tamamlanmasını umutsuzca bekliyorlar.

Önümüzdeki dört yıl için kurulacak bu hükümetin kurulma safahatı, yaklaşık 15 yıldır çektikleri acılar katlanarak artmış ve artık sefalet hali yaşayan bu halkın umutlarını iyice azaltmıştır.

Irak’ın, parlamento seçimlerinin yapıldığı günlerde ve sonrasında yaşadığı koşullar, yeni bir hükümetin gecikmeksizin kurulmasını gerekli kılıyordu. Öncesinde kurulan hiçbir hükümet, taahhütte bulunduğu en temel görevlerini dahi yerine getiremedi. Özellikle de kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi, işsizlik ve yoksulluk sorunlarının azaltılması, hizmet sisteminin çöküşüne neden olan, yoksulluk ve işsizlik sorunlarına yol açan idari ve mali yolsuzlukla mücadele edilmesi konularında başarılı olamadılar.

Bu koşullar aynı zamanda, her kesimin üzerinde ittifak edebileceği, seçimlerde kazanan tarafların da dâhil olduğu güçlü bir hükümetin kurulmasını da gerekli kılıyordu.

Esasında herkese ilan edilen şu şekildeydi; yeni hükümet, devlet görevlerinin ve işlevlerinin dağıtımında benimsenen kota sisteminden uzak olacak, dürüst ve liyakat sahibi uzmanlardan oluşacak.

Zira önceki hükümetler kota sistemi dikkate alınarak kurulmuş ve tam bir başarısızlıkla sonuçlandığı herkes tarafından görülmüştü.

Hükümetin kurulmasındaki gecikme, geçen Temmuz ayında, bir petrol denizinde yüzen Basra eyaletinden başlayarak, Irak tarihindeki en güçlü ve en büyük protesto hareketinin patlamasının nedenlerinden biriydi.

Ancak bu protestolara rağmen, içme ve tarıma elverişli su bir türlü elde edilemedi, bilakis sadece tuzlu ve zehirli bir su elde edilebildi.

Hükümetin kurulmasındaki gecikmenin arkasındaki nedenlerden biri de, güçler arasındaki şiddetli çatışmalardır.

Bu çatışmanın nedeni sadece hayatta kalmak istemeleri değil, bilakis devletin değişik kademelerinde sahip oldukları sınırsız nüfuzlarını muhafaza etmek istemeleridir.

Son seçim sonuçları, söz konusu nüfuzun bu defa, ciddi şekilde tehdit altında olduğuna işaret etmişti.

Seçmenlerin yaklaşık yüzde 60’ı, seçim sandığına gitmeyerek hoşnutsuzlukları ortaya koymuşlardı.

Zira seçimler artık, her seferinde devletin yönetiminde bu türden başarısız güçler üreten, kamu parasının idari ve mali yolsuzluk sistemi yoluyla yağma edilmesine yol açan bir mekanizmaya dönüşmüştü.

Oy sandıklarına gidenlerin ezici bir çoğunluğu da, gücü elinde bulunduran geleneksel adayların aleyhinde oy kullandılar ve bazılarının meclise dönüşünü bu şekilde engellemiş oldular.

Bütün bunlar, etkili güçlere karşı uyarı niteliğindeydi. Bu etkili güçlerin büyük bir çoğunluğunu Şii ve Sünni siyasal İslamcı cemaatler oluşturmaktadır.

Durum böyle olunca manipülasyon yapmaya başladılar. Öncelikle, seçim sonuçlarının şaibeli olduğunu söylediler.

Seçim Komisyonu’nun çalışmalarının adaletli olmadığı iddia edilince yeni bir komisyon kuruldu.

Suistimal şüphesi uyandıran bölgelerde oyların yeniden sayımı gerçekleştirildi.

Neticelenmesi haftalar alan bu sayma işlemi, sonucu değiştirmedi.

Bu hamle tutmayınca yeni hamlelere giriştiler ve yeni hükümetin oluşumu ile görevlendirilecek en büyük blok hakkında bir dizi komplo ve tuzakları devreye sokup gürültü koparmaya çalıştılar.

Elbette bu da kolay değildi, dolayısıyla bu güçler, etkin güçlerin hiçbiriyle alakası olmayan bir kişilik üzerinde uzlaşma yolunu tercih ettiler.

Fakat bu kişi, hükümet kurma görevini tekeline almış bulunan Şii politik sınıftan olması gerekiyordu, zira 2003’ten beri ulusal uzlaşı neticesinde uygulamaya konulan mezhep kotaları sistemi bunu gerektiriyordu. Ve nihayetinde geçmişte Cumhurbaşkanı Yardımcılığı ve Petrol Bakanlığı görevlerini yürüten Adil Abdulmehdi’ye hükümeti kurma görevi verildi. Irak arenasında iki büyük oyuncu olan İran ve ABD tarafından makbul bir adaydı.

Irak’ın güneyindeki elektrik ve su krizi üzerinden yükselen halkın öfkesini hafifletmek için tüm etkili kuvvetler, Abdulmehdi’yi, dürüstlük, yetkinlik ve uzmanlık koşullarını taşıma şartıyla kabine üyelerini seçme hususunda serbest bırakacaklarını açıkladılar. Bu aynı zamanda, benzeri görülmemiş şiddetin eşlik ettiği protesto hareketinin taleplerinden biridir.

İlk başta, Abdulmehdi’nin iktidara gelmesini sağlayacak yol, kırmızı halıyla kaplanmış ve süslemelerle bezenmiş gibi duruyordu. Ancak ne zaman ki iş ciddiye bindi, Abdulmehdi kendisini, etkili güçlerin çelişkili iradeleri tarafından kuşatılmış halde buldu.

Bazen bunun bahanesi “seçim kazanımı” olabilirken, bazen de “bileşenlerin kazanımı” (mezhepçi – ulusal) olabilmekteydi.

Irak parlamentosuna sunulan Abdulmehdi hükümetinden (14 bakan) sadece üçte birinin, uzmanlık ve yetkinlik niteliklerine sahip olduğu görüldü. Diğerlerinde ise bu nitelikler yoktu. Veya uzmanlık alanlarıyla alakası olmayan yerlere yerleştirildiler.

Diğer üçte birlik kısmı da zaten, parlamento tarafından onaylanmadı.

Abdulmehdi hükümetinde yer alacak bakanlar için getirilen dürüstlük şartına gelecek olursak, bu da zaten ispatı oldukça zor bir konudur.

Üstelik mecliste yapılan tartışmalar sırasında, Abdulmehdi’nin, bakanlarının isimlerini etik kuruluna sunmadığı ortaya çıktı.

Bu adayların isimleri ayrıca, adayların siyasi tarihini ve eski rejim veya terörist gruplarla ilgisinin olup olmadığını inceleyen Soruşturma ve Adalet Kuruluna da bildirilmemişti. Medya ve sosyal paylaşım sitelerinde, birçok adayın dürüstlük ve siyasi geçmiş nezahetini zedeleyebilecek şok edici bilgiler dolaşmaya başladı.

Parlamento tarafından onaylanan veya onayı ertelen bakanların listesine bakıldığında, aslında birçoğunun kota sistemine göre seçildikleri ve hatta bunların bir kısmının etkili güçlerin! Akrabaları oldukları görülmektedir.

Önümüzdeki ayın altısına kadar, Abdulmehdi’nin hükümetine katılması gereken sekiz bakan var.

Onları da, 14 bakanını seçtiği gibi seçecek ya da kendisine dikte edilecek. Her halükarda yeni hükümeti muhtemelen başarısız olacaktır.

Bu hükümet, kota sisteminden bağımsız olmadıkça, önceki başarısız hükümetlerden bir farkı olmayacaktır.

Bu da demek oluyor ki, Irak halkı, dört yıllık zor bir dönemin arifesinde bulunuyor.