Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

İran ve petrol savaşı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Bölge savaşlarının çoğunun sebebini doğrudan veya dolaylı olarak petrol üzerine çekişmeye bağlayabiliriz.

Bugün büyük bir bölgesel petrol savaşının göbeğindeyiz. İran, petrolü Batı’ya karşı kullanmak istiyor; İran’ın düşmanları da İran’ı boğmak için.

İranlı Başkan Vekili İshak Cihangiri, isim vermeden Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerine, ‘İran’ın petrol pazarındaki payını çekip almaya çalışan herhangi bir odak, İran’ın hakkına karşı büyük bir ihanet içerisindedir ve bunun bedelini er geç öder’ şeklinde bir tehdit yöneltti. Bu tehdit, Suudi Kral ile Amerikan Başkanı arasında petrolün sürekliliğini sağlamak üzere yapılan bir telefon görüşmesinin ardından Başkan Trump’ın ‘Suudi Arabistan’ın gerekirse iki milyon varille pazarın istikrarına katkı sağlayacağını’ söylemesinden sonra geldi.

Bununla birlikte petrol fiyatlarındaki düşüş, içinde bulunduğu durumda İran’ı en az rahatsız eden şey. Zira Trump yönetiminden gelen bir dizi hızlı darbeden sonra İran’ın üretim kapasitesinde azalma görüldü ve ABD petrol şirketleri ile başkaları, arama, üretim, taşıma ve sigortadan men edildi. Amerikan Dışişleri Bakanı’nın gezileri ile de Tahran üzerindeki baskı arttı ve Hindistan gibi büyük pazarlar, İran petrolü almaktan vazgeçti. Trump’ın Tahran’a karşı başlattığı ekonomi savaşının ta başından İran riyali en düşük seviyeye indi. Gösteriler, İran sokaklarına geri döndü. Üç gündür Tahran, ekonomik durumun kötülüğüne karşı duran eylemcilerin sebep olduğu baş ağrısıyla yaşıyordu.

Hızlı ekonomik yaptırımlar, etkisini epey gösterdi. O kadar ki İran rejiminin genişlemesi ve dış savaşların bir sonucu olarak gerçekleşebilecek askeri bir karşılaşmadan çok daha iyi olduğuna şüphe bırakmadı. Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani hükümetinin gelirlerindeki düşüş, elini büyük oranda boşalttı. “Yüce Rehber”, büyük tavizler sunmayı onaylamazsa da süreç hükümetin düşmesiyle son bulacak. Bu ise mevcut aşamada ve hatta bu senenin sonuna kadar pek mümkün gözükmüyor.

İranlı Başkan Vekili’nin tehditleri, Suudi Arabistan’ı muhatap alıyordu çünkü Suudi Arabistan, İran’ın ambargoya direniş gücünü kırdı ve Hindistan gibi İran pazarına olan ihtiyacın önüne set çekti. Tahran aynı şekilde üretimin artmasıyla da Washington’a karşı son kozunu kaybedecek ki bu koz, Trump yönetimini İran’a petrol üzerinden boykot uygulama kararından vazgeçmeye zorlayabilecek arz eksikliğidir.

İran, petrolünü satabilir ancak hem az hem de düşük fiyata. Böylelikle onu Suriye, Yemen ve elbette Lübnan’da bir savaşa iten temel gelirlerini çok hızlı bir şekilde kaybedecek. Memurlarının maaşlarını veya vatandaşlarının ana mal desteğini finanse etmekten kaçınabilmesi mümkün değil. Zira böyle bir şey, yaklaşık 1.5 seneden beri sıcak bir yüzeyin üzerinde oturan rejimin sonunu getirir.

Körfez Amerika’sı ve İran arasındaki savaşta petrol, önemli bir kart. İran’a geri adım attırıp Amerika’nın on iki şartını kabul etmesini sağlayacak ya da önünde sonunda rejimi çökertecek baskı politikasının belki de en önemli silahıdır. Unutmayalım ki Şah karşıtı hareket, petrol rafinerilerini durdurma ve petrol ihracatını kesmede başarılı olmuş; Şah’ın gidişi içeriden ve dışarıdan bir gereklilik haline gelmiş ve Ayetullah Humeyni böylelikle iktidarı ele geçirmişti.