Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Başarısız Iraklı politikacıları kurtarmak için yeni bir can simidi | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

12 Mayıs’ta yapılan Irak parlamento seçimlerinin sonuçlarının iptal edilmesinin ve bir bütün olarak seçimlerin yenilenmesinin, bu seçim sürecinde yaşanan sahte oy kullanma krizini çözmede, çeşitli seçenekler arasında en iyi seçenek olduğu kesindir.

Parlamento veya yerel (il meclisleri) tüm önceki seçimlere hile karıştırıldığı görüldü. Etkili ve güçlü siyasi sınıf, her zaman birbirleriyle uzlaşarak ve karşılıklı çıkar ve faydaları gözeterek oylamada usulsüzlük ve hile meselesini kapatmayı başardı. Bu sefer durum farklıydı:

Son seçimler, (Şii – Sünni) ve (Arap-Kürt) taraftarlığı temelinde oluşan büyük blokların çöktüğü şartlarda gerçekleşti. Bu, 2003’ten sonra ortaya çıkan siyasi sürece güvenin çöküşünün bir neticesidir. Zira sistem mezhep ve etnik kontenjan esasına dayanmaktadır. Ayrıca DEAŞ’ın Irak topraklarının üçte birini istila etmesinin ve bu terörist örgütlenmenin sınır dışı edilmesi için sürdürülen uzun savaşın ardından, neredeyse tüm Iraklılar dayanılmaz acılar ve trajediler yaşadılar. Ve bu görev henüz tamamlanmış değil.

Son ve önceki seçimlerde yapılan sahtecilik, etkin siyasi kuvvetler arasında devam eden güç, nüfuz ve para mücadelesinin artmasına yardım ettiği gibi aralarında var olan rekabeti de şiddetlendirdi. Bu rekabet, mezhep (Şii ve Sünni) ve etnik (Arap ve Kürt) çerçeveyle sınırlı değil, aynı zamanda bu bileşenlerin her biri için de geçerliydi. Şii partiler devlette kilit makamlar elde edebilmek için kendi aralarında şiddetli bir şekilde mücadele ettiler ve aynı durum Sünni cemaatler ve Kürt partileri için de geçerlidir.
Seçimlerin yapılmasını idare etmek için tayin edilen kurulun (Yüksek Seçim Kurulu) hiçbir zaman bağımsız olmaması, tüm seçimlerde sahtecilik yapılmasına yardımcı oldu. Hâlbuki daimi anayasa hükümleri, seçim sürecinin adil ve şaibesiz yürütülmesini garanti etmektedir. Yüksek Seçim Kurulu her zaman Parlamento ve Hükümet içindeki etkin siyasi güçlerin temsilcilerinden oluşmakta ve üye sayısı da altı veya yediyi geçmemektedir. Kurul üyelerinin görevleri bittikten sonra, bu üyelerinin yeniden atanması, Millet Meclisinde bulunan güçlü partilerin belirlediği listeler üzerinden olmaktadır. Bu durumda yeniden seçilmeleri, bu güçlü partilere sundukları hizmetlere bir mükâfat şeklinde olmakta ve dolayısıyla kurulan bu düzen seçim sürecinin bu taraflar lehine manipüle edilmesini bir nevi zorunluluk haline getirmektedir.

Kurulun yanı sıra, seçim yasasının kendisi de parlamento, hükümet ve diğer devlet organlarındaki etkin güçlerin nüfuzlarını pekiştirmek ve genişletmek için tasarlandı. Kanunlar, güçlü partilerin seçim barajına ulaşamayan “küçük” partilerin meclis dışı kalması için formüle edildi. Böylece, parlamento içindeki “zengin” güçler seçimlerde daha da zengin olurken, “fakir” güçler daha da fakir hale gelmektedir.

Son seçimlerin sonuçlarının iptal edilmesi ve bu yılın sonunda yapılması planlanan ertelenmiş yerel seçimlerle beraber yeniden düzenlenmesi, Geçen ay yapılan seçimlerdeki büyük çaplı sahtecilik sorununun üstesinden gelinmesi, siyasi sürece güveni yeniden tesis edecektir. Son seçimlerin, Iraklıların büyük çoğunluğunu hayal kırıklığına uğrattığına dair güçlü işaretler var. Bunun sahaya yansıması olarak, seçmenlerin çoğunluğu (% 56) seçimleri boykot ederek sandık başına gitmemiştir. Gerçek oran daha büyük olabilir. Bu unsur da aynı şekilde manipüle edilmiş olabilir, zira Irak seçimlerinde boykot oranı ilk kez % 50’yi geçiyor. Oylamaya katılanların çoğu, son dönemde siyasal süreçte etkin olan birçok önemli şahsiyeti meclis dışı bırakacak şekilde kullandı. Bundan dolayı bu şahsiyetler, seçim sonuçlarına itiraz etmek için çalıştılar, seçim yasasının değiştirilmesini önerdiler, seçimlerin elektronik olarak değil de elle sayma şeklinde olması konusunda ısrarcı oldular. Bu şahsiyetler ayrıca yurtdışı seçim sonuçlarının, yerinden edilmiş insanların yaşadığı IDP kamplarındaki ve Kürdistan Bölgesi’ndeki oylama sonuçlarının iptal edilmesini de istediler. Ancak federal mahkeme geçen Perşembe günü, sonuçların kısmi iptalini öngören özel yasanın geçersiz olduğuna karar verdi.

En iyi seçenek (seçimlerin yenilenmesi) etkin güçler tarafından kabul edilmemektedir, eğer seçimler tekrar edilirse, daha fazla kayba uğrayacaklarını biliyorlar. Seçmenler aslında son seçimlerde bu güçleri kısmen cezalandırdı, çünkü geçtiğimiz on yıl boyunca ülkeyi kötü yönettiler. Seçim Kurulu ve devletin diğer organlarındaki nüfuzları nedeniyle, başka hiç kimsenin işleyemeyeceği sahtekârlıklar işlediler, dolayısıyla seçimler yenilendiğinde seçmenler bunları bir kez daha cezalandırma yoluna gideceklerdir. Bu cezalandırma daha fazla boykot ve önemli şahsiyetleri sandıkta seçmeme şeklinde tecelli edecektir. Seçimlerin yenilenmesi, Seçim Kurulunun bağımsızlığını ve dolayısıyla seçim sürecinin tamamının şaibesiz yapılmasını garanti eden farklı bir temelde yeniden yapılandırılmasını gerektirecektir. Bu da, bunun aksi bir durum için sürekli çalışan etkin güçlerin istemediği bir şeydir.

Seçim sürecine itirazların gittiği Federal Yüksek Mahkeme, seçimleri iptal etmeme konusunda ısrar ediyor. Sadece oyların yeniden ve elle sayılmasını istiyor. Bu karar, her şeyden önce, etkin siyasi sınıflar için can simidi mesabesinde olmuştur. Zira onları seçim sürecinde işledikleri sahtecilik suçundan kurtarmakta ve Irak’ta devlet ve toplumun yönetiminde 15 yıldan beridir gösterdikleri başarısızlığı örtmektedir.