Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Afganistan, Çin ile Hindistan arasında stratejik ortaklık başlığı oluyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Hindistan Başbakanı Narendra Modi ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, geçen hafta iki gün boyunca devam eden ve yaklaşık 10 saat süren altı müzakere turunun ardından ikili ilişkileri onarmak için uzun ve zorlu bir sürece başladı.

Beklenildiği gibi zirve, zorlu ilişkilere sahne olan iki yılın ardından Yeni Delhi ve Pekin arasında herhangi bir uzlaşıyla sonuçlanmadı. Ancak buna rağmen büyük bir gelişme yaşandı. Hindistan ve Çin, Afganistan’da yürütülecek bir ekonomi projesinde birlikte çalışmaya karar verdi.

Resmi bir kaynak tarafından aktarılan göre Hint ve Çinli yetkililer, konuya dair projeleri belirleyecek ve kurulan diplomatik kanallar aracılığıyla ortak işbirliği yöntemleri geliştirecek. Bu bağlamda ortak bir ekonomik proje durumundaki “Afganistan’da Hindistan- Çin yaklaşımı”, bölge için yeni bir durum sayılıyor.
Son gelişmeyle birlikte Nepal, Sri Lanka, Myanmar ve diğer Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) ülkeleri gibi komşu ülkelerde iki taraf arasındaki ortak projelerin artırılması bekleniyor. Nitekim Afrika, ortak işbirliği açısından potansiyel sahibi bir Kıta olarak ön plana çıkıyor. Öyle ki zirve sonunda bir basın açıklamasında bulunan Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Kong Xuanyou, “Halen hazırlık aşamasında olan ve üçüncü tarafları da kapsayacak Çin- Hindistan ortak projeleri daha da artacak” ifadelerini kullanmıştı.

Neden Afganistan?

Yazar Minas Merchant yaptığı açıklamada, “Afganistan; Hindistan ve Çin arasındaki modern siyasi rekabet oyunlarına tanıklık eden yeni satranç tahtasıdır” diye konuştu. Merchant’a göre söz konusu ülke, iki liderin son birkaç yıl içerisinde ikili ilişkilerdeki güvensizlik durumu konusunda belli bir dereceye kadar başarılı olduğunu gösteriyor. Yazar, tarafların ABD’nin Yeni Delhi’yi, Hint ve Pasifik Okyanusu bölgesinde Pekin’e paralel bir bölgesel güç haline dönüştürmeye çalıştığı bir dönemde işbirliği yapabildiklerine dikkat çektiğini söyledi. Söz konusu anlaşma sembolik olabilir ancak Asya’da işbirliği ve Afganistan’da da barış için büyük önem taşıyor. Ayrıca Afganistan’da aynı politikaları takip etmek için hem ABD hem de Pakistan için gizli bir başkaldırı görevi görüyor.

Nitekim Pakistan’ın bu gelişmelere karşı tepkisi büyük bir endişe kaynağı olacak. Zira İslamabad, “Çin ile Afganistan’a ekonomik koridor” konusunda Pekin’le görüşmelerde bulunuyor. Bu bağlamda Hindistan- Çin girişimi, İslamabad’ın Pekin’deki zengin müttefiklerinden beklentileri ile çelişiyor.

Siyasi yorumcu Yash Johari, konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

“Çinliler, Afganistan’da Hindistan ile ortak çalışma prensibini kabul ederek cesur bir adım attı. İlk olarak söz konusu durumla Hindistan’ın uzun vadeli yönelimini ve Afganistan’a ekonomik kalkınma yardımı sağlama konusundaki tecrübesini tanıdılar. Pakistan’ın Afganistan’daki Hindistan varlığına tepkisi göz önüne alındığında Çin’in Hindistan ile kurduğu işbirliği, Afganistan’daki Hint ekonomik projelerine yönelik saldırılara karşı bir sigorta poliçesi olarak görülebilir. Buna ek olarak ABD Başkanı Donald Trump, 2017 yılı sonbaharında Afganistan- Pakistan stratejisine değindi. Nitekim Hindistan, Afganistan’a ekonomik olarak yardım etmeye devam edecek.”

Siyasi analistlerin bir kısmı da Çin Devlet Başkanı’nın Afganistan’daki ekonomik projeler üzerinde birlikte çalışma kararının, birçok Çinli ve Hint endişesini hafifleten memnun edici bir karar olduğu görüşünde. Öncelikle Hindistan- Çin ortak altyapı projeleri konusuna dair geçen yıl Şi Cinping tarafından yapılan açıklamaya göre Hindistan’ı Afganistan’a kadar uzatabilecek iddialı “Kuşak ve Yol Girişimi” ortaya konulacak. Ancak Hindistan bu girişime doğrudan katılmayı reddediyor. Zira Hindistan’ın kendisine ait olduğunu ve Pakistan kuvvetleri tarafından işgal edildiğini iddia ettiği Keşmir de bu proje kapsamında yer alıyor.

İkinci olarak, projenin gerçekleşmesi için Taliban’ın belirli bir dönemde Afgan koalisyon hükümetine katılmasıyla Afganistan’da barışın sağlanması gerekiyor. Nitekim Tek Kuşak Tek Yol girişiminin ayrılmaz bir parçası olan Çin- Pakistan ekonomik koridoru, şimdiden Beluc isyancılarının güvenlik tehditlerine tanık oluyor. Bu bağlamda Tek Kuşak Tek Yol girişiminin başarısı için bölgeye barışın getirilmesi şart olarak görülüyor. Çin tarafından desteklenen Hint ekonomik rolü de bu çabaları güçlendirme konusunda yardımcı olabilir.

Diğer taraftan Hindistan Başbakanı Modi de Pakistan’ın 2019 yılında ulusal seçimler yapılıncaya kadar yeni sınır hilelerine başvurmayacağı konusunda bir tür güvence istiyor. Zira Çin, Pakistan’ın sponsorluğunu yürütüyor.

The Diplomat gazetesinin baş editörü Ankit Panda konuya ilişkin şunları söyledi:

“Yeni Delhi ve Pekin’de Afganistan istikrarı konusunda bazı jeopolitik çıkarlar söz konusu olacak. Tarafların Afganistan’da verimli bir ikili işbirliğini sürdürme kabiliyetleri, nihayetinde diğer birçok yapısal faktörle sınırlıdır. Taraflar, özellikle Pakistan ve ABD başta olmak üzere bu konudaki önemli oyuncular olacak. Washington’ın rolü önümüzdeki yıllarda artabilir. Başkan Trump idaresi, eski Başkan Obama’nın Afganistan’dan çekilmesine dair zaman çizelgesini yansıtıyor. Afganistan’daki güvenlik durumu da uzun vadeli iyileşmenin önemli belirtilerini gösteriyor.

Çin’in Hindistan’a yakınlığının arkasında ne yatıyor?

Jeopolitik gelişmeler son derece hızlı değişimlere tanık oluyor. Zira Çin, ABD ile bir ticaret savaşı yürütüyor. Çin Devlet Başkanı, Hindistan ve ABD’nin güçlü askeri ve stratejik ortaklık kurduğu bilincinde. Yeni Delhi ise Pekin karşısında Washington ve Tokyo’nun potansiyel müttefiki olma yolunda. Nitekim tüm bunların, Şi Cinping’in Modi ile “Asya politikası” kartıyla oynamasının arkasındaki neden olduğu ifade ediliyor. Daha da önemlisi Kore Yarımadası’ndaki son gelişmeler ise Pekin’in endişelenmesine neden oluyor. Aynı şekilde geçen hafta Güney Kore ve Kuzey Kore liderleri arasındaki görüşme de Çin’in değil ABD’nin baskısıyla gerçekleşti. Yani Çin’in bu konudan uzak tutulduğu söylenebilir.

Yeni Delhi Siyasi Araştırmalar Merkezi’nde stratejik çalışmalar profesörü olan Brahma Shilani yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“Çin Devlet Başkanı, konudan giderek daha da uzaklaştırılıyor ve söz konusu durum ABD Başkanı Trump’ın hedefleri doğrultusunda ilerliyor. Nitekim Trump’ın pragmatik konumu, Şi Cinping’i Trump’ı onunla mücadele etmekten ziyade Yeni Delhi ile iş birliği arayışını ilan ederek Hindistan’a yönelik yumuşak bir saldırı başlatmaya zorladı. Stratejik bakış açısı son derece basit: Hindistan ABD ile çok yakın. Ancak Washington’a tam olarak bağlanmadan önce kişisel çıkarların dikkate alınması gerekiyor. ABD coğrafi olarak uzak bir konumda bulunuyor. Çin ise ortak sınırda Hindistan’ın güçlü bir komşusu. Yeni Delhi, ABD’nin Donald Trump otoritesi altında müttefiklerine karşı nasıl bir çizgiyi takip ettiğini inceliyor. Zira bir anda Hindistan’ı tamamen unutabilirler. Diğer taraftan Hindistan ve Çin arasındaki bölgede kurulan köklü ekonomik ortaklık, Hindistan’ı ABD nüfuzu ve etkisinin yörüngesinden uzaklaştıracak. Çin Devlet Başkanı, 2030 yılında ABD, Çin ve Hindistan’ın dünyanın en büyük üç ekonomik gücü olacağını söylüyor. Bu jeopolitik üçlemeyle Çin, ABD ile iki büyük açıyı, Hindistan ise üçüncü küçük açıyı ortaya koyacak. Ancak buna rağmen Hindistan, iki taraf arasındaki değişken güç olacak. Hangi taraf Çin veya ABD ile uyumluysa şüphesiz ki o taraf fayda sağlayan taraf olacak.”

New York Times’tan Jean Berlioz konuya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

“Çin, kendisini diplomasinin merkezinden uzakta buluyor. Zira Kim’in en büyük düşmanları (Güney Kore ve ABD) ile iletişim kurma hedefleri konusunda da giderek artan bir endişeye sahip. Birleşik bir Kore Yarımadası, Çin’in Güney Kore ve Kuzey Kore arasında bir barış anlaşmasına destek vermesine rağmen Pekin için bir kâbus olur. Çin, Kuzey Kore’yi Çin sınırından uzak, güvenli bir mesafedeki Güney Kore’de konuşlu 28 bin ABD askeri ile arasında bir tampon bölge olarak kullanıyor. Kuzey Kore ve Güney Kore’nin birleşmesi, bu kuvvetlerin Pekin’e yaklaşmasına neden olacak.”

Analistler de olayların hızlı bir şekilde cereyan etmesiyle birlikte Çin Devlet Başkanı’nın en azından kötü durumlara dair açıklamalarının incelenmesi gerektiğini vurguladı.

Hindistan Başbakanı Modi, Pekin ile oyunundan iki kazanç elde edeceğini biliyor. Zira bunların ilki Pakistan’ı etkisiz hale getirmek. Modi, Afganistan’daki Hindistan – Çin ortak girişimlerinin Afganistan’daki Hindistan varlığına karşı Pakistan muhalefetini hızlandıracağının da bilincinde.

Elde edilen ikinci kazanç ise Hindistan- Çin iş birliğinin Çin sınırındaki gerginliği azaltacak olması. Öyle ki Hindistan ordusunun aynı zamanda iki cephede savaşacak kadar hazırlıklı ve donanımlı olmadığı gerçeği de biliniyor. Aynı şekilde Pekin ile geçici olarak bir arada yaşama politikası, Hindistan ordusunun Cemmu-Keşmir’deki terörle mücadele operasyonlarına ve sınır kontrol hattı boyunca sızma eylemlerine odaklanmasına katkı sağlayacak.