Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Afganistan’da gerçekleştirilen intihar saldırısında aşiret lideri öldü | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

On beş yılı aşkın bir süredir devam eden Taliban saldırıları genel olarak sakin geçen yaz aylarının ardından kış mevsimi ile birlikte hız kazandı.

Belki de en belirgin saldırılar Taliban, Hakkani ve diğerlerinden türeyen grupların başlattığı saldırılardır. Bu örgütler genellikle polis güçlerini ve çoğunluğu Afganistan’ın güneyinde ve doğusundaki sorunlu bölgelerde bulunan polislerin müttefiki olan milisleri hedef alıyorlar.

Son yaşanan saldırı hakkında açıklamalarda bulunan Afgan yetkililer, ülkenin kuzeyindeki Mezar-ı Şerif kentinde gerçekleştirilen intihar saldırısında hedef alınan aşiret liderinin öldüğünü üç korumasının yaralandığını belirttiler. Geçtiğimiz yıllarda sakin bir havaya sahip olan kent, DEAŞ terör örgütünün çevresinde konuşlanması ve yayılmasıyla yoğun çatışmaların yaşandığı bir yer haline geldi.

Canlı bomba kendini lokantada patlattı

Mezar-ı Şerif’teki 303 Pamir Bölge Komutanı General Baba Can saldırıyla ilgili yaptığı açıklamada, intihar bombacısının, aşiret lideri Hacı Abdul Gani’nin sabah kahvaltı yapmak için kent merkezindeki bir lokantaya geldiği sırada üzerine yerleştirdiği bombayı patlattığını belirtti. Baba Can, olayda Abdul Gani’nin hayatını kaybettiğini, 3 korumasının da yaralandığını söyledi.

Taliban hareketi sosyal medya üzerinden yayınladığı açıklamada saldırının sorumluluğunu üstlendi.

Afganistan Dışişleri Bakanı ve Cemiyet-i İslami Partisi Lideri Selahaddin Rabbani yaptığı açıklamada, öldürülen aşiret liderinin ülkenin en büyük partisi “İslam Cemiyeti” partisinin eski liderinden biri ve Taliban karşıtı olduğunu belirtti.

Saldırılarda 10 sivil öldü

Öte yandan artan askeri operasyonlarla birlikte sivil kayıplarda artış yaşanıyor. ABD tarafından yürütülen askeri soruşturmada sivil ölümlerin yaşanmadığı bilgisinin verilmesine rağmen Birleşmiş Milletler (BM) misyonu ülkenin kuzeydoğusundaki Kunduz kentinde bir haftadır devam ede hava saldırılarında 10 sivilin öldürülmüş olabileceğini söyledi.
BM’nin Afganistan Yardım Misyonu (UNAMA) Twitter üzerinden yayınladığı mesajlarda, doktorlar, yaşlılar ve diğerlerinin yanı sıra olaydan kurtulan birkaç kişinin anlattıkları, saldırıda ölenler arasında siviller olduğuna dair güçlü bir kanaat oluşturdu.

UNAMA yaptığı açıklamada, hava saldırılarında en az 10 sivilin ölmüş olabileceğine dair raporlar, ABD’nin yaptığı açıklamada çelişkilerin olduğu tezini doğurduğunu gösteriyor.

Olayla birlikte, Afganistan’daki sivil ölüm raporlarında şeffaflığın olmadığını gösteriyor. Bu durum özellikle ABD’nin Taliban ve diğer isyancı gruplar üzerindeki hava saldırılarını artırma kararı sonrasında iyice artacak.

Geçtiğimiz eylül Kabil’e bir ziyaret gerçekleştiren ABD Savunma Bakanı James Mattis, askeri lider ve komutanlara Taliban karşısında kullanılacak ABD askeri gücünde daha fazla özgürlük verileceğini ancak bununla birlikte sivil kayıplardan olabildiğince kaçınılacağı açıklamasında bulunmuştu.

Karzai’yi saldırıyı kınadı

Afganistan eski devlet başkanı Hamid Karzai, hava saldırısını kınadı. ABD’nin birliklerini arttırma kararını ve profesyonel bir hava kuvvetinden yoksun Afgan kuvvetlerine yardım etmek için hava operasyonlarına yeniden başlatılmasından memnuniyetle karşılayan Eşref Gani Ahmedzai hükümeti ise herhangi bir açıklamada bulunmadı.

Bazı yerel yetkililer, cumartesi günü yapılan hava saldırılarında yaklaşık 13 kişinin öldüğünü belirttiler. Yayınlanan diğer bazı raporlara göre ise Kunduz’a bağlı Çardara ilçesinde ise 65 kişinin öldüğü belirtildi.

48 örgüt üyesi öldürüldü

Afgan Özel Kuvvetler ve bölge valisi yaptıkları açıklamada, hava saldırılarında 48 örgüt üyesinin öldürüldüğünü belirtirken olayda herhangi bir sivil kayıp yaşanmadığını söylediler.

ABD’nin Afganistan ve Pakistan Özel Temsilci Vekili Alice Wells yaptığı açıklamada, Taliban’a karşı zafer kazanmanın tek yolunun, Afganistan’daki DEAŞ terör örgütü üyelerinin yok edilmesi olduğunu söyledi. Düzenlediği basın toplantısında gazetecilere demeç veren Wells, “Taliban’ı bir savaş gücü olarak meşrulaştırmanın faydalı olmadığını düşünüyorum. Ancak DEAŞ’ın hakkından gelebilmek için ulusal birlik hükümetinin savaş gücünü artırarak birlikte hareket etmek ve çalışmak zorundayız” ifadelerini kullandı.

Şuan Afganistan’da halihazırda 2 bin ABD askerinin olduğunu belirten Wells, askerlerin görevlerinin Afganistan’daki terörle yüzleşmek olduğunu ve Washington’ın bu konuyu ciddiye aldığını söyledi.

ABD’nin Afganistan’daki çatışmaların sonuçları için hukuki sorumluluk taşımayı reddetmesi bağlamında ise Wells, ABD’nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Michele Sison’ın BM Güvenlik Konseyi (BMGK) önünde Afganistan’daki ABD vatandaşlarına yönelik Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından açılacak herhangi bir soruşturmayı reddettiğini belirtti.

ABD, uluslararası hukuka saygılı

Sison Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (UNSC)’da Libya için gerçekleştirilen bir oturumda, “UCM tarafından yapılan soruşturmaların Afganistan’daki barışı veya adaleti sağlayacak hizmetlerde bulunacağına inanmıyoruz. Afganistan’da bulunan ABD’li personele yönelik UCM tarafından yürütülecek herhangi bir faaliyetin haksızlık olacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullanmıştı. Sison açıklamasında, ABD’nin uluslararası hukuka saygılı ve hesap verebilir olduğuna ve şeffaflık açısından dünyanın en iyi ulusal soruşturma sistemine sahip olduğuna dikkat çekti.

UCM hakimlerinden Fatou Bensouda, Washington’ın 2001 ile 2014 yılları arasında Afganistan’da gerçekleştirdiği Sonsuz Özgürlük Operasyonu çerçevesinde işlenen savaş suçlarıyla ilgili soruşturma açmasını isteyeceğini söylemişti.