Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Afrika Boynuzu… Kapsamlı çözümler için diplomasi | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Afrika boynuzu ve doğu bölgesi, birçok politik yorumlar ve olağanüstü hallerle ilk anda pek çoğumuza sürpriz gibi gelen aktif bir diplomasiye ve uzlaşmalara şahit oluyor. En nihayetinde bu, bölgede barış ve uzlaşmaların lehine olan bir durumdur. Bu da bölge devletleri arasında entegrasyonu ve işbirliğini sağlamlaştırabilir.

Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed Ali, yönetime geçmesiyle birlikte hızlı bir şekilde diplomasiye başlayarak durgun politikaya bir canlılık kazandırdı. Sonra komşu ülkeler arasında önemli ilişkiler başlatmak için Eritre’ye gitti. Abiy Ahmed, Addis Ababa ve Asmara arasındaki çatışmaları yok etmek için 2000 yılında yapılan Cezayir Anlaşması’nı dayanak aldı. Bu durum, Asmara tarafından memnuniyetle karşılanırken, 20 yıl devam eden bir kopukluğun ardından diplomatik ilişkilerin yeniden kurulmasını sağladı.

Abiy Ahmed’in çalışmaları, sadece Asmara’yla sınırlı kalmayarak bütün komşu ülkelerle işbirliğini pekiştirmeye kadar gitti. Haberleri takip edenler, farklı alanlarda ikili işbirliğini görüşmek ve geliştirmek amacıyla Abiy Ahmed’in başbakan seçilmesinin ardından ilk yurtdışı ziyareti olarak Cibuti’ye gittiğini hatırlayacaklardır. Bu da iki ülke arasındaki ilişkilerin sağlamlığını göstermektedir.

Abiy Ahmed’in seçimlerden iki ay sonra kardeş Suudi Arabistan’a yaptığı ziyaret, kraliyet ile Afrika Boynuzu arasındaki tarihi, insani ve kültürel ilişkilerin derinliğini bir kez daha ortaya koydu.

Bu şekilde bölgedeki diplomasi hareketi, uzun bir aradan sonra hem Etiyopya-Eritre hem de Eritre-Somali arasındaki kardeşlik ve diplomatik ilişkilerini yeniden kurmak için meyvesini verene kadar devam etti. Sonra Eritre Dışişleri Bakanı Osman Salih’in 6 Eylül 2018’de Cibuti’ye gerçekleştirdiği ziyaretin ardından bölgedeki aktif diplomasi hareketi çerçevesinde Cibuti ve Eritre arasındaki krizin çözümüne sıra geldi. Bu ziyarette Eritre Dışişleri Bakanı Osman Salih’e Eritre Cumhurbaşkanı’nın Danışmanı Yemani Cüber Ab, Etiyopya Dışişleri Bakanı Workneh Gebeyehu ve Somali Dışişleri Bakanı Ahmed İsa Avaz eşlik etti. Bu üst düzey siyasiler yanlarında ise Eritre’nin Cibuti’yle yeni bir barış sayfası açmak istediğini belirten mesajı taşıdılar.

Cibuti’de ise, Eritre Dışişleri Bakanı Osman Salih’in getirdiği mesaj, cumhurbaşkanı, hükümet ve halk tarafından memnuniyetle karşılandı. Öyle ki bu ziyaret, iki ülke arasında güvenin yeniden kazanılması hususunda yeni bir sürecin başlaması için gerekli temellerin atılmasını sağladı.

İki cumhurbaşkanı İsmail Ömer Gulle ve Isaias Afewerki’nin bugün Addis Ababa’da IGAD zirvesinin ardından görüşmesi bekleniyor. Ayrıca Addis Ababa’da uzun bir aradan sonra Eritre’nin IGAD’daki üyeliğinin aktif hale getirilmesine tanıklık edilmesi öngörülüyor. Bundan sonraki süreçte taraflar arasında güven köprüleri kurmak için çekişmenin detayları araştırılacak. Bu çabaların, anlaşmazlığın sebeplerini ortadan kaldıracak kapsamlı bir çözümle taçlandırılmasını ve suları doğal akışına yeniden döndürmesini ümit ediyoruz.

Detaylarını bilmeyenler için Cibuti-Eritre arasındaki anlaşmazlık, sınır çekişmesinden kaynaklanıyordu. Cibuti, doğrudan çözüm, müzakere, arabuluculuk ya da uluslararası tahkim yoluyla söz konusu anlaşmazlığı bir şekilde çözmeye çalıştı. Ancak bir anlaşmaya varılamadı.

Bu kapsamda Cibuti ve Eritre arasındaki uzlaşmada Etiyopya ve Somali’nin ve aynı zamanda Cibuti’nin ezeli stratejik müttefiki ve kardeşi olan Suudi Arabistan’ın çabalarını tebrik etmeden geçemeyeceğim. Eritre Cumhurbaşkanı’nın danışmanının yanı sıra üç bakanın 6 Eylül’de yaptıkları Cibuti ziyareti, kardeş Suudi Arabistan’ın gayretleriyle gerçekleşti.

Belki de herkes, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cübeyr’in geçtiğimiz 9 Ağustos’ta Asmara ve Addis Ababa’ya yaptığı mekik ziyaretlerini, iki ülke liderleriyle görüşmesini ve aynı zamanda Afrika İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Ahmed Kattan’ın 30 Temmuz’daki Cibuti ziyaretini hatırlıyordur. Öyle ki Ahmed Kattan, bu ziyarette Cumhurbaşkanı İsmail Ömer Gulle’ye dostu Kral Selman bin Adulaziz’den bir mesaj iletti. Bu önemli ziyaretler, Cibuti ve Eritre arasında güven köprülerinin yeniden inşa edilmesine zemin hazırladı.

Cumhurbaşkanı İsmail Ömer Gulle, dostu Kral Selman bin Adulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman arasındaki siyasi ve stratejik uyum sayesinde her geçen gün sağlamlaşan tarihi ve stratejik ilişkiler Cibuti ve Suudi Arabistan’ı birbirine bağlamaktadır.

Cibuti’nin komşusu Eritre ile uzlaşmayı kabul etmesi, mevcut anlaşmazlıkların çözümüne ulaşmak maksadıyla bölgedeki çatışmaların üstesinden gelmek ve çekişme yerine diyalog ilkesini pekiştirmek için Cibuti’nin isteğini teyit etmektedir. Cibuti, bölgedeki güvenliği sağlamak, Afrika Boynuzu ve Doğu Afrika ülkelerindeki gruplar arasında barış ve uzlaşma konferanslarına destek vermek için tarih boyunca şerefli roller üstlenmiştir ve bu, tuhaf bir durum değildir. Cibuti, Temmuz 1991’de merhum Cumhurbaşkanı Hassan Gouled Aptidon’un gözetiminde Somali ulusal birliğini kurtarma ve anlaşmazlıkların üstesinden gelme noktasında gruplara yardım etmek için Somali uzlaşmasının ilk konferansına ev sahipliği yaptı ve aynı konferans, 1992 yılında da tekrar etti.

1999 yılının sonlarında Cumhurbaşkanı İsmail Ömer Gulle; Sudan Cumhurbaşkanı Ömer Hasan Beşir ve Ümmet Partisi’nin lideri ve eski Başbakan Sadık el-Mehdi’nin katılımıyla Sudan hükümeti ve muhalif Ümmet Partisi arasındaki kapsamlı barış anlaşmasına destek verdi.

Yine Mayıs 2000’de Cibuti, başkentin batısındaki Arta şehrinde düzenlenen Somali uzlaşması için Arta konferansına ev sahipliği yaptı. Çok sayıda siyasetçi, sivil toplum temsilcileri, aydınlar ve kabile liderleri konferansta bir araya geldi. Konferans, Somali’nin yeniden inşa edilmesi için en önemli adımın atılmasını sağladı. Açıkçası peş peşe gelen geçici hükümetler ve hatta şu anki federal hükümetin hepsi de Arta konferansında alınan kararların doğal bir ürünü ve uzantısıdır.

Barış vahası ve anlaşmazlıkları kontrol etme platformu olmasının yanı sıra Cibuti, bağımsızlığından bu yana komşu ülkelerdeki çatışmalardan kaçanların ve mültecilerin kıblesi olmaya devam etti. 1977 yılında Somali ve Etiyopya arasındaki savaş, Cibuti’nin bağımsızlığını kazandığı zamana denk geldi. Fakat bu, kaynakların azlığına, yeni ülkenin krizle ilgilenmesine ve savaştan kaçanları karşılamasına engel değildi. 1991 yılında Somali hükümetinin parçalanması ve ülkede iç savaşın patlak vermesi, çok sayıda Somalili kardeşimizin Cibuti’ye göç etmesinin sebebiydi ki Cibuti, Somalili kardeşlerimizi cömertçe ve memnuniyetle karşıladı.

Yine Cibuti, Cumhurbaşkanı İsmail Ömer Gulle’nin doğrudan ilgisi ve takibiyle başkent Sana’da ve diğer şehirlerde zarar gören Yemenlilere kucak açtı.

Cibuti insanı, doğası gereği misafirperver ve komşu ülkelerin halkına yönelik açıktır. Bu durum, beni, Cibuti’yi “Afrika Boynuzu’nun vicdanı” olarak isimlendirmeye sevk ediyor. Şöyle ki Cibuti’deki her evin Somali, Yemen, Etiyopya ya da Eritre’yle bir akrabalık bağı vardır. Bu da komşu ülkelerden gelenlerin memnuniyetle karşılanmasında, Cibuti toplumuyla kolayca birlikte yaşamalarında ortaya çıkan güçlü bir etkendir. Aynı zamanda sosyal, tarihi ve coğrafi bağlardan dolayı bu ülkeler arasında toplumsal bakımdan uyumu ve işbirliğini pekiştiren kuvvetli bir faktördür.

Yerel düzlemde ise Cibuti, halk oluşumları arasında uyumu, sevgiyi ve diyalogu tanıdı ve 1990’ların başlarında ortaya çıkan silahlı muhalefetin dışında tarihte herhangi bir güvenlik endişesine şahit olmadı. Fakat hükümet ile Birlik ve Demokrasinin Tesisi Cephesi (FRUD) arasında doğrudan müzakerelerin yapılması sonucu silahlı muhalefet ivedi bir şekilde kontrol altına alındı. Bu da muhalefetin temsilcilerini hükümete dâhil ederken taraflar arasında barış anlaşmasının yapılmasını sağladı.

Yukarıda da geçtiği gibi Cibuti’nin ayıran değil, birleştiren bir devlet olduğu çıkarımında bulunabiliriz. Cibuti’nin bölgede devam eden mevcut diplomasi hareketindeki barış çabalarının dışında kalacağını bekleyenlerin, tahminlerinde yanıldıklarını söyleyebiliriz. Zira onlar, Cibuti’yi, Cibuti halkının doğasını, barış ve uzlaşma yanlısı liderlerini, bölgedeki anlaşmazlıkları ve çekişmelerin çözümü için gösterilen çabaları bilmiyorlar.

Yazıma son vermeden önce bu önemli gelişmelerin Cibuti’nin farklı alanlarda kapsamlı bir kalkınmaya şahit olduğu bir zaman diliminde meydana geldiğine işaret etmek istiyorum. Hiç şüphesiz Afrika Boynuzu’nda barışı ve uzlaşmayı pekiştirmek, bölgedeki farklı kalkınma alanlarını olumlu bir şekilde etkileyecek ve iktisadi bütünlük ile kalkınmacı rekabet oluşturmaya teşvik edecektir. Bu şekilde biz, anlaşmazlığın nedenlerine kesin çözümler bulmak için Afrika Boynuzu’nda barış ve güven köprülerini yeniden tesis etme sürecinde olduğumuz konusunda iyimseriz.
* Suudi Arabistan Cibuti Büyükelçisi ve Diplomatik Topluluklar Başkanı