Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Ahvaz’da Devrim Muhafızları’nı kim öldürdü? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

İran’ın baskıcı yönetimine karşı yıllardır isyan eden Arap Ahvaz bölgesinde, birkaç gün önce İran Devrim Muhafızları’nın askeri geçit törenini hedef alarak onlarca kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olan saldırıyı kim düzenledi?

Bilindiği üzere, saldırının bilançosu çok ağır oldu ve yaklaşık 29 kişi hayatını kaybederken çok sayıda kişi de yaralandı. Yine bilindiği gibi Humeyni rejiminin içeride ve dışarıda oldukça fazla düşmanı bulunuyor! Örneğin, İran karşıtı en büyük örgüt olan Halkın Mücahitleri Örgütü, ya da askeri seçeneği kabul edenler ile siyasi çözüm isteyenler, tam bağımsızlık ile Ahvaz halkının kimlik ve çıkarlarını koruyan bir çözümün yeterli olduğunu düşünenler gibi farklı grupları içinde barındıran muhalif Ahvaz Arap Hareketi, bu saldırıyı gerçekleştirmiş olabilir. Zaten Ahvaz’ın Kurtuluşu İçin Arap Mücadelesi Hareketi de saldırının sorumluluğunu üstlenen diğer Ahvaz muhalif gruplar arasında yer alıyor. Çok ilginç ama DEAŞ da saldırının sorumluluğunu üstlendi.

Yine Yeşil Hareket gibi cumhuriyet çatısı altında hareket eden iç muhalif gruplar ve son olarak da Kürtler, suçlanan taraflar arasında yer alıyor. Bu çerçevede, yakın bir zamanda İran füzelerinin, Irak’ta İran Kürdistanı Demokratik Partisi karargahlarını hedef alan saldırısını hatırlayalım.

DEAŞ’in saldırıdan sorumlu olması neden kuşkulu görünüyor? Çünkü İran rejiminin DEAŞ’i suçlaması, Ahvaz saldırısının rejim tarafından siyasi olarak sömürülmesi istendiği şüphesini uyandırıyor. Bilindiği gibi saldırının ardından İran Dışişleri Bakanı Zarif yaptığı açıklamada zaten Suudi Arabistan ile diğer bölgesel ülkelerin ve tabii ki ABD’nin, saldırının arkasında olduğunu ima etmişti. Yine Ahvaz’ın Kurtuluşu İçin Arap Mücadelesi Hareketi ya da Kürtlerin, saldırının arkasında olabileceklerini ama bu kişilerin de zaten Riyad veya Washington ya da Abu Dabi’nin casusları olduğunu da sözlerine eklemişti. Rejimin resmi açıklaması bu şekilde. Dini lider Hamaney’in danışmanı Hüseyin Şeriatmedari’nin editörlüğünü yaptığı Kayhan gazetesinde yayınlanan ve Riyad’ı sert bir karşılık vermekle tehdit eden manşet de bu açıklamayı desteklemektedir.

Elbette ki Riyad ve aynı şekilde Abu Dabi’yi suçlamak, saçmalıktan başka bir şey değil. İki ülke de daha önce, ne İran’a ne de başka bir ülkeye karşı böyle bir politika takip etmiş ve ne bugün ne de gelecekte takip edecektir. Terörizm ve milisçilik, bu ülkelerin değil, İran rejimi ve kendisine bağlı güçlerin fıtratında vardır. Lübnan’ın şahit olduğu o üzücü günde öldürülen Refik Hariri ve arkadaşlarına, Allah rahmet etsin. Bu saldırının arkasında kimin olduğunu artık tüm dünya biliyor.

Tahran rejimi, ABD tarafından artık köşeye sıkıştırılmış durumda. ABD Başkanı Trump ise İran’ı çok daha fazlasının beklediğini söylüyor ve BM’de yapacağı konuşmanın bir bölümünü İran reijmine ayırması bekleniyor.

Eski New York Belediye Başkanı, Trump’ın dostu ve kişisel avukatı Rudy Giuliani birkaç gün önce düzenlenen bir toplantıda, ABD yaptırımlarının İran’da başarılı bir devrimi tetikleyeceğini söyledi.

Peki karanlık yer altı dünyalarında gizlenen İran Devrim Muhafızları şeytanlarının, bu saldırının arkasında olmaları mümkün mü?

Her ne kadar Devrim Muhafızları’nın, daha büyük bir politik çıkar uğruna Irak’ta terör saldırıları düzenlediklerini ve Şiileri feda etmekten kaçınmadıklarını biliyor olsak da, bu yönde kesin bir şey söyleyemeyiz. Ama İran rejiminin karşı karşıya olduğu asıl tehlike, ekonomik çöküş ve baskı altında olan Ahvaz halkı ve tüm etnik grupları ile İran halkının öfkesidir.

Tahran yöneticilerinin gerçek düşmanı, diğer ülkeler değil, kendi kötülük yayan politikalarıdır.