Akademisyenler, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın Bloomberg kanalında gündeme dair yaptığı açıklamaların, yeterli bilgi ve reddedilemez gerçeklere dayandığını söyledi. Ayrıca ülkenin gücünden şüphe duyan herkese gerekli cevabın verdiğine dikkat çektiler.
Kral Abdulaziz Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi Profesörü olan Dr. Sadaka Fadıl, Veliaht Prens’in söz konusu açıklamalarını, ‘doğru zamanda doğru kişiden gelen ifadeler’ olarak değerlendirerek, “Bu ifadeler, harflerin üzerine harekeleri koyarcasına, ABD Başkanı Donald Trump’un Krallık hakkındaki son sözlerini manipüle etmeye çalışanlar için her şeyi daha net ve belirgin hale getirdi” dedi.
Dr. Fadıl, “ABD’den aldığımız tüm silahların parasını ödedik” diyen Veliaht Prens’in, ülkesinin ABD’den 30 yıl önce var olduğunu ve ülkesinin güvenliği karşılığında herhangi bir bedel ödemeyeceğini söylemesine dikkat çekti.
Son yaşanan olayların, Suudi Arabistan-ABD ilişkilerine herhangi bir etkisi olmayacağını dile getiren Dr. Fadıl, “Suudi Arabistan ile ABD arasında ilişkilerin tarihi ve stratejik açıdan yakınlığı, Veliaht Prens tarafından da dile getirildi. Trump’ın son ifadeleri, bu köklü ilişkileri etkilemez. ABD ile çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü bu iki ülkenin de çıkarlarına hizmet ediyor” diyerek iki ülke arasındaki ilişkilerin yüzde 99’unun olumlu olduğuna işaret etti.
Veliaht Prens’in yorumları ‘güçlü ve kendine güvenen’ bir cevap oldu
İmam Muhammad ibn Suud İslam Üniversitesi’nden Siyaset Profesörü Dr. Abdullah el-Assaf ise Veliaht Prens’in Bloomberg kanalında yaptığı yorumları, Suudi Arabistan’ın gücü ve kendini koruma becerisinden şüphe duyan herkese karşı ‘güçlü ve kendine güvenen’ bir cevap olarak nitelendirdi.
Dr. el-Assaf, “Her şeyden önce, biz Suudiler olarak sadece ülkemizde değil, aynı zamanda bölgede de güvenlik ve istikrarı sağlayan liderlerimiz ve ülkemizden gurur duyuyoruz” dedi.
Dr. Abdullah el-Assaf, hiç kimsenin Suudi Arabistan’a hibede bulunmadığına veya hediye vermediğine dikkat çekerek, “Bugün Suudi Arabistan’ın ABD, Avrupa, Rusya, Çin’den çeşitli silah satın alma politikası var” dedi.
Trump’ın Suudi Arabistan hakkındaki söz sözlerini de değerlendiren Dr. el-Assaf, “Bunlar ABD’nin iç siyasetine yönelik popülist konuşmalar. Trump, destekçilerinin duygularına hitap etmek istedi. Biz seçimlere yönelik bu tarz konuşmalara alışığız. ABD’deki her seçim konuşmasında Suudi Arabistan’ın adının geçtiğini görürüz. Bu bölge ve dünyada bir ikon olduğumuzu gösterir. Suudi Arabistan’ın üzerinde pazarlık edemeyeceği iki şey var; güvenlik ve egemenlik. Kanada ve Almanya ile olanları gördük” yorumunda bulundu.
Akademisyenler, Veliaht Prens’in Bloomberg ile olan röportajında kullandığı sözlerin, petrol piyasasının gelişimini kısa vadede anlamak için önemli olduğuna da dikkat çekti.
Veliaht Prens, ABD’nin, Suudi Arabistan ve diğer OPEC üyesi olan devletlerden İran kaynaklı oluşacak arz eksikliğinin giderilmesini talep ettiğini söyleyerek, bunu yaptıklarını belirtmişti.
Muhammed bin Selman, “Eğer yanlış hatırlamıyorsam, İran’ın petrol ihracatı yaklaşık 700 bin varile kadar düştü. Suudi Arabistan ve OPEC’deki müttefikleri ile üye olmayan diğer ülkeler ihracatlarını günde yaklaşık 1,5 milyon varil artırdı. Bu durumda İran tarafından kesilen her bir varil için yaklaşık 2 varil ihraç ediyoruz. Böylece üzerimize düşeni fazlasıyla yaptık. Geçtiğimiz ayki yüksek fiyatların nedeni İran değil, Kanada, Meksika, Libya, Venezuela ve diğer ülkelerde yaşananlardan kaynaklanıyor. Yani durum İran’la ilgili değil. Nitekim İran, günlük ihracatını 700 bin varile düşürürken, biz günlük 1,5 milyon varilden fazla ihracat artışı yaptık” demişti.