Londra: Bedir el-Kahtani
Yemen’deki Arap Koalisyonunun Sözcüsü Kurmay Albay Turkî el-Maliki, İran’a bağlı Husi milislerinin uluslararası kanunlara göre meşru bir hedef olduğunu belirterek Husilerin 2216 sayılı kanunu ve Yemen’deki çözüm mercilerini tanımadan yaptığı hiçbir girişimin kabul edilmeyeceğini ifade etti.
Husiler, siyasi meclislerini sivilmiş gibi sunarak ele geçirdikleri Yemen devlet kuruluşları üzerindeki hâkimiyetlerini meşru göstermeye ve halka Yemen kanununa göre geçersiz olan parlamento ve siyasi meclisin meşru olduğunu lanse etmeye çalışıyor. Söz konusu parlamento, kanuna göre geçersiz olmasa bile 2014’deki darbeden beri yeterli vekil sayısına ulaşamadı. Yemenli gözlemciler, Husi mislerin mazlum olduğu görüntüsü vermek için kendi medyasında koalisyonun sivil yönetimleri hedef aldığı propagandasını yaptığını belirtti. Husilerin Milis meclisini sivil meclis olarak gösterme girişimlerine bakarsak ne uluslararası kanun ne de yerel kanun onları tanımıyor ve güç, silah ve kan ile gasp ettikleri yönetimi kullanma hakkını onlara vermiyor.
“Husilerin hedef alınması meşrudur”
Albay Turkî el-Maliki dün Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Husi milis ve yöneticilerinin hedef alınmasının meşru olduğunu belirterek darbecilerin Cenevre anlaşmasında ek protokollerdeki bazı maddelere göre uluslararası insancıl hukuka aykırı hareket ettiklerine ve askeri operasyonlarda taraf olmayan sivilleri temsil etmediklerine vurgu yaptı.
“İşledikleri suçlar onları hedef haline getiriyor”
Turkî açıklamasında “Hiyerarşik bir yapının, terörist yönetimin bulunması ve husilerin buna bağlı olması yönetimi gasp eden savaşçılar olarak onlara uluslararası bir sorumluluk ve mesuliyet vermez. Yaptıkları terör ve işledikleri suçlar onları, Yemen halkının acılarını bitirmek ve bölgesel ve uluslararası güvenliği korumak için uygun hedef haline getiriyor” dedi. Koalisyon Sözcüsü Maliki darbecilerin sivil kurumları temsil etmesi hakkında konuşarak “Milisler hangi sivil kuruluşu ve hangi başkanlıktan bahsediyor? Kurdukları hükümet hayali ve sloganları sahtedir. Onlar uluslararası toplum tarafından tanınan meşru yönetimi ve devleti gasp edip ele geçirenlerdir. Meşrulukları kendilerin uydurduğu ve inandıkları bir hayaldir” açıklamasında bulundu.
Maliki, askeri operasyonların bir başka aşamaya ulaşmasından sonra Husilerin müzakere masasına oturmaya vakitlerinin kalmayacağını ve sonucu belirleyenin askeri operasyon olacağının altını çizdi.
“Atılacak hiçbir adım kabul edilemez”
Husilerin sosyal medyada başlattıkları ve balistik füze saldırılarını durdurmaları karşılığında Yemen’deki Arap Koalisyonunun hava saldırılarını durdurmasını talep ettikleri girişimleri hakkındaki soruya cevap veren Maliki “Ciddi girişimler BM Genel Sekreterinin özel temsilcisi aracılığı ile gerçekleştirilir. Koalisyonun bölgesel ve uluslararası bir tehdit olan balistik füzelere karşılık vermeye yetecek kadar gücü var. Husilerin BM Güvenlik Konseyi’nin(BMGK) kararlarını tanıması lazım. Bu kararların ilki üçlü siyasi çözüme işaret eden ve toplumun iradesini temsil eden 2216 sayılı karar. Bu üçlü siyasi çözüm 2216 sayılı karar, Körfez anlaşması ve kapsamlı ulusal diyaloğun sonuçlarından oluşuyor. Bunların dışında atılacak hiçbir adım kabul edilmez” dedi.
Yemen’deki Arap Koalisyonu sözcüsü iki gün önce Al Hurra kanalına yaptığı açıklamada Husi milislerin son anlarını yaşadığını ifade etti.
Saktari kentinde yaşanan olaylar hakkındaki soruya cevap veren Turki, Koalisyon içinde bir ihtilaf olmadığını ve koalisyonun Yemen’e meşruiyet getirmek olan stratejik hedeflerini gerçekleştirmek için çalışmaya devam ettiğini belirtti. Turkî el-Maliki BAE ve Koalisyon arasında güvenlik meselelerinin çözümü konusundaki anlaşmazlıkta ortak bir görüşe varıldığını söyledi.