Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Alışılmışın dışında bir başkan: Donald Trump | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Demokratların safından Cumhuriyetçilerin sıralarına geçmiş, hem çalışmaları hem evliliği hem de siyasi yaşamıyla her gün tartışmaların odağında olan iş insanı Donald Trump’ın Beyaz Saray’a geçişi, hiçbir standarda uymayan, ne geleneksel ne de sıradan bir durumdur.

Trump’ın siyasi deneyiminin olmayışını ve ayrıntılı bir çalışma yapmadan duygusal kararlar almasını gerekçe gösteren çoğunluğun başarısızlıkla neticelenmesini beklediği Trump’ın başkanlığı, tüm dünya tarafından pür dikkat takip ediliyor. Hesapta olan veya olmayan tüm sorunlara rağmen ABD Başkanı’nın başarısız olduğuna hükmedilemez. Tam tersine onun başta ekonomi olmak üzere pek çok alanda başarı kaydettiğini söylemek gerekir ve ekonominin, Amerikan vatandaşlarının siyasi seçim ve karar sürecinde belirleyici rol oynadığı unutulmamalıdır.

Her halükarda, ABD’de 6 Kasım’da yapılacak Kongre ara seçimleri, bir yandan Trump adına büyük bir sınav niteliği taşırken, diğer yandan Amerikan vatandaşlarının memnuniyetini gösteren bir ölçek niteliği arz edecektir. Bu noktada 39 eyalette yapılacak valilik seçimlerinin yanı sıra Temsilciler Meclisi’ndeki 435 sandalye ve 100 üyeli Senato’nun 35 üyesi için seçmenlerin sandıklara gideceğini göz önüne alırsak bunun önemi daha iyi anlaşılacaktır.

Geriye dönüp baktığımızda, 2008-2009 krizini iyi yöneterek olumsuz etkilerini absorbe etmeyi başaran Barack Obama’nın Trump’a gelecek vaat eden bir ekonomiyi miras bıraktığını görüyoruz. Daha sonra ise gelen yeni başkan Demokrat selefinin kaldıramadığı cesur kararlar aldı. Yatırımı teşvik etmek isteyen yeni başkan düşük faiz politikasına bağlı kalarak kurumsal vergileri yüzde 35’ten yüzde 21’e düşürdü, altyapı yatırımlarına ağırlık verdi ve tüm bunların meyvesini alarak birçok alanda ilerleme kaydetti.

Düşük faiz politikası, yatırım teşvikini ve altyapı harcamalarının artırılmasını sağladı. Pek çok alanda ilerleme kaydedilerek birden fazla seviyede rekor kırıldı: Enflasyon yüzde 2.2 oldu, yılın ikinci çeyreğinde ekonomik büyüme yüzde 4.2’yle son 4 yılın zirvesine ulaştı, işsizlik oranı 3.7’yle Aralık 1969’dan bu yana en düşük seviyeye geriledi. Dahası, hisse senetleri yüzde 27’lik artış gösterirken, şirket karları arttı. Ekonomik iyileşme, gayrisafi yurt içi hasılada (GSYH) yıllık ortalama 2.9’luk artışla Nisan 2009’dan bu yana en yüksek seviyeyi gördü.

Trump’ın Başdanışmanı Kudlow’dan ekonomik başarı vurgusu

ABD Ulusal Ekonomi Konseyi Başkanı ve Trump’ın ekonomi başdanışmanı Larry Kudlow, yaptığı açıklamada, “Sanıyorum ki bu yılın en önemli gelişmesi, çoğu kişinin imkansız olarak gördüğü ekonomideki sıçrayış oldu. Bu rakamlara, 2 yıldan kısa sürede ulaşıldı. Bu hiç de hafife alınacak bir durum değil. Güven endeksine baktığımızda bunlar bize bir şeyler söylüyor. Konuya yaklaşımımız şöyle: Biz, şirketleri ve çalışanları cezalandırmıyoruz, başarıyı cezalandırmıyoruz. Bilakis iş yapıyor, projeleri hayata geçiriyor ve iş sahibi olmayı kolaylaştırıyoruz. Bence bu yaklaşımın oldukça olumlu ve gözle görülür etkileri var” diye konuştu.

Trump, aynı zamanda ekonomiye paralel olarak geniş çaplı ticaret savaşlarını da sürdürüyor. Tüm cephelerde savaşı kazanıp kazanmayacağı konusunda kesin konuşamasak da Trump’ın; ABD, Kanada ve Meksika tarafından imzalanan Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’nı (NAFTA) iptal ederek anlaşmanın bazı maddelerini kendi ülkesi lehinde değiştirilmesi talebiyle anlaşmadaki ortaklarını müzakere masasına oturmayı kabul ettirmesi, şüpheye mahal bırakmayacak bir başarı örneğidir.

ABD ile Çin arasındaki ticari savaş

Ancak diğer cephelerde, özellikle Çin’e karşı verilen ticaret savaşının nasıl sonuçlanacağı henüz belli değil. ABD’de bir kesim tereddüt etmeden kararlar almasını, Trump’ın hanesine artı olarak yazarken, diğer bir kesim ise bu savaşların hiçbir faydasının olmayacağını ve küresel ekonomiye zarar vereceğini düşünüyor. Belki de bu savaşların arka planında, ABD’nin çıkarları doğrultusunda yeni ikili anlaşmaları imzalamak istemesi yatıyor olabilir. Burada Donald Trump’ın sonuna kadar gitmede tereddüt etmediği görülüyor.

Yargıda muhafazakarların üstünlüğü

Tekrar ABD’ye dönecek olursak, ülke içerisinde bir grup Trump’ın çalışma grubunda yer alan isimlerin istifasını başkanın zayıflığı şeklinde görürken, diğer bir grup ise söz konusu istifaların başkan için ekibini geliştirme fırsatı verdiğini savunuyor. İkinci grubun taraftarları arasında yer alan The Atlantic dergisi yazarı David A. Graham, bu konudaki fikrini savunurken, Trump’ın, Neil Gorsuc ve hakkındaki cinsel taciz iddialarına rağmen aday gösterdiği Brett Kavanaugh’un Yüksek Mahkeme yargıçlığına seçilmesi sonrasında muhafazakarların, yargıda liberallere karşı (5’e 4) üstünlük sağlamasını gösteriyor.

Göçmen konusunu da ele alan Trump, ülkesinin Meksika sınırında duvar inşa etmek konusunda başarılı olamasa da, göçle ilgili kısıtlamaları artırmayı ve yasadışı göçü azaltmayı başardı. Bu konuda Başkan’ın, makama gelmesinin henüz ikinci haftasında aldığı göçle ilgili gözaltı kararına ilişkin yeni yönetmelikleri hatırlatmak yeterli olacaktır. Özetleyecek olursak, Beyaz Saray, ilgili birimlerin, yasadışı bir şekilde ülkede bulunan göçmenleri gözaltına almasına izin vermiş oldu. Bu kararla, sayıları 11 milyona yaklaşan yasadışı göçmenlerden 3 milyonunun sınır dışı edilmesinin hedeflendiği belirtilmişti.

Seçim sınavı

Ülke içinde tüm değişikleri yapan Donald Trump, şu anki yönetimini sürdürebilmek ve 2020 Kasım seçimlerini görebilmek için bu Kasım’da ara seçim sınavına girecek.

Bu noktada şunu sormakta fayda var: Trump, içerde ve dışarda aldığı ‘zaferleri’ seçimlerde Cumhuriyetçilerin zaferine dönüştürebilecek mi? Ayrıca siyasi ve ekonomi konularında takındığı radikal üslubu, halkın onaylayacak mı yoksa ret mi edecek?

Tablo şuan net değil. Başkan’ı destekleyen kesim, yüzde 42.5’i geçmez. Bazı eyaletlerde Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasındaki oran birbirine çok yakın. Bu yüzden Cumhuriyetçilerin önümüzdeki haftalarda birlik olması gerekiyor. Trump ise, seçmenin cebindekine göre oy verdiğinin farkında olarak, toplantılarda ekonomik kazanımlara odaklanacak ve Amerikan halkına kendisiyle birlikte yürümesi için çağrıda bulunacaktır.