Irak Meclis Başkanı Dr. Selim Ciburi, mevcut siyasi sınıfın yolsuzluklarla mücadelede yetersizliğini ifade ederken, eski başbakan ve Ulusal Koalisyonun lideri İyad Allavi “vatan çağrısı” adı altında bir hamle başlattı.
Allavi önceki gün yaptığı televizyon konuşmasında 2003 yılından sonra iktidara gelen bazılarının devleti inşa etme projelerinin olmadığını ve ortaya çıkan karışıklıkta görünürde lütuf ve merhamet, gerçekte ise rezalet ve cefanın bulunduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı yardımcılarından biri olan Allavi, bazıları nüfuzlarını ve uluslararası ilişlikilerini kullanarak 2010 seçimlerinde kullanılan halkın oylarına el koydu. Allavi iktidarın çeşitli ve dar bağlılıklara uygun olarak çirkin biçimde paylaşılmasının göç, güvenlikte bozulma ve yolsuzluklara sebep olduğunu vurguladı ve “vatana çağrı” adı altında gerçek bir milli proje başlattıklarını söyledi.
Allavi başlattığı bu projeyle ilgili hedeflenen şeyin Irak halkını yaşadığı rezil durumdan kurtarmak olduğunu söyledi ve “gençlerin vakıayı değiştirme güçlerine olan inancımız onları bu konuda destekleme zorunluluğunu getiriyor” dedi.
Allavi, “Vatan ve vatandaşlık temeline dayanan medeni devlet, bizim ve gençlerin gerçekçi ıslah projesini ateşleyecek bir projedir” dedi.
Ulusal Koalisyon Lideri Allavi, Irak seçmeninin iradesini bozan ve onların oylarıyla oynayanları uyararak şöyle dedi: “Siyasi olaylarla ilgili başkalarını kızdıracak olan kararlar alacaklar zannediyorlar ki bu güç, onların istediği gibi kullanabilecekleri bir mülk. Bundan sonra elimiz kolumuz bağlı durmayacağız.”
Öte yandan Irak Meclis Başkanı Selim Ciburi, halkı seçim gününde değişim için milyonluk gösteri düzenlemeye çağırarak “Irak henüz yolsuzluğun üstesinden gelemedi” dedi. Ciburi dün Bağdat’ta bir kongrede yaptığı konuşmada “Irak’ın elde etmek istedi değişim yakınmayla değil radikal bir seçim değişikliği ile gerçekleşecektir” dedi.
Bu konuda Irak’ın tanınmış düşünür ve siyasetçilerinden, eski milletvekili ve ulusal koalisyonun yeni milletvekili adayı Hasan Allavi, Şark’ul Avsat’a yaptığı açıklamada ABD ve İngiltre büyükelçileri 2010 seçimleri sonuçları açıklandıktan sonra başkanlık ettiği seçim listesinde en fazla oy alan İyad Allavi’nin yanına gelerek tıkanıklığı aşmak için anayasal hakkı olan hükümeti kurma görevini bırakmalarını istediklerini söyledi. Hasan Allavi yaptığı açıklamada bu talep üzerine İyad Allavi” demokrasi ehlinin anayasa tarafından garanti edilen bir haktan feragat etmesini istemelerine şaşırıdığını” söylediğini belirtti. Hasan Allavi bundan sonra İyad Allavi ile Nuri Maliki arasında ortak müştereklere ulaşmaya çalıştığını söylerek “son toplantımız 15 saat sürdü. Sonunda Maliki’nin başbakan, Allavi’nin cumhurbaşkanı olacağı bir iktidar paylaşımında anlaşma sağlandı” dedi.
Allavi bunun iki şeyi engellediğini açıkladı. Bunlardan biri bölgesel protestoları diğeri de Tarık Haşimi’nin liderliğini yaptığı İslam Partisi’nin reddedilmesi. Allavi cumhurbaşkanlığına oturduğunda bize şöyle dedi: “ Cumhurbaşkanının ve başbakanın Şiilerden olması mümkün değil. Bu nedenle Cumhurbaşkanının Sünni olması gerekir” Ben orada “bizim listemiz ne Şii ne de Sünni. Listemiz laiklerden oluşan bir liste” dedim. Allavi’nin listeye Sünni ya da Şii olduğu için değil laik olduğu için seçildiğini söyledim. Allavi “Ulusal ittifak en büyük parlamento bloğu olarak kuruldu ancak onlar anayasaya muhalefet eden çoğunluk durumuna düştüler” dedi.
Allavi’nin yeni hükümeti kurma şansı olup olmadığı konusunda Hasan Allavi şöyle dedi: “Verilere göre, O hükümet kurma konusunda hiç olmadığı kadar şanslı görünüyor. Özellikle Şii grubunun önünde. Şii gruplar en büyük kitleyi oluşturabilseler bile Sadr’ın sahip olduğu 40 sandalye sayısına ek olarak çok sayıda sandalyeye sahip olamayacaklardır. Allavi’nin koalisyonunda 120 kadar sandalye bulunuyor. Ancak bu parlamento koalisyonu seçim değil.
Öte yandan Meclis Mali Komisyon üyesi Rahim el- Deraci, Meclis Başkanı Ciburi’nin siyasi yapının yolsuzluklarla mücadele edecek kudrette olmadığı ile ilgil açıklamasını Şark’ul Avsat’a yorumladı. Mevcut siyasi yapıya sert eleştirilerde bulunan Deraci, “ mevcut siyaset tamamıyla başarısızlığa uğramıştır ve ülke için faydalı olabilecek hiçbir şey yapabilecek durumda değildir” dedi ve ekledi: “ Başarısızlık yanlızca yolsuzlukla mücadeleyi değil, devlet kurumlarının oluşturulmasından, yatırım ruhsatlarının verilmesine kadar her alanı kapsıyor.”
Deraci açıklamalarına şöyle devam etti: “ Irak kamuoyu bu sınıfı yeniden işbaşına getirmemeli. Eski yüzlerine yeni maskeler takmış olanları değil gerçekten yeni yüzleri getirmeli. Mevcut siyasetçiler kendilerinin mezhepçi ve kriz üreten insanlar olduklarını, devlet adamı olmadıklarını kanıtladılar.”