Alman Federal Polisi, geçen Nisan ayında sorgulamak üzere Erbil’den Almanya’ya götürdüğü biri Türk kökenli iki DEAŞ üyesi kadını Irak hükümetine ,Kürt makamlarına haber vermeden ve mahkeme kararı olmadan serbest bıraktı.
Focus dergisinin haberine göre, Alman Federal Polisi Kürt hapishanesindeki 2 DEAŞ’lı kadını sorgulamak üzere Almanya’ya götürdü. Federal Polis daha sonra Irak hükümeti ile istişarede bulunmadan biri Türk kökenli iki kadını serbest bıraktı. Bu gelişme üzerine Irak hükümeti, Almanya tarafından soruşturmaları devam eden kişilere seyahat etme yasağı koydu.
Olay nasıl gelişti
Focus dergisi, cuma günü yayınlanan sayısında, Alman Federal Polisi’nin Federal hükümet ve Alman Dışişleri Bakanlığı’na danışmadan, Almanya’daki en tehlikeli kişiler listesinde bulunan iki DEAŞ’lı kadını gizli bir operasyonla serbest bıraktığını açıkladı.
Alman Dışişleri Bakanlığı’nın üst düzey bir yetkilisi Focus ile yaptığı telefon görüşmesinde, ilgili operasyonu, aptal ve hadsiz olarak nitelendirdi.
Dergi, Dışişleri Bakanlığının, DEAŞ mensubu iki kadın ile birlikte bir soruşturma heyetinin Irak Kürdistanı’na gönderilmesi ile ilgili olarak arabuluculuk yaptığını aktardı.
Focus dergisinden aktarılan bilgilere göre, gizli operasyon Berlin ile Bağdat arasında diplomatik bir krize yol açtı. Çünkü Irak merkezi hükümetinin konuyla ilgili bilgi sahibi olmadığı ve hükümetinin göz ardı edildiğini düşündüğünü kaydetti.
Bağdat hükümeti, Karlsruhe’deki Federal Yüksek Mahkeme’nin talebi üzerine Irak hapishanelerindeki DEAŞ unsurlarını sorgulayan Alman Federal Polisi’nin vizelerini iptal etti.
Irak hükümeti, Alman Dışişleri Bakanlığı’na Focus’un sert olarak nitelendirdiği bir mesaj gönderdi.
Mesajda, hali hazırda Irak’ta soruşturması devam eden DEAŞ üyesi Sabine Ulrike Sch’nin Almanya’ya ulaştığına atıfta bulunulmuştu. Buna ek olarak, Irak hükümetinden aktarılan bilgilere göre, federal polis memurları, operasyonlarını gizlemek amacıyla vize başvurusu sırasında yanlış bilgiler verdiler.
Alman Federal Polisi, geçen Nisan ayında gizli bir operasyonla DEAŞ üyesi iki kadını Erbil havaalanından Frankfurt Havaalanı’na götürdü.
İki kadın federal mahkeme hâkimi önün çıkarılmış fakat haklarında tutuklama kararı verilmemişti. Federal polis, güvenlik durumunu tehdit gerekçesiyle her iki kadını yakın takibe almıştı.
Federal Kamu Savcılığı, geçtiğimiz nisan ayında, Irak hapishanelerinde bulunan DEAŞ üyesi iki Almanın Almanya’ya döndüğü açıklamasında bulunmuş ve haklarında tutuklama kararı çıkarılmasının zor olduğunu açıklamıştı. Savcılık basın bülteninde, söz konusu kişilerin Almanya’ya nakledildiklerini kaydetmezken, iki ay sonra yayınlanan bir açıklamada DEAŞ örgütünü üyesi olduğu gerekçesiyle Sabine Ulrike Sch hakkında tutuklama emri çıkarıldığı bildirildi.
DEAŞ mensubu iki kadından biri Baden-Württemberg eyaletinde bulunan Rastatt kentinden 31 yaşındaki Sabine Ulrike Sch, diğeri ise Hessen eyaletine bağlı Offenbach am Main şehrinden Türk kökenli Sibel H.
Almanya’da “en tehlikeliler listesinde”
Her iki kadın da Almanya’da “en tehlikeliler listesinde” yer alıyor.
İnternet sayfalarındaki paylaşımlarında bir intihar saldırısı gerçekleştirmeyi düşündüğünü belirten Sabine Ulrike Sch, ayrıca terör örgütünün idam operasyonlarını içeren videolar da yayınlıyordu. Ulrike Sch Eylül 2013’te DEAŞ’a katıldı. DEAŞ liderlerinden biri ile evlenip ondan iki çocuk sahibi oldu. Terör örgütünün propagandasını yapan bir web sitesini yönetmekle suçlanan Ulrike Sch Eylül 2017’de yanında taşıdığı bir ateşli silahla Kürt militanları tarafından tutuklandı. Sabine Ulrike Sch’nin ailesi, örgütten her ay 100 dolar kadar yardım alıyor.
Sibel H. 2013 yılında örgüte katıldı
Alman Kamu Savcılığından alınan bilgilere göre, Sibel H. DEAŞ örgütünün ideolojisini benimsiyor.
Sibel ilk eşi Ali S. ile birlikte 2013 yılında örgüte katıldı. Sibel S. ilk kocasının Irak ve Suriye’deki savaşlarda öldürülmesinin ardından 2014 yılında Almanya’ya döndü. Frankfurt’tan DEAŞ’lı Denis B ile evlendi. 2016 yılında ikinci eşi ile birlikte tekrar Suriye ve Irak’taki savaş bölgelerine döndü. Irak’taki terör örgütüne karşı yapılan savaşlarda tutuklandı ve Erbil’de hapsedildi.
Sibel’in Irak’ın kuzeyindeki Telafer hapishanesinde bulunduğu sıralarda, bir yaşındaki çocuğu da kendisi ile beraberdi. Sibel, ikinci çocuğunu Ocak ayında hapishanede doğurdu.
Dışişleri Bakanlığı, Sibel’in geçtiğimiz ay Almanya’ya ulaşmasının öncesinde ikinci evliliğinden olan oğlunu Almanya’ya nakletmeyi başarmıştı.
Çocuk Irak’ın Telafer şehrinde doğdu ve Irak’taki Musul kentinin terör örgütünün elinden kurtulmasından bu yana bir Irak hapishanesinde annesi ve babası ile beraber yaşıyor.
Faslı Münir el-Mütesaddık serbest bırakıldı mı?
11 Eylül saldırılarında teröristleri destekleme suçundan 15 yıl hapis cezası alan Faslı Münir el-Mütesaddık’ın serbest bırakıldığına dair haberler hakkında konuşan Karlsruhe Cumhuriyet Savcısı, Alman topraklarını terk edip doğrudan Fas’a gitmedikçe Mütesaddık’ın hüküm süresi tamamlanıncaya kadar serbest bırakılmayacağını kaydetti. Savcı, Alman polisinin herhangi bir mahkeme kararına ihtiyaç duymadan Alman topraklarına ayağını bastığı anda Mütesaddık’ı tutuklama yetkisinin olduğunu sözlerine ekledi.
Savcı, Mütesaddık’ın hapis süresinin, Fas’a gitmek için geçerli seyahat belgelerini hazırlama hızına bağlı olduğunu belirtti.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre, Mütesaddık’ın cezası Ocak 2019’da sona eriyor. Basında yer alan haberler arasında, Mütesaddık’ın Eylül ayında serbest bırakılması için Federal Mahkemenin onay verdiği aktarılmıştı.
Hamburg mahkemesi, 11 Eylül saldırılarını gerçekleştiren Muhammed Atta liderliğindeki intihar pilotlarına yardım ettiği suçlamasıyla Mütesaddık’ı 15 yıl hapis cezasına çarptırmıştı. Mahkeme Mütesaddık’ı ayrıca, New York ve Washington’da 11 Eylül saldırıların kurbanı olan 3 binden fazla insanın öldürülmesine suç ortağı olmakla suçladı.