Almanya polisi, geçtiğimiz 26 Mart’a kadar aşırılıkçı dini eğilimlerle suçlanan fanatiklere karşı 3 bin 151 yakalama emri verildiğini açıkladı.

Berlin yönetimi, meclisteki ‘Almanya’nın Alternatif Partisi’ bloğunun soruşturmasına yanıt olarak polisin yakalama emri uyarınca 368 fanatiğin izini sürdüğünü belirtti.

Terör şüphelisi olan kişilere dair 2 bin 783 tutuklama emri çıkarılırken, Alman polisi, haklarında çıkan İnterpol tutuklama emrine göre yabancı ülkelerdeki güvenlik yetkilileri ile işbirliği içerisinde fanatikleri arıyor. Hükümetin Schweriner Volkszeitung gazetesinde dün yayınlanan yanıtında, uluslararası yakalama kararına göre arananların Alman topraklarında olduğuna dair bir kanıt bulunmadığına işaret edildi.

Alman yetkililer tam sayıyı bilmiyor

Berlin’e göre, yetkililer Almanya içerisinde saklanmış 10 bin 796 kişinin peşinde ve bu arananlar arasında çok sayıda kimsesiz çocuk sığınmacı da yer alıyor. Bununla birlikte hükümet, Almanya’ya giren ve ardından herhangi bir iz veya veri bırakmadan kendi isteğiyle ayrılan sığınmacıların sayısını bilmiyor. Alman yetkililer bu gibi kimseleri de Alman topraklarında saklananlar sınıfına dâhil ediyor.

Hükümet tarafından verilen yanıtta, geçtiğimiz yıl Almanya’ya sığınma talebiyle gelen ve reşit olmayan yaklaşık 6 bin kişinin ortadan kaybolarak yetkililerin kayıtlarından çıkarıldığına işaret edildi. Yapılan açıklamaya göre reşit olmayan 8 bin 6 kişi, Almanya topraklarına girdikten hemen sonra ortadan kayboldu ve bunlardan 2 bin 171 tanesi daha sonra yeniden ortaya çıkarken geri kalanlar tamamen kayıplara karıştı. Kaybolanlar arasında her iki cinsiyetten de olmak üzere yaşları 14’ün altında 555 çocuk bulunuyor.

2017 senesinin sonlarına kadar Alman yetkililer, Almanya’da kayıplara karışan 343 bin 738 kişinin yaşadığı yerleri araştırdı. Bu kişiler arasında haklarında daha önce geldikleri ülkelere geri gönderilme kararı çıkan sığınmacılar da yer alıyor.

Güvenlik yetkililerinin gücünü aşıyor

Almanya’nın Alternatif Partisi’nden milletvekili olan Jurgen Braun’a göre bu rakamlar, güvenlik yetkililerinin gücünü aşan ağır iş yükünü ortaya koyuyor. Yeni halkçı partinin milletvekiline göre çözüm, partisinin Almanya’nın komşuları ile sınırlarını kontrol altında bulundurma talebinde saklı.

Almanya’ya giren yabancıların kaydı, Federal Göç ve Sığınma Bürosu tarafından yapılırken, İçişleri Bakanlığı da kayıtları ve kişileri denetleme vazifesini üstleniyor.

Almanya Meclisi İçişleri Komisyonu Üyesi Sosyal Demokrat Partisi’nden Burkhard Lischka, toplamda 547 fanatik İslamcı arasından 3 tehlikelinin kayıplara karıştığından ve bunların ‘tehlikeliler’ sınıfına dâhil edildiğinden bahsetti. Lischka, ortadan kaybolan bu üç tehlikeliye Tunuslu terörist Enis Amiri ismini de ekleyerek sayıyı dörde çıkardı. Bu isim, Berlin’deki terör saldırısından haftalar önce polis aramalarından kaybolmuştu. Hâlihazırda Kamu Güvenliği Müdürlüğü Federal Anayasa Koruma Dairesi Başkanı olan Hans-George Maasen, daha önce sığınmacı kılığı altında olabilecek sızmalar konusunda uyarmıştı ki bu, DEAŞ terör örgütünün saldırılarının sınırlarını Avrupa’ya kadar yaymak için kullandığı bir stratejidir.

Maasen’in ifadelerine göre 2015 yılında Almanya’ya gelen 1.1 milyon sığınmacı, terörist sızmaları için büyük risk taşımaktadır. Bununla birlikte Maasen, sığınmacılar arasındaki sızmalara dair 266 ihbarın alındığından ancak onların aleyhinde sunulan somut delillerin yetersizliğinden de bahsetti.

Terörle mücadele

Alman Ordusu Genel Müfettişi Eberhard Zorn Almanya’nın yurtdışındaki terörle mücadele kapsamında Mali’deki Fransa terörle mücadele ekiplerine helikopterler ve çok sayıda drone ile destek verdiğini ifade etti.

Zorn, dün Alman Meclisi Askeri İşler Komisyonu önünde, dronenin Bamako yakınlarına oradaki Alman kampını yakın bir tehlikeden korumak maksadıyla indirildiğini söyledi. Eberhard Zorn, dronenin çektiği resimlerin Fransa birliklerinin kampına değil doğrudan Bamako yakınlarındaki uluslararası güçlerin kampına gönderildiğini belirtti.