Alman yetkililer, geçtiğimiz ağustos ayında Federal Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karardan sonra “tehlikeli” olarak nitelendirdiği kişileri, sınır dışı etmeye devam ediyor.

Berlin eyaletinin Sosyal Demokrat Partili (SPD) İçişleri Bakanı Andreas Geisel, dün yaptığı açıklamada, yerel makamların “tehlikeliler” listesindeki tüm radikal isimleri sınır dışı etme yönündeki isteklerini dile getirdi. Bakan, Berlin eyaletinde tehlikeli olarak listelenen 12 İslamcıya atıfta bulunarak, yetkililerin İdare Mahkemesinin kararı ışığında içlerinden üçünü derhal sınır dışı etme niyetinde olduğunu kaydetti.

Siyasal suçlar işlediler

Bakan, sözü edilen üç kişinin sınır dışı edilmesinin önündeki tek engelin “kimliklerinin belirsizliği” olduğunu belirtti. Berlin İdare Mahkemesi’nin onları, geldikleri ülkelere derhal sınır dışı etmek istediğini söyleyen Bakan, içlerinden birinin ciddi siyasal suçlar işlediğini ve hapis cezasına çarptırıldığını kaydetti.

Bu bağlamda Berlin Hükümeti, bu yıl içerisinde “tehlikeliler” listesinden sadece 4 kişiyi sınır dışı etti. Bakan tehcir azlığını, sınır dışı etme işlemlerini zorlaştıran çeşitli yasal engellere dayandırdı.

“Sınır dışı gerekli”

Alman gazetesi Die Welt’e verdiği röportajda Geisel , “Sınırdışı etmek gerçekten gerekli. Çünkü bununla, teröristlerin yanına gönüllü olarak geri dönmek isteyenlerin sayısı ciddi oranda düşecektir” dedi.

Afganistan’ı kritik bir savaş bölgesi olarak tanımlayan Geisel, bu temelde Afgan sığınmacıların ülkelerine gönderilmesini reddederken, “tehlikeli” olanların tereddütsüz sınır dışı edileceğini vurguladı.

Sosyalist ve Yeşiller koalisyonu tarafından yönetilen Berlin Eyaleti, Afganların kitlesel sınır dışı edilmelerini reddediyor. Zira sınır dışı eylemi, Afgan mültecilerin ülkelerine geri dönmelerini sağlamak için güvenli alanların varlığını tanıma manasına gelmektedir.

Mahkeme kararı durdurma kararını reddetti

Öte yandan Federal İdare Mahkemesi, Ren eyaletlerinden Kuzey Vestfalya ve Hessen’de terör şüphesi taşıyan bir Türk ve Tunuslunun sınır dışı edilme faaliyetlerini durdurmayı reddetti. Kararda belirtildiğine göre, her iki tarafın terör eyleminde bulunma riski hala yüksek…

Söz konusu Türk, Vestfalya eyaletinde Şubat 2017’de DEAŞ’ı destekleme suçuyla tutuklu yargılanmıştı. Tunuslu ise, geçtiğimiz mart ayında terör örgütüne mensup olma suçuyla Hessen’de tutuklanmıştı.

İki ülkenin sanıkları, “tehlikeli” olarak sınıflandırılmış ve Anayasa Koruma Dairesi (Kamu Güvenliği) tarafından sürekli denetime tabi tutulmuştu.

Mahkeme ömür boyu hapis cezası verdi

Mahkeme, Tunuslu sanığın ülkesine iadesini, Almanya’daki tutukluluk süresinin ceza kapsamında sayılması şartıyla ömür boyu hapis cezasına mahkûm edilmesine bağladı.

İdare Mahkemesi Türk sanık içinse, Avrupa Birliği cezaevlerinin koşulları altında Türkiye’de tutsak edilmesi, ayrıca Alman diplomatları ve yasa temsilcilerinin tutukluyu hapishanede ziyaret etmesi şartını koştu.

Öte yandan Göçmenlik ve Mülteci Dairesi kaynakları, Tunus, Fas ve Cezayir gibi ülkelere sınır dışı edilen mültecilerin sayısının ciddi oranda arttığını duyurdu.

623 mülteci sınır dışı edildi

Kaynaklar, Tunus ve Cezayir’e sınır dışı edilenlerin sayısının 2017 yılının ilk yarısında üç katına çıktığını bildirdi. Bu yılın ilk yarısında 623 mülteci, sınır dışı edilirken, bu oran 2016’da 166 ile sınırlı kalmıştı.

Söz konusu sınır dışı kampanyası, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere’in çabaları sonra gerçekleşti.

Diğer bağlamda Tunus yetkilileri, özellikle Almanya’dan dönenlere yardım etmek için Tunus’ta bir Alman merkezi açılması kararı aldı.