Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Almanya göç anlaşması, cevaplardan çok soru işaretleri oluşturdu | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Almanya Başbakanı Angela Merkel’in siyasi bir ortağıyla göç konusunda yaşadığı anlaşmazlık çerçevesinde geçtiğimiz Pazartesi akşamı taraflar, “başka bir AB ülkesinde kayıtlı sığınma başvurularının yeniden gündeme gelmesinin yanı sıra Merkel’in koalisyon ortaklarının onayına ihtiyaç duyan Almanya- Avusturya sınırında geçici göç merkezlerinin kurulması” yönünde uzlaşı sağlandığını duyurdu.

Angela Merkel’in Genel Başkanlığı’nı yaptığı Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ile Genel Başkanlığı’nı Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer’in yaptığı Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) arasında göçmenlik konusuna dair yaşanan anlaşmazlık, Almanya hükümetinin çöküşünün de adeta habercisi niteliğindeydi. Daha sonra ise yapılan açıklamada, Merkel ve Seehofer’in Avusturya sınırında geçici göç merkezlerinin kurulmasına dair uzlaşıya vardığı belirtildi.

İçişleri Bakanı Seehofer, başka bir AB ülkesinde önceden kayıt altına alınan, Almanya’da daha önce iltica talebi reddedilen veya belgeleri olmayan sığınmacıların ülke sınırlarından geri çevrilmesini talep etmiş, Başbakan Angela Merkel ise konuyu AB düzeyinde çözmek istediğini belirtmişti.

Avrupa Birliği’nden bir yetkili Reuters’a yaptığı açıklamada, “Birliğin göç yasaları, üye devletlerin topraklarında mülteci ve göçmenleri barındırabilecek geçici bölgelerin kurulmasını öngörüyor” dedi. Brüksel’deki yetkili, Birliğin en güçlü hükümetlerin desteklediği anlaşmayı reddedemeyeceğini ifade etti. Üst düzey diplomat, “Anlaşma, AB yasalarına aykırı olsa bile, özellikle göç konusunda kamu hukukuna uygun olmayan birçok konuyu da içeriyor. Bu durum, Almanya’daki huzursuzluğu önlemek için önemli bir politikadır ve bu temelde servis edilecektir” dedi.

AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker 3 Temmuz’da yaptığı açıklamada, Almanya’da iktidar koalisyonundaki iki partinin vardığı anlaşmanın, yasayla tutarlı göründüğünü söyledi. Avrupa Parlamentosu’nun Strazburg’daki toplantısının oturum aralarında düzenlediği basın toplantısında Juncker, “Federal hükümet düzeyinde bir anlaşmanın farkında değilim, iki taraf arasında yapılmış bir anlaşmanın farkındayım” dedi. Jean-Claude Juncker, “Anlaşmayı ayrıntılı olarak incelemedim, ancak ilk bakışta bana göre anlaşma yasalarla tutarlı görünüyor” şeklinde konuştu.

Avusturya ise Berlin’in söz konusu planı uygulamaya devam etmesi halinde güney sınırındaki güvenlik önlemlerini artıracağını duyurdu. Bu durum ise Schengen bölgesi boyunca sınır denetimlerinin arttırılmasına yol açabilir. Bu bağlamda Avusturya 3 Temmuz’da, Almanya koalisyon hükümetinin, göç konusunda bir anlaşma yürürlüğe koyması halinde güney sınırlarını korumak için harekete geçmeye hazır olduğunu vurguladı. Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz ve diğer hükümet üyeleri de yayınladıkları bildiride, Avusturya hükümetinin “güney sınırlarını korumak için önlem almaya hazır olduğunu” duyurdu.

Kurz, Strazburg’da Hristiyan koalisyon tarafları arasında bugüne kadar bir uzlaşı olmadığını söyledi. Avusturya Başbakanı, Berlin’in Almanya ile oturup tartışabilecekleri açık bir ortak hükümet politikasının hazırlamasının beklendiğini ifade etti. Kurz, daha önce Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı açıklamada ise durumun aynı reklam politikasına uygulanması halinde Almanya’nın ulusal düzeyde harekete geçen bir ülke olacağını ve Avusturya gibi diğer ülkelerin de elbette buna cevap vereceğini belirtmişti.

Öte yandan bir diplomat Reuters’a yaptığı açıklamada, “Almanya’da geçici merkezler kurma süreci, göçmenlerin iadesi konusunda Avusturya, İtalya ve diğer ülkelerle müzakere edilmesi göz önüne alındığında zaman alacak” dedi.

Diğer taraftan eski Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, iki Hristiyan parti arasındaki anlaşmazlığın Bavyera eyaletindeki yerel parlamento seçimlerine kadar ertelenebileceğini ifade etti. Gabriel, 3 Temmuz’da Sosyal Demokrat Parti toplantısı öncesinde yaptığı açıklamada, “Bu anlaşmazlık, sadece Hristiyan Birliği içerisinde ertelenebilir” dedi. Sigmar Gabriel ayrıca, Seehofer’in İçişleri Bakanlığı ve Bavyera partisi genel başkanlığından istifa etme tehdidini “inanılmaz bir olay” olarak nitelendirdi.

Sosyal Demokrat Parti, Merkel başkanlığındaki Hristiyan Demokrat Birliği ile kurulan iktidar koalisyonundaki partiler arasında yer almakta.

Aynı şekilde Gabriel, bugün yaptığı açıklamada söz konusu anlaşma konusunda net bir tutum takınmadı. Sosyal Demokrat Parti, 2015 yılında mültecilere yönelik geçici göç merkezlerine benzer merkezlerin kurulmasını reddetmişti. Bu bağlamda eski bakan, “2015 yılındaki transit alanlarda, günde 3,4 veya 5 bin insan oluyordu. O dönemde bu statların dolmasını ve insanların alıkonulmasını istemediğimizi söyledik. Ancak bugün çok farklı boyutlardan bahsediyoruz” ifadelerini kullandı. Gabriel, Hristiyan birliğin somut önerilerinin ise görüşüleceğine dikkati çekti.

Diğer taraftan Almanya iktidar koalisyonunda yer alan Sosyal Demokrat Parti’nin Genel Başkanı Andrea Nahles, partisinin anlaşmayı kabul edip etmemeye henüz karar vermediğini belirtti. Nahles, iki parti arasındaki uzlaşıyı memnuniyetle karşıladığını söylerken, dikkate alınması gereken birçok konunun da var olduğunun altını çizdi. Andrea Nahles, “Uzlaşının iyi olduğunu görüyoruz. Zira pratik düzeye geri döndük. Bu durum, son haftalarda kaybettiğimiz bir şeydi” ifadelerini kullandı.

Muhalif Almanya için Alternatif partisi de anlaşmanın, iltica politikasında herhangi bir değişikliği temsil etmediğini belirtti. Sağcı partinin genel başkanı Jörg Meuthen, Alman Haber Ajansı’na (DPA) yaptığı açıklamada, “Seehofer, Merkel başkanlığındaki Hristiyan Demokrat Birliği’nden sadece kredisiz çekler aldı” dedi.

Meuthen, Almanya’nın gelecekte ülke sınırlarını tekrardan çizmiş olan sığınmacıları geri göndermede zorluk yaşayacağını savundu. Sağcı partinin genel başkanı, bu önemli sorunun, iki Hristiyan Birliği tarafı arasında, “başka bir Avrupa ülkesine sığınma prosedürlerini takip edecek insanlar için sınır geçiş noktalarında merkez kurulmasına” ilişkin uzlaşı sağlanarak çözülemeyeceğini vurguladı.

Almanya’nın Sesi (DW) Televizyonu’nun haberine göre CDU-CSU uzlaşması, Alman hükümetinin gelecekte daha sert bir mülteci politikası izlemesini öngörüyor. Uzlaşmaya göre, Alman hükümeti Avusturya sınırında yeni bir “sınır politikası” izlemeyi planlıyor. Amaç, diğer AB ülkelerinde kayıt altına alınmış mülteci adaylarının Almanya’ya girişlerini engellemek. Bu doğrultuda sığınmacılar için “transit merkezler” oluşturulacak. Mülteci adayları bu merkezlerde tutulacak ve mülteci adaylarından sorumlu AB ülkelerine iadeleri doğrudan bu merkezlerden yapılacak. Ancak iadelere tek taraflı karar verilmeyecek. İadeler ikili idari anlaşmalara dayandırılacak. Söz konusu idari anlaşmaların bulunmadığı durumlarda ise Avusturya ile mevcut olan anlaşma gereğince, mülteci adayları sınır dışı edilebilecek.