Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Almanya’da cinayet işleyen Iraklı Erbil’de tutuklandı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Alman bir Yahudi kızı öldürdüğünden şüphelenilen Iraklı genç kimliğinin belirlenmesinden 24 saat sonra dün Kürdistan bölgesinin başkenti Erbil’de yakalandı.

Açıklama Alman İçişleri Bakanı Horst Seehofer’den geldi. Seehofer, Iraklı Ali Bashar’ın dün sabah saat 2 sularında Kuzey Irak’taki Kürt güvenlik güçleri tarafından tutuklandığını söyledi.

Fransız Basın Ajansı’na göre ne Alman Bakan ne de Kürt makamları tutuklamanın ayrıntılarına dair bilgi vermedi.

Ajans, Alman ordusunun Kuzey Irak’taki Kürt askerlerini eğitmesi dolayısıyla Kürt ve Alman yetkililer arasındaki ilişkilerin iyi olduğuna dikkat çekti.

20 yaşındaki Ali Bashar, göçmen krizinin tırmandığı ekim ayında Almanya’ya geldi. Polisin aktardığı bilgiye göre Bashar, 22-23 Mayıs 2018 tarihleri arasında Batı Almanya’nın Wiesbaden kentinde, 14 yaşındaki Susanna Feldman adlı bir Yahudi kıza tecavüz etmek ve öldürmekle suçlanıyor.

Kaynaklar, 2016’nın aralık ayında sığınma başvurusunda bulunan Ali Bashar’ın başvurusunun reddedildiğini aktardı. Ali Bashar, 2 Haziran’da tüm ailesiyle birlikte Almanya’yı terk ettiği sırada kendisi hakkında herhangi bir şüphe yoktu. Almanya’dan ayrılan Ali Bashar, uçakla Düsseldorf’tan İstanbul’a, oradan da Erbil’e geçti.
Ali Beshar’a, ebeveynlerine ve beş erkek kardeşine geçiş izni Irak’taki konsolosluk yetkilileri tarafından verildi. Yetkili makamlar, kimlik belgelerinin sınırda kontrol edilmediğine dikkat çekerek Ali Bashar’ın ve ailesinin seyahat belgelerinde ve Alman ikamet izinlerinde kayıtlı isimlerinin seyahat kartlarındakilerle aynı olmadığını ifade etti.

Berlin ve Bağdat arasında aranan kişilere yönelik bir anlaşma olmaması nedeniyle Bashar’ın iade edilmesinin tartışmalara yol açabileceği belirtiliyor.

Konu, aşırı sağın yükselişine tanıklık eden Almanya’nın 2015’ten bu yana bir milyondan fazla göçmene kapısını açmaya yönelik politikasının sorgulanmasına yol açıyor.

Muhalefetteki Hür Demokrat Parti (FDP) lideri Christian Lindner, “Ali Bashar ve aile fertleri neden sahte kimliklerle ülkeyi terk etti?” diye sordu.

Yabancıların bir dizi cinayet işlemesi Almanya’da göçmen barındırma konusundaki isteksizliğe yönelik tartışmalara neden oluyor.

Almanya için Alternatif Partisi (AFD) söz konusu meseleyi propaganda sürecinde İslam karşıtı, göçmen karşıtı ve Merkel karşıtı söylemlerini haklı çıkarmak için kullandı. Parti, eylül seçimlerinde önemli bir başarıya imza attı.

AFD Meclis Grubu Başkanı Alice Weidel, “Susanna, Şansölye Angela Merkel’in bencil ve ikiyüzlü politikasının yeni kurbanı” dedi.

AFD ve bir dizi göçmen karşıtı örgüt, Susanna’nın evinin bulunduğu Mainz’da bugün için gösteri çağrısında bulundu.

Susanna’nın öldürülmesinden önce Iraklı gencin polise yönelik düzenlenen bir dizi suça karıştığından şüphe ediliyor.

Ali Bashar’ın adı, göçmen sığınağındaki 11 yaşındaki bir kıza tecavüz edilmesi ile ilgili başka bir davada daha yer almıştı. Fakat Bashar’a resmi olarak suç yöneltilmemişti.

Yetkililer soruşturmanın, 13 yaşındaki bir mültecinin Bashar’ın Susanna Feldman’ı öldürdüğünü polislere söylemesinin ardından başladığını bildirdi.

Bu tanıklık sayesinde Susanna’nın cesedi çarşamba günü bulundu.

Ardından Susanna’nın öldürülmesi şüphesiyle tutulan 35 yaşındaki bir Türk perşembe akşamı serbest bırakıldı.

Bild gazetesinin ön sayfasında “Ali Bashar sınır dışı edilmiş olsaydı Susanna ölmeyecekti” ifadesi yer aldı. Gazete meselenin toplumda ciddi bir kırılma meydana getirdiği, adeta patlamaya hazır bir bomba etkisi yaptığı değerlendirmesinde bulundu.

Yetkililer kamuoyunu sakinleştirmeye çalışıyor. Almanya Federal Emniyet Teşkilatı Başkanı Holger Munch, suç ve göçmen meselelerinin birbiri ile karıştırılmaması gerektiği uyarısında bulundu.
Wiesbaden Polis Şefi Stefan Müller de yaptığı açıklamada yaşananları polise haber verenin de göçmen çocuk olduğuna dikkat çeki.
Ali Bashar, sığınma hakkının reddedilmesinin ardından itiraz dilekçesi vermiş ancak konu18 ay boyunca dikkate alınmamıştı.

Almanya’da mahkemeler yüz binlerce itiraz dilekçesinin baskısı ile karşı karşıya. Göçmen kurumları ise yeterli kapasitede çalışmıyor.