Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Almanya’dan Çeçen DEAŞ’lılar uyarısı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Almanya’nın iç istihbarat kurumu Federal Anayasayı Koruma Dairesi, Çeçenistan başta olmak üzere Kafkasya bölgesinden gelen DEAŞ unsurlarının Almanya güvenliği için tehlike oluşturmasına dair uyarıda bulundu. Brandenburg eyaletindeki Anayasayı Koruma Dairesi Başkanı Frank Nuremberg, Çeçen mültecilerin çoğunun silah kullanımı konusunda çok iyi olduklarını ve gerektiğinde de bu silahları Almanya’da kullanabileceklerini belirtti.

Funke Mediengruppe’a verdiği bir röportajda Nuremberg, Çeçenlerin özellikle de yetişkinlerin çoğunun, ülkelerindeki Rus kuvvetlerine karşı mücadele vermeleri nedeniyle silah kullanımı konusunda eğitildiklerini açıkladı. Ayrıca Çeçenlerin faaliyetinin Almanya’daki güvenlik hizmetlerinde bir endişe kaynağı olduğunu söyledi.

‘Yaklaşık 130 militan var’

Brandenburg eyaletindeki militanların sayısının yaklaşık 130 olduğunu belirten Nuremberg, bunların çoğunluğunu Çeçenlerin oluşturduğu yaklaşık 50 Kafkasyalı’nın olduğunu ifade etti. Aktarılan bilgilere göre, Alman makamları onları kontrol altına almakta zorlanırken, bu militanların Çeçenistan’da Rus saldırılarına karşı gizlice eğitildiklerini ve nasıl saklanacaklarını iyi bildiklerini vurguladı.

Anayasayı Koruma Dairesi, Almanya’daki Çeçen militanların faaliyetlerinin son zamanlarda ikiye katlandığına dikkati çekti. Kuruluş, bu militanların son zamanlarda Suriye ve Irak’taki DEAŞ’ın yanında savaşmak için Almanya’ya geldiğini ve onlarcasının da yurt dışında savaşarak Almanya’ya döndüğünü ifade etti.

Dış istihbarattan sorumlu haber alma teşkilatı BND’nin Başkanı Hans Georg Maassen de Almanya ve Avrupa’daki Kafkaslar konusunda uyarıda bulundu. Maassen, Irak, Suriye ve Çeçenistan’da savaşmak üzere Kuzey Kafkasya’dan gelen militan riskinin arttığını vurguladı. Çeçenistan, Dağıstan ve İnguşetya’dan yaklaşık 500 civarında militanın geldiğini belirten Maassen, şiddet eğilimleri, dövüş sanatları becerileri ve silah kullanma yeteneklerinin gelişmiş olduğunun altını çizdi. Ortaya çıkan tehlikelere güvenlik makamları tarafından azami derecede önem gösterilmesi gerektiğini belirtti.

Hans Georg Maassen’e göre, söz konusu bu militanlar, özellikle Berlin ve Brandenburg eyaletlerinde barınıyor. Ancak Kuzey Ren-Vestfalya, Hamburg ve Bremen’de bulundukları da ifade edildi.

Berlin polisi, Almanya’da yaşayan Çeçenlere ve Çeçen militanların tehditlerine dair daha önce açıklamada bulunmuştu. Başkent polisi sözcüsü, bazı Çeçen kadınların tehdit altında olduğunu ve fiziksel olarak yaralandığını doğrulamıştı.

Öte yandan geçtiğimiz dönemlerde ölüm tehdidinde bulunan bazı Çeçenlerin videosu yayınlanmıştı. Videolarda, militanların izleyicilere karşı silah doğrulttuğu, inandıkları ahlaki ilkelere (gerçek din) uymayan herkesi ölümle tehdit ettikleri görülüyordu.

Nitekim kamera önündeki bir militan, yaklaşık 80 kişinin ahlaki değerlerini empoze etmek için Kuran üzerine yemin ettiğini belirtiyordu. Bu bağlamda Berlin’den bir kaynak, vatandaşlara karşı kampanya yürüten radikalizm yanlılarının yaklaşık 100 kişi olduğunu ifade ederken, birçoğunun da Alman polisinin elindeki suç kayıtlarında mevcut olduğunu vurguladı. Tehditlerini yaymak üzere WhatsApp’ı da kullandıklarını söyledi.

Öte yandan Stuttgart ve Charleroi’den iki savcıya göre, Stuttgart- Nachrichten ve Schweibse Zeitung gazeteleri raporları, terör örgütlerine mensup olduklarını itiraf eden mülteci sayısının üçe katlandığını bildirdi. Baden-Württemberg eyaleti Adalet Bakanı Guido Wolf, bu yılın ilk çeyreğinde radikallerin sayısının 159’a ulaştığını, 2017 yılı boyunca 300 benzer vakanın yaşandığını ve bu tür davalardaki artışın yargıya yeni yükler kattığını belirtti.

Bakan, terörizmle özdeşleşmiş insanların Almanya’da kalma isteklerini anlayamadığını söylerken, itirafları dolayısıyla açılan soruşturma sayısının terörle suçlanan mültecilere karşı yürütülen davaların yarısını oluşturduğuna dikkati çekti.

Başsavcının açıklamasına göre, Baden-Württemberg’de 100’den fazla siyasi mültecinin, mülteci olarak ifade verdikleri sırada bir terör örgütüne mensup olduklarını itiraf ettiğini belirtti. Başsavcı, mültecilerin çoğunun Somali’deki eş-Şebab militanlarına ve Afganistan- Pakistan’daki Taliban Hareketi’ne bağlı olduğunu ifade etti. Stuttgart Başsavcısı, Alman yargı sisteminin yüzlerce vakanın yanı sıra yeni terör vakaları ile dolduğunu söyledi. Bu mültecilerin, Almanya Sığınma ve Göç Yasası tarafından sağlanan insani nedenlerle geçici olarak ikamet etmeyi umduklarını vurgulayan savcı, Almanya yasalarının, ölüm ve işkence riski dolayısıyla mültecilerin kendi ülkelerine zorla iadesini yasakladığının altını çizdi.