Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Ankara: El-Bab başarısını Fırat’ın doğusuna taşıyacağız | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Türkiye, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile birlikte Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında kontrolünü ele geçirdiği El-Bab’ın benzer bir örneğini, Fırat’ın doğusunda YPG’nin kontrolündeki topraklarda uygulayabileceğinin sinyalini verdi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, dünkü açıklamasında, “Suriye’nin El-Bab bölgesinde DEAŞ terör örgütüne karşı gösterilen başarı aynı şekilde Fırat’ın doğusuna da taşınacak” dedi.

Kuzey Kıbrıs ziyareti sırasında El-Bab’daki Akil Tepe’de bulunan Türk askerleriyle görüntülü telefon konuşması gerçekleştiren Oktay, El-Bab başarısının Türkiye’ye karşı kurulan oyunları bozduğunu söyledi.

Geçtiğimiz aylarda Humus, Doğu Guta ve Şam’ın güneyindeki bölgelerde yerinden edilen binlerce kişiyi karşılayan El-Bab, Türk hükümetinin burada bazı projeleri hayata geçirmesiyle sanayi ve ticaret merkezine dönüştü.

Türkiye, Suriye’de 3 askeri üs inşa etti

Basında yer alan haberlere göre, 24 Ağustos 2016’da başlatılan Fırat Kalkanı Harekâtı ile Suriye’ye müdahalede bulunan Türkiye, bu tarihten itibaren Suriye topraklarında 3 askeri üs inşa etti. Türkiye, resmi olarak bunu henüz açıklamış olmasa da bu üsler, El Bab’ın doğusundaki Akil Tepesi ile Halep’in kuzeyinde bulunan Dabık ve Aktarin kasabalarına inşa edildi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, “Zeytin Dalı’ndan sonra şimdi de İdlib’deyiz. Orada da silahlı kuvvetlerimiz ve ilgili tüm birimlerimizin gayretiyle orada da aynı güvenliği sağlıyor olacağız” diye konuştu.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve desteklediği ÖSO, Zeytin Dalı Harekâtı kapsamında 18 Mart’ta Afrin’de kontrolü ele geçirmişti.

Oktay, “Münbiç’e geliyoruz ve oradan Fırat’ın doğusuna geçiyoruz. El-Bab’daki başarıyı Fırat’n doğusuna da taşıyacağız” açıklamasında bulundu.

Türkiye sınırına yaklaşık 30 kilometre mesafede bulunan El-Bab, Münbiç için oldukça stratejik bir konumda bulunuyor.

Oktay, Kürt birliklerin Münbiç çevresinde kazdığı hendeklere işaretle, Türkiye’nin teröristleri kazdıkları hendeklere gömmeye kararlı olduğunu vurguladı.

Türkiye’nin ABD ile mutabakata vardığı yol haritasında, Kürt birliklerin Münbiç’ten çıkarılarak buradaki güvenlik ve istikrarın ortak denetim altına alınması öngörülüyor. Fakat ABD’yi anlaşmanın uygulanmasını yavaşlatmakla suçlayan Ankara, Münbiç’i askeri müdahale ile tehdit ediyor.

SOHR: Güvensizlik ortamı hâkim

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) yaptığı açıklamada, Suriye’nin kuzeyindeki Türkiye destekli silahlı güçlerin kendi aralarında çatıştığını ve kontrolündeki bölgelerde yaşayan halka yönelik ciddi insan hakları ihlallerinde bulunduğunu bildirdi.

SOHR tarafından dün yapılan açıklamada, “Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı birliklerinin kontrolündeki Halep’in kuzey, kuzeydoğu ve kuzeybatı bölgelerinde kaos ve güvensizlik ortamı hakim” denildi.

Açıklamada, Afrin’in Nebi Huri adı verilen bölgesinde bir kişinin cesedine ulaşıldığı belirtilirken, cesedin, daha önce yapılan anlaşma gereği Doğu Guta’nın Şeyfuniyye kasabasından göç ederek Afrin’e gelen bir adama ait olduğu ifade edildi.

Gözlemevi’nin aktardığına göre, Türkiye destekli Fırat Kalkanı birliklerinin kontrolündeki Cerablus kentinde, adam kaçırmaların, cinayetlerin ve patlamaların önlenememesinden doğan güvensizlik ortamı nedeniyle geniş katılımlı halk protestoları düzenlendi.

17 kişi hayatını kaybetti

Protestolar sırasında araç lastiklerinin yakıldığı bildirilen açıklamada, göstericilerin son dönemde kentte artan intihar saldırıları nedeniyle askeri karargâhların sivil yerleşim birimlerinden çıkarılmasını talep ettikleri belirtildi.

Son verilere göre, 30 Eylül’den bu yana bölgede yaşanan patlamalarda en az 17 kişi hayatını kaybetti.

Öte yandan ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, ülkesinin Suriye meselesinde hem Türkiye hem de SDG ile aynı anda çalışması gerektiğini söyledi.

Türk basınında yer alan haberlere göre, Jeffrey, Amerikan “Defense One” medya kuruluşunun yıllık savunma zirvesinde yaptığı konuşmada, ülkesinin SDG ile çalışmasına ilişkin şu ifadeleri kullandı;

“Bu oldukça zor. Çünkü Türkiye’nin aktif katılımı, iş birliği ve koordinasyonu olmasaydı Suriye’de bugün yaptıklarımızın hiçbirini yapamazdık ama yerel bir ortak olmadan da ülkenin kuzeydoğusunda varlığımızı sürdüremezdik ve daha bitmemiş olan DEAŞ ile mücadeleyi devam ettiremezdik. Bu yerel ortak, PKK’nın Suriye uzantısı olan ancak PKK gibi terör örgütü olarak tanımadığımız PYD’dir. Bu konu Türkler için büyük endişe kaynağı.”

Türkiye’nin, DEAŞ’ın yenilmesi, İran ve İran destekli milislerin Suriye’den çıkarılması ve Suriye’de siyasi bir barış sürecinin başlaması gibi ABD önceliklerine katıldığını anlatan Jeffrey, “Ancak bizim kuzeydoğuda kalmamızın nedeninin bu olup olmadığından emin değiller. Onlara anlattığımız üzere ABD ile SDG iş birliğinin geçici olduğunu söylemiştik. Hala öyle ama buna bazı koşullar ekledik. Ancak bunu Türklere anlatma konusunda başarılı olamadık. Bu da bizimle, Türkler ve SDG arasında sınır bölgesinde gerginliğe neden oluyor” dedi.

ABD’nin YPG unsurlarını Fırat’ın doğusuna çekerek Türkiye’nin kaygılarına yanıt vereceğini söyleyen Jeffrey, ABD’nin bölgede diğer gruplara verdiği gibi (hangi gruplar olduğu belirtilmedi) SDG birliklerine ağır silahlar vermediğini ifade etti.

Erdoğan ve Putin bir araya gelecek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Rus doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya nakledilmesini sağlayacak TürkAkım projesinin deniz kısmının tamamlanması vesilesiyle önümüzdeki pazartesi İstanbul’da gerçekleştirilecek törende bir araya geleceği bildirildi.

İki liderin bir araya geleceği görüşmede ayrıca Suriye Anayasa Komisyonu meselesinin masaya yatırılması bekleniyor. Görüşme öncesinde Rusya ve Türkiye heyetinin önceki gün Ankara’da gerçekleştirdiği toplantıda Anayasa Komisyonu konusunda ilerleme kaydedilememişti.

Konuya ilişkin Anadolu Ajansı’na bilgi veren bir kaynak, Anayasa Komisyonu noktasında taraflar arasındaki problemin, sivil toplum grubuna ayrılan 3. listede isim dağılımındaki oranlardan kaynaklandığını belirtti. Komisyonun kurulması için oluşturulan üç listeden ikisi Astana garantörleri (Türkiye-İran-Rusya) tarafından daha önce kabul edilmişti. Bu listelerden biri rejimin, diğeri de muhaliflerin belirlediği isimleri taşıyor.

Geçtiğimiz Ekim ayının sonlarında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel’in katılımıyla İstanbul’da düzenlenen Suriye konulu zirvede, Anayasa Komisyonun yılbaşından önce kurulması çağrısında bulunulmuştu.

Bu ayın sonunda rejim ve muhalefet heyetlerinin katılımıyla Suriye konulu Astana toplantılarının yenisinin Kazakistan’ın başkentinde düzenlenmesi bekleniyor.

Perinçek’ten önemli iddia

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, farklı tarihlerde Türkiye ile Suriye heyetleri arasında İran’ın başkenti Tahran’da 6 görüşme yapıldığını söyledi. Perinçek, görüşmelerin “Tayyip Erdoğan yönetiminin talebi” üzerine gerçekleştiğini belirtti.

Perinçek, önceki gün Rusya merkezli haber ajansı Sputnik’in Türkçe Servisi’ne yaptığı açıklamada, “Tahran’da Türkiye ve Suriye hükümeti temsilcileri belki de iki ülkenin istihbarat yöneticileri de olabilir, kimler olduğunu bilmiyoruz ancak bunu Türkiye kaynaklarından kesin olarak öğrenmiş bulunuyoruz” diyerek, görüşmelerin halen sürdüğünü ifade etti.