ABD’nin liderliğindeki üçlü ittifak tarafından Suriye’de düzenlenen ortak operasyonun üzerindeki toz bulutları henüz yeni dağılmışken, bu kez gözler Türkiye’ye çevrildi.
Astana sürecindeki garantör ülkelerin liderleri 4 Nisan’da Ankara’da düzenlenen zirvede bir araya gelmiş ve taraflar arasında anlaşma imzalanmıştı. Bu tarihten önce Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Türk yetkililerin birçok kez “Zeytin Dalı Harekatı” kapsamında yürütülen askeri operasyonun sonraki hedefinin Tel Rıfat olduğunu söylemesine rağmen harekat Afrin sınırında durmuştu.
Esed güçlerine bağlı Halk Komitelerindeki yetkililer, Türkiye’nin Tel Rıfat ile civar kasabaların ve bunlara bağlı 10 köyün rejimin yönetiminde kalmasına yönelik Ankara zirvesinde Rus ortağına verdiği sözden geri çekilmesinden duyduğu endişeyi dile getirdi. Tel Rıfat hâlihazırda rejimin kontrolünde bulunan bölgeler arasında yer alıyor.
Bu bağlamda Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimleri için 24 Haziran tarihini belirlemesi ve erken seçim çağrıları üzerine bu tarihin parlamentoda kabul edilmesinin endişeleri artırdığı belirtiliyor. Zira Erdoğan’ın Suriyeli mültecilerin ülkesine dönmesi için Fırat Kalkanı’nda alınan Cerablus ve El-Bab, daha sonra da Suriye’nin kuzeyinde oluşturduğu güvenli bölgelere Türkiye’deki mültecileri yerleştireceğine dair seçmenlere verdiği vaadin, Tel Rıfat’a uzanması noktasında kendisini cesaretlendirebileceği düşünülüyor.
Kaynaklar, ABD liderliğindeki üçlü ittifakın rejime yaptığı saldırılara Türkiye’den destek gelmesini, Erdoğan’ın her an Rus ortağına verdiği sözden geri çekilebileceği ihtimali olarak değerlendiriyor. Zira Başbakan Binali Yıldırım saldırı için “Olumlu bir adım”, “Operasyonu doğru buluyoruz” ifadelerini kullanmıştı. Aynı zamanda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da operasyonun “geç kalınmış bir harekat olduğunu” söylemişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cuma günü yaptığı açıklamada Suriye ve Irak’ın yeniden inşası için ‘coğrafi konumu ve dönemin hassasiyetleri göz önüne alındığındaTürkiye’nin büyük bir sorumluluk taşıdığı’ şeklindeki sözleri, Suriye’nin kuzeyi ile ilgili Münbiç ile yetinmeyip Irak sınırına ulaşacak şekilde tüm sınıra egemen olma kararlılığının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Kaynaklar, Tel Rıfat’ın, Zeytin Dalı Harekatı’nın tamamlayıcı niteliği olarak askeri operasyonla Türkiye’ye verilmesine göz yumulması durumunda YPG güçlerinin şehri rejime teslim etmekten vazgeçeceğini düşünüyor.
Tel Rıfat’ta Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) birliklerinde görev yapanve ismini vermek istemeyen yetkili bir kaynak, ÖSO’nun, kamplarda kalan ailelerin tekrar evlerine dönmelerini sağlamak adına operasyonun devam etmesini ve Tel Rıfat’ı ele geçirmek için AK Parti’ye baskı yaptığını belirtti. Ayrıca kaynak, Halep’in kuzeyinde yer alan güçler için sembolik bir değere sahip olan Tel Rıfat’a ÖSO’nun ayrı bir önem atfettiğini belirtti.
Kaynak son olarak ise, TSK ve ÖSO arasında yapılan son toplantıyla birlikte Cumhurbaşkanlığı merkezinde bulunan yetkililerin Nisan ayı ortalarında Ankara’da yaptığı toplantılarda, operasyonun Tel Rıfat’a oradan da Münbiç’e uzanarak tamamlanması gerektiğine vurgu yapıldığını bildirdi.