Şüphesiz ki Suudi Arabistan Krallığı için bunlar tarihi ve mutlu günler. Bunca ümitsizliğe düştükten sonra, (hiç) aklımıza gelmeyen değişimler yaşıyoruz. Onlarca yıldır bu konudaki her engel; eğitim, spor ve medya alanındaki siyasi ve toplumsal çatışmalara sebebiyet veriyordu.

Kral Selman bin Abulaziz, kadınlara bu hakkın verilmesinin altına imzasını atarak en zor engeli ortadan kaldırmış oldu. Kralın bu kararı, cesurca ve bilgelikle alınmış bir karardır. Bir dönemi kapatıp yeni bir dönem başlatan Kral’ı ve Prens Muhammed bin Selman’ı tarih uzun süre anlatacak. Veliaht Prens ilan edildiğinden beri ülkenin gelişim dosyasını yönetmekte ve yeni devletin ‘vizyon’ mühendisliğini yapmakta. Prens, yakın zamana kadar onlarca yıldır içinden çıkabileceğimizi asla düşünemediğimiz kısır döngü konusunda çözüm üretti.

Almamız gereken mesaj, uygar toplumlar arasındaki yerini bulan yeni bir modern krallığın karşısında olduğumuz. Herkes için daha büyük ölçekte ve üretim ekonomisine dayalı gerçek bir ekonomide yeni, yetenekli ve kadın-erkek aktif bir nesil oluşturmak. Suudi toplumunu şaşırtan birçok karar alınarak yakın zamana kadar imkansız olarak görülen çok sayıda faaliyet başlatıldı.

Benim düşüncem, Krallığın kadının araba sürmesine şiddetli muhalefetinden sonra, kadınlara araba sürme imkanı vermesinin önemine rağmen (bu kararın) siyasal ve toplumsal önemi daha büyük. Kral’ın kararında hükümetin modernleşme ve değişim yolunu kolaylaştıracağı, muhalefet edenlerin Kral’ın önünde duramayacağı mesajını açık bir şekilde okuyabiliyoruz. Toplumun, özellikle de topluma kapılarını kapatan muhafazakar grupların değişmesini beklerken bir ömür geçti. Söz konusu gruplar bizi umutsuzluğa düşürene kadar değişimi reddettiler. Kadının evinden çıkmasına, araba sürmesine, çalışmasına veya toplumsal hayata karışmasına izin verecek her hangi bir alamete karşı çıktılar.

Suudi Arabistan kadınları tanımadan, hayata ortak kabul etmeden ‘2030 Vizyonu’ gibi iddialı bir planı uygulamaya geçiremez. Kralın kadınların araba kullanması hakkındaki yasağını kaldıran cesur kararı, şüphecilerin bu konudaki kanıtlarını çürüttü. Bu kararlar popülerlik ya da bir tarafın memnuniyeti için değil, ülkenin ve toplumun faydası için alınıyor.

Yasak hakkında yıllardır dini ve toplumsal olarak ikna edici bir delil sunulmadı. Bu durum sadece bir grubun kendi isteklerine göre toplum kurma arzusundan ibaret. Söz konusu beklentide olanlar, sosyal ve ekonomik kalkınmayı engellediler. Onlar artık bütün bir ulusa liderlik edemez. Lakin genelleme yapmayalım. Bu tarihi karara karşı çıkanlar iki gruba ayrılıyor: biri geleneklerine bağlı ve onları korumaya çalışan muhafazakar grup ki bunların görüşlerine saygı duyulur. Fakat bunların görüşleri bağlayıcı değildir. Diğeri ise bugünkü Krallıkta artık yeri olmayan gündemlerine göre toplumu yönetmek isteyen başka bir politik grup. Ama günümüz Krallığında buna yer yoktur. Kötü niyetli bu aşırı sınıf, herhangi bir adım veya projeye karşı. Çünkü Suudi Arabistan’ın başarısız olması; sakat, kasvetli, felç halinde bir devlet olarak kalmasını istemekte. Bu grubun bir tekerleği dahi durdurmasına izin verilmeyeceğini anlaması gerekmektedir.