Arap Ülkelerinden gelen Bakanların katılımıyla düzenlenen toplantıda bölgeye dair önemli mesajlar verildi.
Bakanlık düzeyinde gerçekleşen toplantıda Arap Dışişleri Bakanları, İran’ın özellikle Yemen’de ve bölgedeki diğer ülkelerin içişlerine yaptığı müdahalelere karşı kınama mesajı yayınladı.
Görüşmelerin ardından verilen diğer bir mesaj Kudüs’le ilgili oldu. Kudüs’ün işgal devletine taşınmasıyla ilgili ABD’nin vermiş olduğu kararın reddedildiği toplantıda, Kudüs’ün “sonsuza dek” Filistin’in başkenti olduğu vurgusu yapıldı. Dün Kahire’de düzenlenen görüşmelerde ayrıca Türkiye’nin Suriye kırsalında yürüttüğü Afrin operasyonunu reddettiklerini ifade eden karar yayınlandı. Ancak operasyonun reddi konusunda çekinceli davranan Katar karar lehinde oy kullanmadı.
Ürdün’de yaşanan özel durumlar ve Mısır seçimlerine denk gelmesinden dolayı bir sonraki bakanlar toplantısı tarihi, Mart ayının sonu yerine Nisan ayına ertelendi. Zirve, Suudi Arabistan başkanlığında Mısır’da düzenlendi.
Kahire’de dün 149.’su düzenlenen Arap Birliği Dışişleri Bakanları Toplantısında açılış konuşmasını yapan Arap Birliği Genel Sekreteri Ebu Gayt, Arap ülkelerin bölgesel ve uluslararası alanda karşılaştığı büyük tehlikelere dikkat çekerek, “Bölgedeki Arapların konumu ekonomik, siyasi ve güvenlik konusunda yapılan baskılar neticesinde bir krizle karşı karşıya” dedi.
Suriye’deki son gelişmelerin son derece üzücü olduğunu belirten Ebu Gayt, bu durumun ‘’Ümmet kalbinde açılan derin bir yara’’ olduğunu kaydetti. Ebu Gayt, ağır beşeri kayıpların yaşandığı bu krizden çıkışın tek yolu siyasi çözüm olduğunu ifade etti. Bu bağlamda BMGK’nın öncülük ettiği Cenevre rotasının, teröristlerden arınmış ve tek parça Suriye için bir fırsat olduğunu vurguladı.
Yemen’deki insani krize ilişkin konuşan Ebu Gayt, Husi milislerin silah zoruyla halkı bastırmaya ve siyasi çözümden kaçmaya devam etmesi durumunda ülkede yaşanacak tüm insani dramların sorumlusunun kendisi olacağını belirtti. ABD’nin Kudüs kararına değinen Ebu Gayt, ABD yönetimi tarafından atılan adımı “Tehlikeli ve Kanunsuz” olarak niteledi ve İsrail-Filistin sorununun iki devletli esas üzerine çözülmesini talep etti. Ebu Gayt, gerçekleşen Arap zirvelerin ortak işbirliği mekanizmalarının çalışmasında önemli bir yeri olduğunu belirterek, bir sonraki Arap Bakanları zirvesinin, ekonomi, siyasi ve toplumsal alanda Arap ortak işbirliği atılımını sağlaması temennisinde bulundu.
Toplantıda söz alan Suudi Arabistan’ın Afrika İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Ahmed Kattan, ülkesinin, Kudüs’ün ‘sonsuza dek’ Filistin’in başkenti olduğu konusundaki tavrının net olduğunu vurguladığı konuşmada, ‘’Suudi Arabistan Krallığı hükümet olarak, yönetim olarak ve halk olarak Filistin sorununu Arapların öncelikli ve tarihi sorunu olarak görmektedir. Bu sorunun çözümü için herkesin elinden geleni yapması gerekir. İsrail’in bu konuda uluslararası kanunlara uymasını sağlamak için tüm taraflarla temaslar kurulması ve Filistin halkının sürekli maruz kaldığı sıkıntılardan kurtulması için baskı yapılması gerekir’’ ifadelerini kullandı.
Kattan sözlerinin devamında, bölgenin modern tarihte en tehlikeli bir süreçten geçtiğini söyledi. Tehlikelerin ve zorlukların büyüklüğü oranında özel bir çalışma gerektiğini ifade eden Kattan, Suudi Arabistan’ın bu tehlikelerle yüzleşmek ve mücadele etmek için her zaman birlik çağrısında bulunduğunu söyledi. Yemen krizine değinen Suudi Bakan, Koalisyon güçlerinin Meşru Hükümet’in yönlendirmesiyle bölgede istikrar ve güvenliğin yeniden sağlanması için çok çabaladığını kaydetti. Kattan Yemen Halkının ihtiyaçlarıyla sürekli ilgilendiklerini işaret ettiği açıklamasında, Suudi Arabistan’ın Yemen’de- insani yardım ve kalkınma alanları için 10 milyar doların üstünde bir meblağ harcadığını ifade etti.
İran’la ilgili ifadelerinde ise Kattan, ‘’Suudi Arabistan, İran’ın Arap bölgelerinde yaptığı müdahaleler karşısında ağır yaptırımlar uygulanması gerektiğini düşünüyor. Teröre destek veren İran’ın yaptığı olumsuz faaliyetler ve ülkelerimize yerleştirdiği terör hücreleri yüzünden bölgedeki istikrar sarsılmış durumda. Ayrıca İran’ın balistik füzelerle ilgili yaptığı ihlaller füzelerle ilgili uluslararası kanunları çiğnediğinin açık bir göstergesidir’’ dedi.
İran’la ilişkilerin normal seyrine dönmesinin, Tahran’ın başka ülkelerin içişlerine karışmaktan vazgeçmesine bağlı olduğunu ifade eden Bakan Kattan, İran’ın Arap ülkelerinde yaşayan vatandaşların mezhep fitnesi yaymaktan ve bölücülük faaliyetlerine son vermesini istedi.
Suriye meselesine de değinen Kattan, ‘’Uluslararası toplum Suriye halkını yaşadığı insani krizden kurtarmak için kararlı adımlar atmaktan aciz durumda. Suudi Arabistan bu krizin çözümünde BMGK’nın 2254 sayılı kararı uyarınca siyasi çözümden başka alternatif görmemektedir. Karar gereğince ülkenin idari işlerini yüklenecek geçiş hükümetinin kurulması gerek. Bunun yanında Suriye topraklarını güvence altına almak, devlet kurumlarını düzenlemek ve Suriye’nin geleceğini Suriyelilere bırakmak için BMGK ve Arap Birliği yardımıyla seçimlerin düzenlenmesi ve yeni anayasa hazırlanması gerekir’’ dedi.
Suudi Bakan Kattan, Arap Birliği’nin içerisindeki düzenlemelerin gerekliliğini vurguladığı açıklamasında bunun “kaçınılmaz” olduğunu söyledi ve ekledi, “Arap Birliğinde ister ekonomi alanında isterse Birlik içerisinde görevlendirmelerin yeniden düzenlenmesi olsun yapılması gereken köklü değişimlerde tüm üye ülkelerin görüşleri alınacak” dedi.