Suriye’de ne olursa olsun Ruslar ve İranlılar, Esed’i sonsuza kadar ayakta tutabilecekler mi? “Esed ya da hiç kimse!” Bu, Şam’ın duvarlarına ya da bu duvarlardan geriye kalana tercih edilen rejim sloganlarından birisidir.
Milyonlarca göçmen ve mülteci hakkında kül, kan ve gözyaşı mürekkebiyle yazılan gerçekleri görmezden gelmek mümkün mü? Yüz binlerce ölü, yaralı, kayıp ve mahkûm hakkında kan ve gözyaşı mürekkebiyle yazılan hakikatleri görmezden gelmek mümkün mü? On milyarlarca hasar ve zarar hakkında kan ve gözyaşı mürekkebiyle yazılan gerçekleri atlamak mümkün mü?
Daha da önemlisi Rus imparatoru korkunç Vladimir ya da sarıklı Şah Hamaney’in 2001 yılından bugüne kadar öldürme ve işkence barbarlığından dolayı Suriyelilerin ve birçok Arabın kalbine yerleşen öfke ve kin yaralarını silmeleri mümkün mü?
(Akil ve adaletli) dünyanın; toprağı sürüp çukurlar kazarak buraların lağımla dolmasına ve bunun da el-Kaide sivrisineklerini ve DEAŞ sıtmasını getirmesine neden olan rejim ve koruyucularını bağışlaması mümkün mü?
En nihayetinde Suriye meselesi, Suriye’nin komşularını ve Ortadoğu’daki ortaklarını birinci derecede ilgilendiriyor.
Esed’in kimyasal ölüm depolarına yönelik ABD, İngiltere ve Fransa’nın saldırısının başlamasının ardından ABD Başkanı Donald Trump, Suriye meselesinin bölge halkının meselesi olduğunu ve bu meseleyi bölge halkının çözmeye çalışması gerektiğini söyledi. Açıkçası bu sözün içeriği kimin söylediğine bakılmaksızın doğru! Trump, doğru söylüyor…
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cübeyr, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’le Riyad’da dün (Salı) düzenlediği basın toplantısında “Suriye krizi başladığından bu yana ABD’yle İslami koalisyon çerçevesinde Suriye’ye birlik göndermeyi konuşuyoruz” ifadelerini kullandı. Adil el-Cübeyr, Suudi Arabistan’ın bu fikri önceden Barack Obama’ya da önerdiğini dile getirdi.
Bu açıklamalar, Suudi Arabistan’ın doğusunda İslami koalisyon birliklerinin “Körfez Kalkanı-1” dev askeri tatbikatının ardından bir ya da iki gün sonra yapıldı.
Wall Street Journal gazetesi, Amerikalı yetkililerden Başkan Donald Trump yönetiminin Suriye’de bir Arap gücü oluşturmaya çalıştığı sözlerini aktardı. Aynı zamanda söz konusu gazete, bu çerçevede Mısır’la da temasa geçildiğinden bahsetti.
Kral Selman’ın başkanlığında Suudi Arabistan hükümetinin haftalık toplantısında yapılan açıklamaya göre bu gelişmeler, Suudi Arabistan’ın Suriye halkının yanında yer aldığını ve Suriye’nin birlik, egemenlik ve bağımsızlığının korunmasından yana olduğunu vurguladığı bir zamanda meydana geldi. Tabi burada Suriye’nin “toprak bütünlüğü ve bağımsızlığı” hususundaki işaret açık ve nettir.
Söz konusu müdahalenin meydana gelmesi halinde bu, sadece Suudi Arabistan tarafından yapılan bir müdahale olmayacak. Aksine bu müdahale, uluslararası plan ve garanti kapmasında ABD’yle ortaklaşa dev İslami koalisyonun şemsiyesi altında yapılacaktır.
Peki bu iş burada biter mi?!