Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Arda Turan’a ‘Gülen Hareketi’ soruşturması | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Medipol Başakşehir’in futbolcusu Arda Turan’ın Gülen Hareketi ile bağlantısının olup olmadığının incelenmesi için soruşturma açılmasını emretti.

Başsavcılık tarafından, Arda Turan’ın yanı sıra Emre Belözoğlu, Okan Buruk ve Bülent Korkmaz hakkında da hükümet tarafından ‘terör örgütü’ olarak sınıflandırılmış ‘Gülen Hareketi’ne üye olmak’ ve ‘Örgüte üye olmamakla birlikte bilerek, isteyerek yardım etmek’ iddiasıyla inceleme yürütüldüğü öğrenildi.

Gülen Hareketi’ne mensup olmakla suçlanan diğer 6 oyuncu hakkında ise soruşturma devam ediyor.

Turan’ın başı dertten kurtulmuyor

Arda Turan, geçen sene Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı’na hakaretleri nedeniyle Türkiye Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim ile kavgasının ardından milli takım kampından kovulmuştu.

Turan’a ayrıca Sivasspor karşılaşmasının iki hakemine yönelik saldırı ve küfür gibi agresif davranışları nedeniyle 16 maç ceza verilmişti.

Son olarak, İstanbul Başsavcılığı, futbolcu Arda Turan hakkında 12,5 yıl, kavga ettiği şarkıcı Berkay hakkında ise 2 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırladı.

Berkay, Turan’ı bir gece kulübünde karısını taciz etmekle suçlamış, aralarında çıkan tartışmada Turan, Berkay’ın burnunu kırmıştı. Olayın ardından, hastaneye götürülen Berkay’ın peşinden giden Turan, güvenlikle tartışmış ve ruhsatsız silahını bir el ateşlemişti.

Başakşehir Futbol Kulübü, yaşananların ardından, şarkıcı Berkay ile kavgası yargıya taşınan Arda Turan’a 2,5 milyon TL para cezası verdi.

Kulübün futbolcunun medyaya yansıyan fiillerinin futbol kulübünün etik ve profesyonel anlayışı ile hiçbir şekilde bağdaşmadığı belirtilen açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:

“Konunun yargıya intikal etmesi sebebiyle ek karar ve yaptırım haklarımızı saklı tutarak, kendisini 2 milyon 500 bin lira para cezası ile cezalandırdığımızı, oyuncunun profesyonel yükümlülüklerinin yargı kararını verene kadar devam edeceğini kamuoyuna bildiririz.”

“Mahkemelerimiz tehdide asla boyun eğmez”

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Brunson’ın serbest bırakılmasına ilişkin yaptığı değerlendirme Türk yargısının ABD’li rahip Andrew Brunson’ın serbest bırakma kararını baskı veya talimatlara göre almadığını söyledi.

Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Gül, “Mahkemelerimiz tehdide asla boyun eğmez. Bu kişi beraat etmedi. 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası var” dedi.

Gül konuya dair yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Rahip Brunson’ın serbest bırakılması konusunda bağımsız ve tarafsız mahkemelerimiz tarafından başından itibaren bu süreç başlatılmış, sürdürülmüş ve sonuçlandırılmıştır. Mahkemelerimiz hiçbir şekilde tehdide ya da farklı birtakım yönlendirilmelere asla boyun eğmez. 12 Ekim’deki duruşmada adli kontrol kararı ve yurt dışı çıkış yasağı kaldırılmıştır. Birinci olarak hatırlatmamız gereken husus, bu kişinin beraat etmediğidir. Bir ara karar verilmedi. Bir mahkumiyet kararı çıktı.”

Osman Kavala’dan yeni mektup

Hürriyet gazetesinde hakkında yakın zamanda serbest bırakılabileceğine dair makale çıkmasının ardından Osman Kavala yeni bir mektup kaleme aldı.

Kavala’nın son mektubu, ABD’li rahip Brunson’ın serbest bırakılmasının ardından yargı kararlarında siyasi müdahale olduğuna dair spekülasyonlar yapılmasına neden oldu.

İş adamı Osman Kavala, 18 Ekim 2017’de Atatürk Havalimanı’nda gözaltına alınmış, polis ise gözaltı kararının gizli bir soruşturmanın parçası olduğunu söylemişti.

Kavala, gözaltına alınmasından yaklaşık iki hafta sonra, İstanbul nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından, ‘anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs’ ve ‘hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlarından tutuklanmıştı.

Osman Kavala, Karar gazetesine gönderdiği mektubunda, Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi’nin “Nasıl ki Brunson’ın serbest bırakılmasıyla Türk-Amerikan ilişkilerinde krizi fırsata çevirme imkanı doğdu, aynı şeyi Osman Kavala ile Avrupa Birliği’yle ilişkilerde de yakalayabiliriz” ifadelerine itiraz etti.

Avrupa Parlamentosu üyeleri ve Fransa Dışişleri Bakanlığı gibi birçok Avrupalı politikacı ve kurum, Türkiye’ye Kavala’yı serbest bırakma çağrısında bulunmuştu.

Ancak Kavala mektubunda, Avrupalı liderlerle bir anlaşmanın parçası olmak için kullanılmayı reddettiğini söyleyerek, “Bir anlaşma çerçevesinde’ tahliye olabileceğine yönelik bu fikre karşı çıktı.

Kavala mektubunda şunları söyledi:

“Adaletin yerine gelmesi için Avrupa’ya verilecek tavizlere bel bağlamak, beni çok rahatsız eden bir mesele. Özgürlüğüne yabancı kurumların daha fazla değer vereceğini ümit etmesi, insanın vatandaş olmaktan kaynaklanan özgüvenini ciddi biçimde yıpratıyor. Her şeye rağmen önümüzdeki dönemde tutuklama uygulamalarının Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) normlarına daha uygun hale gelmelerini ihtimal dışı görmüyorum. Yöneticilerimizden gelecek birkaç olumlu mesaj tutuklamaların hızla değişmesini sağlayabilir.”

Kavala, sivil toplum kuruluşlarına, özellikle de Kürt siyasi aktivistlere verdiği desteklerle tanınıyordu.