Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

ASEAN toplantılarında Myanmar’a baskının artırılması çağrısı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Filipinler’in başkenti Manila’da gerçekleşen Güneydoğu Asya Uluslar Birliği Zirvesi’nde (ASEAN), Myanmar’daki şiddetten kaçarak Bangladeş’e sığınan Arakanlı (Rohingya) Müslümanların durumu ele alındı. Yurtlarına dönmesinin sağlanması ve katliamların soruşturulması için uluslararası örgütlere izin verilmesi çağrısı yapılarak, Myanmar lider Aung San Suu Kyi’nin üzerindeki baskıların artırılması istendi.

Uluslararası adımlar, Myanmar’ın Arakan’dan sorumlu generali değiştirmesinden ve ordu tarafından tecavüz ve öldürme iddialarını reddeden raporunu yayınlanmasından bir gün sonra hız kazandı. Myanmar lideri Aung San Suu Kyi, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ve Kanada Başbakanı Justin Trudeau ile bir araya geldi.

Uluslararası Af Örgütü, Myanmar’ın yayınladığı katliamlar ve soruşturma hakkındaki rapora yönelik alaycı ifadeler kullandı. Af Örgütü raporu “sahayı temizleme” girişimi olarak nitelendirerek BM’e bağlı olan ve bağımsız araştırmacılara ülkeye girme çağrısında bulundu.

Devlet kontrolündeki “Global New Light of Myanmar” gazetesi tarafından yayınlanan raporda, “Askerler şiddet eylemleri yapmadı ve sivilleri öldürmedi” ifadeleri yer almıştı.

Bölgede yaşayan 2.800’den fazla kişinin ifadesine dayandığı öne sürülen soruşturma sonucu, askerlerin Müslüman köylerindeki camileri yakmadığı, köylüleri tutuklamadığı, şiddet uygulamadığı ve öldürmediği iddia edildi.

Raporda polisin ağustos ayının sonunda kendilerine saldıran Arakanlı kalabalığa doğru ateş açtığını itiraf ettiği ancak bunun meşru müdafaa olduğu bilgisi yer aldı. Konu ile ilgili, “Güvenlik güçleri saldıranların bacaklarını hedef aldı” ifadesi yer aldı. Ancak olayda öldürülen insan sayısından bahsedilmedi.

Uluslararası Af Örgütü’nün Güneydoğu Asya ve Pasifik Bölge Direktörü James Gomez, yaptığı açıklamada “Myanmar Ordusu, bir kez daha Arakan’da uyguladığı ciddi ihlalleri gizlemeye çalışıyor” dedi.
Açıklamada, “Ordunun öldürdüğünü, tecavüz ettiğini ve köyleri yaktığını gösteren ciddi kanıtlar var. Arakanlılardan sayısız katliam hikâyesi dinledikten ve uydu aracılığula yıkımı izledikten sonra yalnızca tek bir sonuca ulaşılabilir: Bu saldırılar insanlığa karşı işlenen suçtur” ifadelerini kullandı.

Birleşmiş Milletler’in Çatışma Bölgelerinde Cinsel Şiddet Özel Temsilcisi Pramila Patten, Bangladeş’teki Cox’s Bazar bölgesini ziyaret ettikten sonra yaptığı açıklamada Myanmar ordusunun Arakanlı kadınlara sistematik tecavüz uyguladığını belirtti.

BM tarafından yapılan açıklamada da insani drama dikkat çekilerek “Topluluklar arasında gerçek bir uzlaşmanın yanı sıra, insani yardımın güvenli, gönüllü ve sürdürülebilir erişimini sağlamak için çabaların güçlenmesi gereklidir” ifadesi kullanıldı.

Uluslararası alandan tepki artıyor

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Katina Adams, Myanmar ordusu tarafından yayınlanan rapor sonrası yaptığı açıklamada, “Myanmar güvenlik güçlerinin şiddet ve insan hakları ihlalleri hakkındaki raporları konusunda derinden endişe taşıyoruz. İhlallerden sorumlu olanlar sorumlu tutulmalıdır” diye konuştu.

ABD’de ise konuyla ilgili tartışma artıyor. Beyaz Saray veya Dışişleri Bakanlığı tarafından daha iddialı yaptırımlar uygulanmaması yüzünden, bazı kongre üyeleri, Myanmar ile askeri işbirliğini sınırlayan ve askeri personelin ABD topraklarına girmesini önleyen yaptırımlar yapılması yönünde çağrıda bulundu. Tasarı, aynı zamanda değerli taşların ülkeden ithalatının yasaklanmasını da hedefliyor.

Destekçileri Suu Kyi’nin ülkede, uluslararası alandan yapılan çağrılar ile halkın talepleri arasında denge kurmakta zorlandığını söylüyor.

Ayrıca Tillerson’la yaptığı görüşme öncesinde gazeteciler tarafından fotoğrafları çekilen Suu Kyi’nin Myanmar vatandaşı olup olmadığını soran bir gazeteciyi görmezden geldiğine dikkat çekiliyor.

Myanmar hükümeti, Arakanlı Müslümanların Bangladeşli olduğunu öne sürüyor. Bu doğrultuda 1800’lü yıllardaki İngiliz sömürgesi döneminde ülkeye getirildikleri için kimlik vermeyi reddediyor.