Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Askerlerin kentlere inmesi Avrupa’daki terör eylemlerini bitirebilecek mi? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Belçika’nın Başkenti Brüksel caddelerinde askeri araç sayısı artarken, Fransa’nın Başkenti Paris’te askerler devriye geziyor. İtalyan Ordusu’na bağlı birlikler ise Başkent Roma’da bulunan tarihi Colessium’un çevresinde geniş güvenlik önlemleri alıyor. Askerlerin kentlerde devriye gezmesini eleştiren uzmanlar, bu durumun söz konusu orduların, ülke dışındaki askeri gücünü azalttığını savunuyor.

Son dönemlerde, Batı Avrupa kentlerine baktığımızda, bu kentlerin 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük askeri hareketlenmelere tanıklık ettiğini görebiliriz. Avrupa’daki bu görüntü, Rusya’nın yeniden etkinliğini artırdığı, Ortadoğu’da savaşların yoğunlaştığı ve savaşlardan kaçan mültecilerin denizlere açılarak Avrupa’ya sığındığı bir döneme denk geliyor.

Asker yeterince hazırlıklı değil

Avrupalı liderler, 2015 yılında başlayan terör eylemlerini engellemek için ordularını kentlere gönderme yoluna başvuruyor. Bu durumu destekleyenler, askerlerin kentlere inmesini güvenliğin sağlanması açısından olumlu bulurken, barış döneminde orduların pasif kalmasının savaş dönemlerine yeterince hazır olmamalarına sebep olduğunu savunuyor.

Yakın döneme kadar Belçika’daki savaş gücünün yüzde 40’ı iç güvenlikle ilgileniyordu. Ordu komutanları, bu durumdan dolayı savaş eğitimine fırsat bulamadıklarından ve ordunun savaş gücünün zayıfladığından şikayet ediyordu. Fransa’da ise eski ordu komutanlarından biri geçtiğimiz ay yaptığı bir konuşmada, geçtiğimiz temmuz ayında ordudan istifa etmesinin sebebini, askerlerin aşırı derecede sıcaklığa maruz kalması (yani karargahlarda oturmaları) şeklinde açıklıyordu.

ABD Başkanı Donald Trump’ın, NATO kuvvetlerine sınırlarını koruma ve uluslararası yükümlülüklerini yerine getirme konusunda uyarıda bulunmasına rağmen NATO üyesi ülkeler orduyu iç güvenlikte kullanmaya öncelik veriyor. Bu durum son olarak, geçtiğimiz ay Brüksel’de düzenlenen NATO Savunma Bakanları Zirvesi’nde kendini gösterdi. Bakanlar, Zirve’de, Afganistan’da NATO kuvvetlerinin, kendilerinden beklenen katkıları yeterince sunamadığından yakındı.

Komutanlar durumdan şikâyetçi

Belçikalı komutanlar da, ordu komutanlarının bu durumdan dolayı gergin olduklarını dile getirdi.

Belçika Ordusu Piyade Kuvvetleri Komutanı General Mark This, bu konudan şikayet ederek, “Emrim altında, ellerinde taşıdıkları basit silahları 16 aydır bir kez bile ateş etmeyen askerler bulunuyor. Durumumuz bir yıl boyunca tek bir maça bile çıkmadan Dünya Kupası’na katılması istenen bir futbol takımına benziyor. Bu mantıklı değil” şeklinde konuştu.

Geçtiğimiz ekim ayına kadar, 1250 Belçika askeri, ülkenin çeşitli yerlerinde Bolivar Meydanı, metro istasyonları ve insanların yoğun olarak bulunduğu noktaları korumak için nöbet tutuyordu. Bu icraatın hedefi, iç güvenliği artırmak ve polislerin nöbet tutmak yerine daha hareketli güvenlik önlemleri almasını sağlamayı hedefliyordu.

Terör örgütleri yeni saldırı stratejileri deniyor

Avrupa ülkeleri, yeni bir terör stratejisine sahne olan 21. Yüzyılda, iç güvenliğini sağlamak için ordularını kullanırken, DEAŞ gibi terör örgütleri yeni saldırı stratejileri deniyor. Terör örgütleri, bombalı saldırıların yanı sıra, araç kiralayarak araçla kalabalıkları ezme gibi terör yöntemlerini kullanıyor.

Ordu unsurlarının kentlere inmesini destekleyenler, bu tarz saldırıların hızlı düşünüp, hızlı hareket eden askerler aracılığıyla engellenebileceğini savunuyorlar. Bu noktada, geçtiğimiz haziran ayında, Belçika askerlerinin Brüksel’deki metro istasyonuna saldırı gerçekleştirmek isteyen intihar eylemcilerini vurarak etkisiz hale getirmesini örnek gösteriyor.

“Tehditlere hazırlıklı değildik”

Fransa’nın Başkenti Paris’te, 2015 yılında meydana gelen terör saldırılarına dair bir yorum yapan Belçika Savunma Bakanı Steven Vandeput, “Karşı karşıya kaldığımız tehditlere hazırlıklı değildik. Charlie Hebdo dergisi ve aynı yıl Paris’teki bir gece kulübünü hedef alan iki saldırının da Brüksel’deki bazı kişilerle ilişkisi vardı. Bu durum, bizi hızlı çözümler bulmaya itti” ifadelerini kullanıyor.

Vandeput, sözlerini şöyle sürdürdü, “Kasım ayından sonra terör tehdidi artınca polis, polislik yapma ihtiyacı duymaya başladı. Eğer kendimizi koruyamıyorsak başkasını nasıl koruyabiliriz?”

ABD’de askerlerin sokağa çıkması yasak

Belçika gibi Fransa’da, terör eylemlerinin artması üzerine askerleri kentlere sevk eden ülkeler arasında. İtalyan askerleri, 2008 yılından sonra kentlere inmeye başlarken, İngiltere Hükümeti ise dengeleri gözeterek benzer uygulamaları hayata geçiriyor. ABD’de ise federal yasalar, askerlerin güvenliği sağlamak amacıyla kentlerde konuşlandırılmasını yasaklıyor. Buna rağmen, Ulusal Güvenlik Güçleri, bu konuda ayrıcalığa sahip.

Almanlar tedirgin

Benzer uygulamaları Almanya’da hayata geçiriyor. Parlamento, ülkede meydana gelen küçük çaplı saldırılar sonrası polislerin, ordudan yardım almasını ön gören yasa tasarısını kabul etti. Ancak, 2. Dünya Savaşı’nı en yakından yaşamış bir toplum olan Alman toplumu, askerlerin kentlerde dolaşmasından tedirginlik duyuyor.