Yazar Uri Avnery, Filistinli genç kız Ahed et-Temimi’yi, Jeanne d’Arc’a benzetti. İngiliz işgaline karşı mücadelenin simgesine dönüşen Fransız genç kız, Katolik Kilisesi’nin Azizesi ilan edilmişti.
Eski bir siyasi lider olan ve hayatı radikal sağcı Siyonist ‘Irgun’ örgütünde bir asker olarak başlayan fakat İsrail’in kuruluşundan sonra sola geçen ve bir barış aktivisti olan Uri Avnery, Temimi hakkında kaleme aldığı yazısında şu ifadelere yer verdi;
“O 16 yaşında bir genç kız. Uzak bir köydeki çiftçi bir ailenin kızı. Bir yabancı işgal onu kışkırttı ve savaşmak için evinden çıktı. Ruhu derin bir ümitsizlikten, yenilenen umutlara yükselen halkının zulme uğruyor oluşu eylemlerine cesaret olarak yansıdı. İşgalciler tarafından yakalandı. Onu yargıladılar ve hapsettiler. Şu an kesinlikle Ahed Temimi’den bahsettiğime inanıyorsunuz. İsrail ordusunda görevli bir subaya tokat atan 16 altı yaşında bir kız çocuğu. Fakat hayır. Ben, ‘Orleans’ın Bakiresi’ olarak tanınan Jeanne d’Arc’dan bahsediyorum. Bunlar 600 yıl önce yaşandı. O dönemde İngilizler ve Fransızlar arsında ‘Yüzyıl Savaşları’ yaşanmaktaydı. İngiliz işgalciler üstünlük sağlamış durumdalardı. Fransızlar her şeyin neredeyse sona erdiğini düşünüyorlardı. O sırda bir mucize gerçekleşti. Fransa’nın uzak bir köyünden, çiftçi bir ailenin 16 yaşındaki okuma- yazma bilmeyen kızı, gökten kendisine bir mesaj geldiğini ve Tanrı’nın kendisini Fransa’yı kurtarmakla görevlendirdiğini söyledi. Her nasılsa (henüz taçlandırılmamış olan) kralın sarayına ulaşmayı başararak bir şekilde kendisini de Orleans şehrini savunmak için savaşan orduya katılmaya ikna etti. Jeanne d’Arc zırh giyerek eline bayrak alıp yükseltti. Ardından yenilgiye uğrayan savaşçıların karşısına geçerek onlara cesaret ve şevk verdi. Öyle ki bu şevk ve cesaret, şehri korumak için verdikleri savaşı kazanmalarını sağladı. Fakat ne yazık ki Jeanne d’Arc, her konuda şanslı değildi. Savaş esnasında, onu yargılayıp yakan İngilizlerin eline düştü. İngilizler böylece rahatsızlık veren bir genç kızdan kurtulduklarını düşündüler. Fakat tarihi bir hataya düştüler. Katolik Kilisesi Jeanne d’Arc’ı azize ilan etti. Fransa’nın ulusal bir sembolü haline geldi. Savaşçı nesiller için bir cesaret timsaliydi. Onun sancağı altında Fransa bir dünya gücü haline geldi. En büyük yazarlar ve sanatçılar, onun hakkında edebi ve sanatsal başyapıtlar ortaya koydu. ‘Orleans Bakiresi’ meselesi bugün, İngiliz tarihinin en aptalca işlerin biri olarak karşımızda durmakta. Yüzlerce yıl sonra, bir İngiliz soylusu olan Lord Acton, “Otoritelerin muhakkak çökeceğini, mutlak otoritenin ise mutlak bir şekilde çökeceğini” ortaya koydu. Ben de bu sözü şöyle düzeltmiştim; “ Otorite aptallığa neden olur ve mutlak otorite mutlak aptallığa neden olur.” Bir işgal hükümetinden daha aptal bir otorite yoktur. Buradan genç kız Ahed Temimi’ye gelecek olursak, Nebi Salih köyünden 16 yaşında bir kız çocuğu. Şimdi bütün dünya onun adını biliyor. Tüm dünya onun yüzünü tanımakta. Bu yalnızca başlangıç. Temimi, gözlerimizin önünde Filistin halkının Jeanne d’Arc’ına dönüşüyor. Tüm dünyada, dalgalanan Filistin bayrağını kahramanca taşırken ki fotoğrafını internette paylaşmakta. Biri yüzbaşı diğeri astsubay iki asker evinin bulunduğu alanda mevzilendi. Annesi ve amcasının kızı ile onlara doğru yöneldi. Onlara ağır küfürler etti. Fakat onlar yerlerinden kıpırdamadılar. Subayın birine vurdu yine hareket etmedi. Askerin yüzünü tokatladı, o yüzünü korudu fakat yine de kımıldamadı. Bu görevli, bütün davadaki tek akıllı kişi. O ve astsubayı geriledi. Akıllı işgalci, tüm meseleye bir şaka olarak yaklaşacaktı. Mesele ancak bu şekilde son erebilirdi. Fakat işgal rejimi, özellikle de aile bu olayın fotoğraflarını çektikten sonra bu işi burada bırakmaz. İşgal şakacılık ruhundan hoşlanmaz. Ahed, annesi ve kuzeni gibi bir gece yatağından kaldırılıp gözaltına alındı. Askeri Mahkeme, Ahed Temimi’nin gözaltı süresini uzattı. Rezil şartlar altında alıkonuldular. Bir hapishaneden diğerine taşındı. Bir hafta boyunca kıyafetlerini değiştirmesine izin verilmedi. Mahkeme salonunda babasının sandalyesinin önüne kızını görememesi için üç asker durduruldu. Ordunun ne yapmak istediği açık. ‘İbret-i alem için’ genç kızı cezalandırmak istiyorlar. Ülkemizde kızları, asil Jeanne d’Arc’ın yakıldığı gibi darağaçlarında yakamazlar. Biz daha insancılız fakat daha zeki değiliz. Genç kızın gözaltına alınması tamamen ahmaklıktır. Binlerce, on binlerce Filistinli genç fotoğrafları görmekte ve kalpleri gururla dolup taşmakta. O bizden biri, işgale karşı durmaya cesaret etti. Onun gibi olmak istiyorum. Durum işte bu. Mutlak otorite, mutlak aptallığa neden olur.”