Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Avrupalı Büyükelçiler, Husileri Meşru Hükümetle işbirliğine zorlamak için Sana’da | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

İçinde Büyükelçilerin de bulunduğu Avrupa Birliği’nden Sana’ya gönderilen üst düzey bir heyet Husi liderlerini sevince boğdu. Bu ziyaret İran yanlısı milislere yaklaşık üç yıldır uygulanan uluslararası diplomatik tecritten sonra yapıldı.

Dün AB Yemen Büyükelçisi Antonia Calvo başkanlığında Sana havaalanına gelen diplomatik heyetin amacı insani bir nedenden kaynaklansa da Husi liderler bu ziyareti dünyanın kendilerini tanımasına yakınlaştıran diplomatik bir zafer olarak görüyorlar.

Söz konusu ziyaret Yemen meşru hükümetiyle işbirliği içinde yapıldı. Dışişleri Bakanlığından bir kaynak, Husilerin ziyareti kendileriyle dayanışma amaçlı olduğunu ima etmesiyle alay etti. Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinden yapılan açıklamada ziyaretin amacı yeni Avrupa heyetiyle işbirliği içinde barış sürecini işletmek için darbecilere baskı kurmak olduğu açıklandı. Yine yapılan insani yardımların engellenmemesi de talepler arasında bulunuyor. Ayrıca heyet, bazıları hakkında idam kararı verilmiş Avrupalı tutukluların da salıverilmesini istiyor.
Kaynak, Avrupa diplomatlarının Sana ziyaretinin Yemen hükümetiyle koordine edildiğini ve kendilerine giriş vizesi verildiğini doğruladı. Büyükelçilerin Sana’ya gelmesinin ardından basına yapılana açıklamada üç gün sürecek ziyaretin, Yemen’in savaş koşullarında çektiği sıkıntıları yerinde görmeyi hedefleyen insani amaç taşıdığı bildirildi.

Şarku’l Avsat’a açıklama yapan siyasi gözlemciler bu ziyaretin ilan edilmese de daha önce Yemen hükümetiyle Riyad’da üzerinde anlaşılmış olan barış süreci taslağını Avrupalı diplomatların Husilere sunmak üzere gerçekleştirildiğini aktardılar. Ziyaret yeni BM elçisi Martin Griffiths’in uluslararası çabalarının bir ürünü.

Heyet gelmeden önce uluslararası camia tarafından tanınmayan darbeci hükümet tarafından Dışişleri Bakan vekili olarak atanan Hüseyin el- Azzi twiter hesabından üst düzey bir Avrupalı heyetin geleceğini belirterek heyette bulunanların isimlerini açıkladı.

Avrupa Birliği Büyükelçilerinin bulunduğu heyette Hollanda Büyükelçisi Yerma van Doren, Fransa Büyükelçisi Christian Tistop ve İsveç Dışişleri Bakanının özel temsilcisi Hans Peter Svetmbai’de bulunuyor. Darbeci Husi grubu heyet gelmeden önce yüzlerce militanı ile havaalanı çevresinde olağanüstü güvenlik önlemi aldı.

Husilerin Dışişleri Bakanı Hişam Şerif yaptığı açıklamada, Yemen’deki durumun insani felaketlerle ilgilenen devletler ve AB için öncelikli konular arasına girdiğini söyledi. Husi lideri AB devletlerinin cemaatlerine saygı gösterdiklerini ifade ederek daha önce AB’nin çeşitli vesilelerle söylediği Yemen’deki durumun askeri değil, siyasi yöntemlerle çözüleceği vurgusuna atıf yaptı.

Husiler, Sana’daki tüm enerjilerini birkaç gün önce BM İnsan Hakları Konseyi’nin gerçekleri araştırmak için görevlendirdiği uluslararası uzmanlar ekibini etkilemek için harekete geçirdi ve kendilerini kurban olarak göstermeye çalıştı. Sana’dan üç gün sonra ayırılan bu grubun başkanlığını Tunus eski bakanlarından Muhammed Cendubi yapıyordu. Ardından Riyad’da Hadi’yle görüşmeye gitmeden önce geçici başkent Aden’de hükümet yetkilileriyle görüştü.

Uzmanlar heyeti, Yemen’deki misyonlarını, tarafların ihlalleri hakkında bilgi toplarken tarafsız ve şeffaf olacağını vurgulamalarına rağmen, milis liderleri toplantılarda “kurban” rolünü oynamaya hevesliydiler aynı zamanda meşru hükümeti onu destekleyen Arap Koalisyonunu suçladılar.

Uluslararası heyetin Sana’ya gelişinin ilk gününde Husi liderinin yeğeni Husi yöneticilerinden Muhammed Ali el- Husi, Hudeyde’deki görevini yarıda bırakarak şimşek hızıyla savaşçılarını Batı sahilindeki cephelerinde toplamak için geldi.

Uluslararası toplum tarafından tanınmasa da darbeci hükümetin Husi yöneticileri yanlarında darbeci meclis başkanı Salih Samed ile birlikteydi. Heyeti ilk karşılayanlar arasında Muhammed el- Husi bulunuyordu. Bu ilk adım hükümet kurumlarının fiili yöneticisinin Husi örgütü olduğunu gösterdi.

Sözde “Yüksek Devrim Komitesi”ne başkanlık eden bir Husi, Telegram’da başkentin ortasında muhtemelen silahlı kuvvetler kulübünde dış mekanda hazırladıkları sofrada heyet üyeleriyle çekildikleri fotoğrafları paylaştı.

Husilerin resmi medyası bu karşılamayı görmezden geldi. Bu gözardı edişin arkasında Husilerin görünürdeki lideri Salih el Samad ile grubun kararların alınmasında etkili olan Muhammed el- Husi arasındaki gizli bir kavgadan kaynaklanıyor olabilir.

Husi milisleri, soruşturmaların gidişatını etkilemek amacıyla belgelediklerini iddia ettikleri hak ihlalleriyle ilgili istatistikleri bu uzman gruba verdiler. Ancak ekibMuhammed el-Cendubi Şark’ul Avsat’ın edindiği bilgiye göre Husi belgeleriyle ilgilenmedi.

Kaynakların bildirdiğine göre Cendubi gurup liderlerine tarafların verdikleri bilgileri almayacaklarını bunun yerine bilgileri kendilerinin toplayacaklarını söyledi.

Sana havaalanına Charles Garawi ve Melissa Yarki’nin de içinde bulunduğu uzman ekip ile gelen Cendubi, “zor” olarak nitelendirdiği görevlerinin, 2015 yılından bu yana bağımsız olarak tüm görüşleri ve ifadeleri dinleyerek Yemen’de insan hakları ihlallerini soruşturmayı içerdiğini söyledi.

Eylül ayında İnsan Hakları Konseyi’ne tarafsız bir rapor sunabilmek için ekip, aylarca planlandığı gibi çalışmaya devam ederken, Cendubi bu çalışmanın amacının “gerçekleri ortaya çıkarmak ve olayları yakından takip etmek” olduğunu söyledi. Tunus eski bakanı ise, ekibin Yemen ziyaretindeki amacın meselenin geniş bir resmini çekmek olduğunu vurguladı.

Cendubi, bir hafta içinde yetkililerin karşılayacağı başka bir heyetin de Yemen’e geleceğini açıkladı. Sivil toplum örgütlerinin de içinde bulunduğu bu uzman heyeti tarafları ziyaret edecek. Darbe milisleri Halk Kongresi yöneticilerinden Yahya er- Rai ve darbeci hükümet başkanı Abdülaziz bin Habtour ile dışişleri bakanı Hişam Şerif ile bir araya gelerek bu gurubun ülkeye girmesine izin verdiler.

Öyle görünüyor ki Husi milisleri Salih’in öldürülmesinden sonra Halk Kongresinde etkileri sayesinde gelen heyeti yanıltmaya çalışıyorlar. Yemenli aktivistler Husilerin kendilerinin oluşturduğu insani krizi kullanarak şişirilmiş raporlarla Batılıları etkileyemeye çalıştığı ve kendilerini kurban pozisyonunda sunmalarını eleştiriyorlar.

Bazı gözlemcilere göre Yemen’de onlarca yıl önce ortadan kalkmış olan Kolera vb. hastalıkların İran’ın da desteğiyle Husiler tarafından yaygınlaştırılmış olması ihtimal dışı değil. Zira böylece uluslararası toplumun sempatisini kazanma ve şartlarını kabul eden milislerle barış anlaşması için baskı yapma imkanına kavuşabilecekler.

Aynı zamanda hükümet ve Husi karşıtı diğer yapılanmalar, Husilerin hakim olduğu bölgelerde uluslararası yardımlara el koymakla suçluyorlar. Altyapı proje ve hizmetlerini destekleyen kuruluşlar tarafından tahsis edilen fonlar dahil olmak üzere, Husilerin bu projelerin uygulanmasını üstlenecek unsurları kendi menfaatleri doğrultusunda kullandığı yapılan eleştiriler arasında.

Bu konuyla bağlantılı olarak Husiler daha önce Sana’daki dışişleri bakanlığı aracılığıyla BM’ye gönderdiği mesajda BM’nin, hakim olduğu bölgelerde tarım ürünlerinin bozulmaması için kimyasal gübre gönderilmesine izin verilmesi konusunda Koalisyon güçlerine baskı yapmasını istemişti.

Arap Koalisyonu ise örgütün mayın, patlayıcı ve füze yapımında kullanıldığını kanıtladığı bazı ithal mallara ve malzemelere erişimin durdurulmasını emretti. Görünen o ki Husiler bu şikayetleriyle insani krizin sonuçlarını başkalarına yüklemeye çalışıyorlar.