Katalonya’daki ayrılıkçı güçler ile İspanya devleti arasındaki gerginlik dün itibariyle tırmanışa geçti. Bu tırmanış, eski Katalan lider Carles Puigdemont başkanlığındaki partinin, bölgesel meclis genel kurul toplantıları sırasında, monarşi kurumunun ilga edilmesi ve İspanya Kralı 6. Felipe’nin geçen yıl yaptığı konuşma nedeniyle kınanmasını talep etmesinin ardından yaşandı.
Kral 6. Felipe, 3 Ekim 2017’de gerçekleştirdiği bir konuşmada, bölgesel hükümete şiddetli eleştirilerde bulunarak, yasaları ihlal ettikleri ve devlet otoritesine karşı geldikleri suçlamasında bulunmuştu. Konuşma, ayrılıkçılar arasındaki yaygın hoşnutsuzluğu daha da alevlendirdi. Çünkü Kral 6. Felipe, konuşması sırasında, güvenlik güçleri ile Anayasa Mahkemesi’nin reddettiği referandum konusunda ısrar eden vatandaşlar arasındaki çatışmalar sırasında meydana gelen şiddete herhangi bir şekilde değinmemişti.
O tarihten itibaren, bölgesel makamlar, 6. Felipe’nin Katalonya’daki ve yurt dışındaki tüm resmi etkinliklerini boykot ediyor. Ayrılıkçılar, İspanyol hükümdarının ilgili konuşmasının “polis tarafından vatandaşlara uygulanan şiddeti hoş karşıladığı” anlamına geldiği değerlendirmesinde bulunuyor ve Katalanların çoğunluğunun monarşiye karşı çıktığını ve ilga edilmesini talep ettiklerini vurguluyorlar.
Katalan lider, Trump ve Papa’dan destek istedi
Medya kaynaklarına göre, Katalonya Özerk Yönetimi’nin ayrılıkçı Başkanı Quim Torra, ABD Başkanı Donald Trump ve Papa Franciscus’a, Katalonya’daki krize arabuluculuk yapmalarını talep ettiği bir mesaj gönderdi.
Torra’nın İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’e ve AB, Çin, Kosova ve Ukrayna liderlerine gönderdiği mektupta, “Katalan tarafının bölgenin derhal bağımsızlığını talep etme niyetinde olmadığı, ancak tarafların Katalan halkının iradesine ilişkin sonuçlara uymayı taahhüt ettiği, bağlayıcı ve adil olan meşru bir referandum istediği” kaydedildi.
Torra, Papa ve Trump’dan, referandum ile tutuklu ayrılıkçı liderlerin serbest bırakılması hususunda İspanyol hükümetiyle aralarında arabuluculuk yapmalarını istedi. Torra, bunun, mümkün olan tüm seçeneklerin gözden geçirilmesinin önünü açacağını ve herkesin yararına olacak bir aşama üzerinde anlaşma sağlayacağını belirtti.
İspanya’da siyasi istikrar için bir tehdit olan Katalan krizine ilişkin tırmanışın ve gerginliğin artmasıyla birlikte hukukçular, gözlemciler ve tarafsız analistler, ayrılıkçıların talebine karşı çıkan taraflara ve güçlere “Katalan sorununa yönelik birleşik bir program üzerinde anlaşma yapılması ve İspanya’da siyasi gündemi işgal etmesinin önüne geçilmesi” çağrısında bulundular. Bu çevreler, Katalonya siyasi, medya ve idari müesseselerin, Katalanların yarısından fazlası tarafından reddedilen ayrılıkçı taleplere hizmet eden propaganda yuvaları olmasından endişe ediyorlar.
Hükümet ve muhalefet içerisindeki sağ ve sol partiler, “devletin bağımsız hareket etme politikasının” hükümet ne olursa olsun değişmeyeceğine dair ortak duruş çağrısında bulundu.
Ayrılıkçı güçler arasındaki büyüyen kriz, Torra yönetimindeki hükümetin istikrarına yönelik tehdit oluşturmaya başladı. Cumhuriyetçi Sol Parti’deki müttefikleri Torra’yı, bağımsızlık meselesine zarar verecek şekilde ani kararlar alırken tek başına hareket etmekle itham ediyor. Gözlemciler, Cumhuriyetçi solun Torra’ya olan desteğini geri çekmesi ve hükümeti düşürmesi ihtimalini uzak görmüyorlar.