Beyrut/Şarku’l Avsat
Hiçbir yorgunluk, ‘Doğu’nun Yıldızı’ hayranlarını engelleyemedi. Dört binden fazla Ümmü Gülsüm hayranı festival başlamadan önce Baalbek’e yürüyerek ulaştı.
Lübnan’ın doğusundaki Beka Vadisi’nde yer alan tarihi Baalbek tapınak şehrindeki Bacchus Tapınağı’nın uzun mermer sütunları arasındaki muhteşem sahnedeki konser, Marwa Nagy tarafından seslendirilen Ümmü Gülsüm’e ait ‘Ey sevgili! gece ve gökyüzü ve yıldızları ve ayı, ayı ve sabahı…’ şarkıyla başladı. Doğu-Arap müziği ezgilerini taşıyan bu şarkıya 50’den fazla müzisyenin yer aldığı Lübnan Ulusal Orkestrası eşlik etti. Gecede Art arda Ümmü Gülsüm şarkıları seslendirildi.
Gece ilerledikçe, seyircilerin coşkusu, Mısır’ın ikinci Ümmü Gülsüm’ü olarak nitelendirilen aslen Lübnanlı olan ve ünlü orkestra şefi Selim Sahab’ın öğrencisi Mai Faouk’un sahneye gelişiyle arttı. Performansıyla dinleyenleri büyüleyen Farouk, izleyicinin tezahüratları arasında Baalbek’te bir birinden güzel şarklar seslendirdi.
Kendi has tarzı ile tanınan Orkestra Şefi Hisham Gabr, gösterdiği performansı ile izleyicilere güzel bir gece yaşattı. Bazı izleyiciler tarafından yapılan yorumda, “Doğu müziğinin piramidin tepesinde” kaldığı belirtildi. Gabr’a göre bu deneyim, bu konserde yaşanmalı ve modern çağ ile kadim müzik aletlerinin çıkardığı ritimler yeni bir lezzetle harmanlanmalıydı. Bazıları, oryantal lezzetlerin tadına bakmayı tercih ediyordu. Bazıları da batı müziğinden dinletiler bekliyordu. Ancak Gabr, ortaya koyduğu yeni harmanla, pürüzsüz bir müzik ziyafeti sundu. Böylece Baalbek Festivali, farklı tatların ve tutkuların çeşitliliği ile başlamış oldu.
Ayrıca Bacchus Tapınağı’nın duvarlarına yansıtılan resimlerle Ümmü Gülsüm, sanki hala sahnede şarkı söylüyor gibiydi.
Başarılı bir kompozisyonla Ümmü Gülsüm’ün yarım asrı aşan sanat hayatını yad etmek üzere, ardı ardına üç konser verildi. Önemli isimlerinde katılım gösterdiği konserde, sesi Baalbek’te yankılanan Ümmü Gülsüm, adeta her yeri bir kez daha fethetti. Mısır Kültür Bakanı Inas Abdel Dayem, bakanlar, milletvekilleri, büyükelçiler ve temsilciler, Ümmü Gülsüm’ü yeniden dinleyebilmek üzere konsere katılanlar arasında yerlerini almışlardı.
Açılış töreni Baalbek Festivali Başkanı Nayla De Freige’nin konuşmasıyla başladı. De Freige konuşmasında, “Bugün burada 1966, 1968 ve 1970’de olmak üzere üç kez bu tarihi tapınağın sütunları arasında konser veren ölümsüz hanımefendiyi (Ümmü Gülsüm) anıyoruz. Baalbek Festivali’ni tanıtmak için 50 yılını veren May Arida’yı da unutmamalıyız. Geçtiğimiz yıl bu özel sahnede yapılan ve Arida’nın bu festivalleri yılda bir kez neşe, kültür ve sanat sergisi haline getirmek için gösterdiği çabalarını, anılarını ve azmini anlattığı röportajın bir kısmını izleyeceğiz. Bayan Arida’nın Baalbek meşalesini gelecek Müslüman nesillere bir miras gibi bıraktığını göreceksiniz” ifadelerini kullandı.
Çıkan olaylarda bir kişi hayatını kaybetti
Öte yandan gecede kötü bir olay da yaşandı. Tapınak yakınlarında çıkan tartışmada bir kişi hayatını kaybetti. Ancak güvenlik güçleri ve Lübnan ordusunun hızlı müdahalesi ile olay kontrol altına alındı. Kimse bu kötü olayın, gecenin büyüsünü bozmasına izin vermedi. Bu açılış Baalbek Festivalleri mevsiminin umut verici geçeceğinin işareti olmaya devam etti.
Ümmü Gülsüm ile yapılan büyük açılıştan sonra, program önümüzdeki günlerde devam edecek. İtalyan besteci Gioachino Rossini’nin ölümünün 150. yıl dönümü vesilesiyle, seyirci 27 Temmuz’da Stabat Mater Korosu tarafından seslendirilecek ilahileri dinleyecek. Konserde Verdi’nin, Rossini icin besteledigi ‘Libera Me’ başlıklı bölümün müziği icra edilecek. 4 Ağustos’ta ünlü şair Andrée Chedid’in oğlu Lübnan asıllı Fransız müzisyen Matthieu Chedid bir konser verecek. Birçok enstrümanı çalabilen yetenekli sanatçı Matthieu Chedid sahneyi bir başka ünlü müzisyen İbrahim Maalouf ile paylaşacak.
Birçok yeniliğe sahne olacak Baalbek Festivali’nde 10 ve 11 Ağustos’ta yetenekli oyun yazarı Georges Khabbaz’ın yeni müzikali, 35 kişilik orkestra eşliğinde sahneye koyulacak. 17 Ağustos’ta besteci ve piyanist Elie Maalouf otantik ezgiler ve caz müziğini bir araya getirdiği tarzıyla bir konser verecek.
Kapanışta ise son birkaç yıldır Amerikalı yazar, besteci ve insan hakları aktivisti Ben Harper ve grubu pop, rock ve blues karışımı olarak bilinen tarzları ile ilk kez bir Arap ülkesinde hayranlarının karşısına çıkacak.