Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Beyrut Büyükelçisi Hamas Şamisi, Büyükelçilik binasında “Radikalizmle Mücadelede Medyanın Rolü” başlığı altında düzenlenen sempozyumda, medyayı radikalizmle mücadelede etkili bir araç haline getirmenin yollarının araştırıldığını ve medyanın bir tiyatro sahnesine dönüşmesine engel olabilmek için neler yapılabileceğinin konuşulduğunu söyledi. Ayrıca, şiddeti destekleyenler karşısında takip ettikleri siyasetin, devlet veya gruplar arasında herhangi bir ayrım yapmadığını vurguladı.
BAE Büyükelçiliği, Beyrut Amerikan Üniversitesi’nde, Issam Fares Kamu Politikası ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü işbirliği ile ” Radikalizmle Mücadelede Medyanın Rolü” başlıklı bir sempozyum düzenlendi. Sempozyuma, BAE Lübnan Büyükelçisi Hamas Şamisi, Suudi Arabistan’ın Lübnan Maslahatgüzarı Velid el-Buhari ve çok sayıda basın yetkilisi katıldı.
Şamisi, konuşması sırasında, “Bizler, aşırılık yanlılarının, bazı medya organlarını aldatıcı fikirleri teşvik eden platformlara çevirmeye çalıştıklarını ve bunda başarılı oluklarını biliyoruz. Ayrıca topluluklar için ortaya çıkan tüm zararlı sonuçları ile birlikte gençleri kutuplaştırdıklarının da farkındayız” ifadelerini kullandı.
Şamisi, bilge liderliğin aşırılıkçılığa karşı durmak için birçok düzeyde açık ve net kararlar aldığına dikkat çekerek, Hoşgörü Bakanlığı’nın kurulmasının bunun pratik bir sonucu olduğunu söyledi. Şamisi, kurulan bu bakanlığın en önemli hedeflerinin ayrımcılık ve nefretle mücadele ile terörizmi ortadan kaldırarak BAE’yi bir hoşgörü vahasına dönüştürmek olduğunu ifade etti.
Medyanın aşırıcılıkla mücadeledeki rolüne verdiği önemi vurgulayan Şamisi, söz konusu mücadele hususunda çözüm üretilmesi konusunda gençlere duyduğu inancı dile getirdi.
Şamisi, BAE’deki gençlik konseylerinin aktif bir rol oynadığına dikkat çekerek, bu konseylerin, aşırılıkçılıkla mücadele etmek için kapsamlı bir vizyon çerçevesinde ulusal fikirler bulmak için gelişmiş araştırma ve bilimsel merkezlerle işbirliği içinde konferanslar ve seminerler düzenlediğini kaydetti.
Bazı medya organlarının aşırılıkçı gruplar için bir minber pozisyonunda olduğuna ve nefreti körüklemek için bir platform haline gelmelerinin durumu kötüleştirdiğine dikkat çeken Şamisi, “İşlenen şiddetin sorumluluğundan daha az sorumlu olmayan bir düşünce ile karşı karşıyayız” dedi.
Şamisi, BAE’nin ” Radikalizmi ve terörizmi entelektüel ve güvenli bir şekilde ele alan ülkelerin ön saflarında olduğunu” vurguladı.
“Bu bağlamdaki değerlerimiz sabittir ve değişmez. Şiddeti destekleyenler karşısında takip ettiğimiz siyaset, devlet veya gruplar arasında herhangi bir ayrım yapmıyor” ifadelerini kullanan Şamisi, ilk oturumda, “aşırılıkçı medya, meslek etiği, aşırılıkla mücadelede medyanın rolü, diğerini kabullenme kültürü” gibi meselelerin ele alındığını; ikinci oturumda ise medyadaki entelektüel aşırıcılık sorunları ile medyadaki radikalizm söylemi ve dini medyada aşırılığın yerinin ele alındığını söyledi.