Irak hükümeti dün, Haziran 2014’te Musul ve bazı Irak vilayetlerini işgal edilmesiyle ilgili olarak DEAŞ üyelerinin ailelerine yönelik güç kullanıldığı yönündeki suçlamaları reddettiğini duyurdu. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) tarafından yapılan açıklamada ise Irak hükümetinin söz konusu ailelere güç kullandığı suçlaması yöneltildi. Açıklamada “Irak, bütün aileleri kamplarda yaşamaya zorladı. Evlerini imha etti. Hayvanlarını yağmaladı. İnsanları toplu cezalara çarptırdı. Bir veya daha fazla aile ferdinin DEAŞ’a katıldığından şüphelenilen yaklaşık 253 aile kaçarak kamplarda yaşamak zorunda kaldı. Ailelerin çoğu Kerkük’teki Dakuk çadır kampına gitmek zorunda kaldı” ifadelerine yer verildi.
Aile fertlerinde DEAŞ üyesi olanların Selahaddin, Ninova, Anbar, Babil ve Diyala’daki evlerine gitmeleri engellendi.
Irak’taki İnsan Hakları Yüksek Komisyonu Üyesi Enes el-Azavi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Aile ya da aşiret fertlerinden birinin DEAŞ’a bağlı olduğu bölgelerdeki zorla yerinden etme ya da toplu cezalandırma uygulanması toplumsal bir meseledir. HRW bu tür açıklamalarda bulunmak yerine Irak yetkilileri ile iletişime geçmeliydi. Irak’ta DEAŞ sonrası karşı karşıya kaldığımız durumlar zor. Sadece politik değil, toplumsal çözümlere de ihtiyaç duyuluyor” dedi.
HRW’nin kamp açıklamalarına yanıt veren Azavi yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Bu kampta DEAŞ mağduru Arap aileler yaşıyor. DEAŞ’a bağlı değiller. Göç ve Göçmen Bakanlığı tarafından oraya yerleştirildiler. Çoğu dönüş için uygun zemin hazırlandıktan sonra kamptan ayrılacak. HRW’nin yanlış ve eksik bilgilere dayanarak yaptığı suçlamalar üzücü. Anbar ve Selahadin’deki sorunlar halen devam ediyor. Bölge halkı onların geri dönmesini istemiyor. Hükümet onları siyasi bir çözüm değil. Toplumsal bir çözüm buluncaya kadar kamplara yerleştirmek zorunda kalabilir” ifadelerini kullandı.
Irak Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı, çocukların DEAŞ mağduru olarak görüldüğünü bu esasta muamele edildiğini vurguladı. Bakanlık Özel İhtiyaç Dairesi Genel Müdürü Abir Mehdi Çelebi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “DEAŞ’lı çocuklar arasında Çeçen kökenliler de var. Bu bilgiyi ebeveynleri tarafından sunulan belgelerle tasdik ettikten sonra konuyu yargıya sunduk. Çocukların devletlerine iade edilmesine karar verildi. Ayrıca ailesi DEAŞ’a bağlı Fransız bir çocuk da var. Kendisini Bağdat’taki Fransız Büyükelçiliği ile koordineli olarak geri gönderdik” şeklinde konuştu.
Çelebi, ebeveynleri DEAŞ üyesi olan Iraklı ailelerin çocukları konusunda yaptığı açıklamada “Bu durum DEAŞ tarafından tecavüze uğrayan Yezidi kadınları ile de ilgili. Yezidi dini hamile kalanların öldürülmemesi, ailelerine geri verilmesi ve çocuklarının kendileriyle birlikte dönmemesi yönünde fetva verdi” dedi.
Abir Çelebi, devletin bu çocuklarla ilgili sorunları çözmek zorunda olduğunu ifade ederek onların yetim hükmünde olduğunu belirtti. DEAŞ’a bağlı çok sayıda kadın duruşmayı hapiste duruşma tarihi bekliyor. 3 yaşından küçük çocuklar anneleri ile birlikte hapisteyken diğerleri de özel yerlere yerleştirildiler. Bu durumda 600’den fazla çocuk var. Bunlar diğer yetimlerle bir arada değiller. Çünkü bu çocuklar özel psikososyal rehabilitasyona ihtiyaç duyuyorlar ve bazıları savunuculuk fikirleri taşıyor” diye konuştu.