Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Bağdat’ta 3 Eylül darbesi | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Irak’ta yeni parlamentonun Pazartesi günü gerçekleştirilen ilk kısa oturumu, ülkedeki siyasi güçler arasında bir iç politik tartışmanın varlığını ve etkin partilerin geçmişi geride bırakmak için kararlılıklarını ortaya çıkardı. Irak’ın kaderine 15 yıldır hükmeden, ulusal çıkarları göz ardı eden mezhepçi, başarısız deneyimden kurtulma ihtimali, bu oturumda gün yüzüne çıktı.

Parlamento çatısı altında El İbadi, El Hekim ve El Sadr (Şii üçlüsü), mezhepsel ve bölgesel kota ve el koyma projelerine darbe indirecek güçlü bir ittifak kurarak, parlamenter çoğunluğu 3 Eylül günü sağladı. Bu çoğunluk sayesinde, Şii grupların Başbakan’ı atama ve büyük ihtimalle Kürtlerin Cumhurbaşkanı’nı tayin etme tekeli ortadan kaldırılabilir.

Bu gelişme ışığında, Sünni Parlamento Başkanı’nın seçimi ise mezhepler üstü ittifakın anlaşmaları sonucunda ve Irak’ın çıkarlarını göz önüne alarak atanacak. Bu hususu Irak Başbakanı Haydar El İbadi, parlamento toplantısı öncesinde ‘Ne İran ne de başkaları için halkımızın çıkarlarını göz ardı etmeyeceğiz’ sözleriyle ifade etmiştir.

El İbadi’nin, parlamentodaki konuşmasında tekrar ettiği, ‘Irak’ın iç işlerine karışılmasının kabul edilmemesine’ yönelik söylemi, Tahran’a gönderilmiş ve ‘ağır aksak dahi olsa, Irak’ın demokrasisine saygı duyması, ideolojik ve dini bağları olsa bile, iyi komşuluk ilişkilerine saygılı davranması gerektiğine’ dair açık bir mesaj gibi duruyor.

Bu ve benzeri uluslararası ilişkiler normlarını, Tahran kolay kolay kabullenemez. Iraklı Şii vatanseverliğin Şii mezhebinden olmasının Arap aidiyeti önünde bir engel teşkil etmediğini, Irak’ın çıkarlarının mezhepçi söylemden üstün olduğunu, komşularıyla ilişkilerinin, istikrarı için şart olduğunun bilincinde olan ve git gide yükselen ulusalcı akımı kolay kolay hazmedemeyecektir.

Iraklı Şiiler, 2003 yılı tecrübesinden sonra İran’ın Irak kararları üzerindeki hegemonyası ve ideolojik düşünce üzerinde tekel kurma denemelerinden sonra en büyük zararın kendilerine, yani Iraklı Şiilere geldiğini anladı. İran’ın bu davranışının, Irak ve İran arasındaki ruhani ilişkiler ile Irak’ın politik ve sosyal istikrarını zedelediğini anlamış durumda.

Tarihsel perspektiften bakacak olursak, Irak’ın tarihsel istikrarı Irak üzerinde 15 yıl süren çatışmayı sonlandıran ve Ermenistan’ın başkenti Erivan’ı Safevilere bırakma karşılığında Irak’ı alan Osmanlı Devleti ile İran arasında 1639 yılında imzalanan Kasrı Şirin Anlaşması sayesinde oldu. Sultan 4. Murat Han, Şii İranlılar ile Irak’taki kutsal Şii türbeler arasındaki ruhani bağı göz önüne alarak Irak’ın politik egemenliğinin Osmanlılarda olmasına karşın, Safevilere Irak’ta ideolojik ve sosyal rol oynama hakkı verdi. Bu hakkı elde etmekten memnun olan İranlılar, Şii din adamları aracılığıyla bu hakkı Şiilik ve Safevi yayılma arasında ilişki kurma konusunda başarı sağladı.

Tarih, Necefteki Şii mercilerin Bağdat makamlarıyla ara sıra oluşan gerginliklerden ve hatta ilişkileri kesmeye varan durumlardan İran’ın faydalandığını ve mercilerin, kısmi de olsa, İran’ın Kum kentine taşıdığını gösteriyor. Saddam Hüseyin rejiminin düşmesiyle Necef merciliği etkisini geri aldı ve Irak’ın yönetimi hakkında Tahran’la arası açıldı. Necef merciliğinin İran’ın Irak üzerinde vesayetine karşı çıkması, Tahran’la ilişkilerin soğumasına bu soğukluğun da İran’ın Şii üçlüye (El İbadi, El Sadr ve El Hekim) yansımasına neden oldu. Gelişmeler ışığında, Necef merciliği, Irak’ın iç ve dış özerkliği ile ulusal kimliğini ilgilendiren durumlarda üçlünün kararlarına şeri gerekçe ve fetvalar verdi.

Sonuç olarak, İran, Irak’a 2004 yılından 2014 yılına kadar hakim olduktan sonra Washington’la otoriteyi paylaşmaya mecbur kaldı. Tahran, 2014 yılından 2018 yılına kadar da Irak’ta ipleri tek başına ele almak istedi ancak Washington’ın, özellikle de güvenlik birimleri ve orduda, devlet kurumlarındaki varlığıyla geri çekilmek durumunda kaldı.

Parlamentodaki en büyük grubu oluşturan ve Tahran’a karşı 2003 yılından beri en büyük tokadı atan üçlü Şii ittifakı, 3 Eylül’de başlattıkları darbeyi tamamlamaya hazırlanırken, Washington, Kasrı Şirin Anlaşması sonrasında İstanbul’un rolüne benzeyen bir rol oynamaya çalışıyor. Bakalım İran’ın bu tokada karşı intikamı nasıl olacak? Tahmin etmek zor.