Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Bahreyn Hizbullah’ı ve İran’ın başarısızlığı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Yaklaşık 40 yıldır İran, Lübnan Hizbullah’ının tecrübesini taklit etmeye çalışmaktan vazgeçmedi. Bahreyn örneğinde ise Humeyni rejimi, 1979 yılında iktidara geldiğinden bu yana stratejik projesi olan Bahreyn Hizbullah’ını kurmaya çalıştı. Ayrıca Humeyni rejimi, İran’ın düşüncesini gerçekleştirmek için Şii siyasal İslam gruplarını mali, lojistik ve siyasi bakımdan destekleyerek bu gruplardan yararlanmaya çalıştı.

İran’ın Bahreyn’deki projesi, henüz amacına ulaşamayıp her yeni denemede başarısızlıkla karşı karşıya kalmaktadır. Ki ilki, Humeyni’nin iktidara gelmesinden sadece 2 yıl sonra Şiraziler ve müttefiklerinin 1981 yılında komuta ettikleri darbe girişimidir. Bahreyn Hizbullah’ını kurmaya yönelik ikinci girişim, iktidarı zorla devirip yerine İran’a bağlı bir rejim tesis etmektir. Üçüncüsü, 2011 yılında Arap Baharı olaylarına paralel olarak gerçekleşen girişimdir. Bu girişim aracılığıyla, herkesi aldatan Bahreyn merkezli bütün cemiyetlerin Bahreyn kralının reform projesinin bir parçası olduğu anlaşıldı. Dördüncü girişim ise önceki gün ortaya çıktı. Şöyle ki; Bahreynli yetkililere göre Bahreyn merkezli Hizbullah unsurlarından 169 kişi, terör örgütü kurmak ve örgüte katılmak, patlayıcı yapıp öldürmeye teşebbüs etmek, silah ve patlayıcı kullanmaya yönelik eğitim almak, patlayıcı madde ve ruhsatsız silah bulundurmak ve terör grubunu finanse etmekle suçlandı.

Bazı Arap devletleri, Sünni siyasal İslam gruplarından sıkıntı çekiyorsa Bahreyn de Şii siyasal İslam gruplarından sıkıntı çekiyor. Şii siyasal İslam grupları, doğrudan Devrim Muhafızlarının kontrolünde İran devrimini ihraç etmek için Tahran projesiyle bütünleşmiş bir durumda. Fakat Bahreyn örneğindeki en tehlikeli şey, Lübnan Hizbullah’ı gibi bölgedeki uzantıların ve radikal grupların İran’dan aldığı resmi destektir. Bu da Bahreyn’in maruz kaldığı birçok kargaşaya yol açtı. Örneğin; elektrik santralleri, baz istasyonları, parklar ve ticari bankaların yanı sıra 200’den fazla eğitim kurumu hedef alındı ve ticari caddelere giden yollar kesildi.

İran, her defasında başarısız olmasına rağmen çabalarını tekrarlamaktan vazgeçmiyor. Bu girişim, İran’ın Körfez ülkelerinde yer edinmeye yönelik ideolojisinin temel bir parçasıdır. İran rejiminin esas hedeflerinden birisi, Bahreyn Krallığı üzerinden Körfez Arap ülkelerine sızmaktır. İran rejimi, Bahreyn’i üs olarak görüyor. Bu sayede İran, başta Suudi Arabistan olmak üzere diğer Körfez ülkelerinde genişleyebilecek.

Tahran rejiminin birçok Arap ülkesinde kendine bağlı kollar inşa ettiği doğrudur. Fakat şu ana kadar İran rejimi, Bahreyn’de Lübnan Hizbullah’ına benzeyen bir grup oluşturma projesinde başarısız oldu. Siyaset ve coğrafya arasında büyük bir farklılık olmasına rağmen bu durum, Tahran rejiminin Körfez Arap ülkelerinde oluşturacağı bu projeye sıkıca bağlı kaldığını göstermektedir. Zira siyaset ve coğrafya arasındaki bu büyük fark, İran hayalinin Körfez ülkelerinde uygulanmasını ve bu tür yıkıcı grubun Bahreyn halkı hatta Bahreyn Şiileri tarafından kabul edilmesini imkânsız kılmaktadır.

Diğer Körfez ülkeleri gibi Bahreyn’in siyasi tarihi ve toplumsal gerçeği, diğer Arap ülkelerinden tamamen farklıdır. İran, kendisi aracılığıyla genişleyebilecek alanı Bahreyn’de buldu. Bu durum, İran’ın başarısız projesini uygulamak için uyuyan hücreleri harekete geçirme konusunda yaklaşık 40 yıldır devam eden bütün girişimlerini engellemede Bahreyn devletinin gücünü göstermektedir.