Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Bahreyn İçişleri Bakanı: Katar’ın Politikası Körfez güvenliğini tehdit ediyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Bahreyn İçişleri Bakanı Şeyh Raşid bin Abdullah el-Halife, Katar’ın Bahreyn’in iç işlerine müdahil olmaya devam ettiğine ve ülkesinin güvenliğini tehdit ettiğini söyledi. Emniyet ve askeri donanımlar üzerindeki casusluğuna işaret ederek, Katar’ın sürdürdüğü farklı politikaları, radikalleri ve terörü benimsemesi ve barındırması ile Körfez İşbirliği Konseyi’nin güvenliğini tehdit ettiğine de dikkat çekti.

Katar, Bahreyn’in toplumsal güvenliğini etkileyen Bahreynli ailelere vatandaşlık vermeyi sürdürdü ve Manama’ya Rusya’dan ithal etmek için anlaşma yapmak zorunda bırakan gaz kaynaklarını kesti.

İçişleri Bakanı, İran’ın Bahreyn içişlerine müdahaleleri hakkında şunları söyledi, “İdeolojik fikirleri empoze etmek, silah ve patlayıcı kaçakçılığı, patlayıcı yapımında kullanılan teknolojilerin aktarımını arttırmak, Bahreynli birtakım kişileri silah, patlayıcı kullanımı ve saha becerileri için eğitmek, İran’ın ülkemizin içişlerine dahil olma şekillerinin en önemlileri” dedi.

Bahreyn İçişleri Bakanı Şeyh Raşid bin Abdullah el-Halife’nin, ülkesinin bu tür sorunlara karşı çeşitli alanlarda gelişmiş güvenlik donanımlarına sahip olduğunun altını çizdiği röportajı;

– Bahreyn bugünkü güvenlik durumunu nasıl tanımlıyorsunuz?

– Bölgede devam eden güvenlik problemlerine rağmen Bahreyn’in güvenlik durumu, Bahreyn Kralı’nın liderliği, hükümetin çabaları, emniyet güçlerinin büyük fedakarlıkları, vatandaşların emniyeti koruma bilinci ve iş birliği sayesinde genel olarak emniyetli ve istikrarlı bir şekilde sürdürülüyor. Her toplumun kendine has güvenlik zorlukları vardır. Bu zorlukları belirlemede ve bunları kanunlara uygun bir şekilde önlemler alarak ortadan kaldırmak için, en başta güvenlik kurumlarımızın üstlendiği rol geliyor. Bahreyn’de yapılan güvenlik araştırmalar sonucunda karşılaşabileceğimiz zorluklarla ilgili hazırlıklarımızı belirlemek ve uzmanlaşmak için gerekli bilgileri edindik. Bahreyn, müttefiki olan ve kardeş ilişkiler kurduğu ülkeleri destekliyor ve bu ülkelerden destek alıyor.

Ülkemizi ziyaret edenlerin sayısının günden güne artarak çoğalması emniyetteki istikrarımızın bir delilidir. Ve bu da ülkedeki güvenlik durumunun en iyi şahididir.

– Hala İran’ın Bahreyn’in içişlerine müdahalelerde bulunması konusunda şikayetler devam ediyor mu?

– Bugün İran’ın Bahreyn’in içişlerine karıştığı bir sır değil. Biz, İran’ın Velayeti Fakih (Ali Hamaney) himayesi ve İran Devrim Muhafızları’na bağlı unsurlarının silah ve patlayıcı kullanma eğitimi verdiğini biliyoruz. Bahreyn’de bir üs bulmak için fikirsel ve mezhepsel aşırılık empoze etmeye odaklandığı bu girişimlerin getirdiği tehlikeyi kardeşlerimize ve dostlarımıza gerçekliğiyle ve ayrıntılarıyla açıkladık.

– İran bugün nereye ulaştı ve bu müdahaleler tekrarlanır mı?

– Son zamanlarda patlayıcı üretim teknolojisi transferine odakladığını fark ettik. İranlı her düzeyden yetkilinin düşmanca açıklamalara devam etmesi ve bölge gündemini saptırmak için uydu kanalları, İran medyası ve yan kuruluşlarında saatlerce süren nefret yayınları ve kötü niyetli söylemlerin yayılmasını sağlamaya çalışması da bu girişimlerden.

– Bu girişimlere karşı alınan tedbirler nelerdir?

– Terörist hücreleri, kaynakları ve çalışma usullerini ortaya çıkarmak için güvenlik güçlerinin çalışmaları iki katına çıkarıldı. Güvenlik güçlerinin görevi sırasında yaralanmasına veya şehit olmasına ve yine aynı şekilde çok sayıda masum sivilin ölmesine sebep olan terör faaliyetlerine katılanlar kanuni prosedürler uygulanarak tutuklanıyorlar.

Bahreyn çoğu kez Katar’ın Bahreyn içişlerine karışmasından şikayet ediyor. Bu girişimler nelerdir? Gözlemlendiler mi?

– Katar’ın Bahreyn’in içişlerine karışması yeni bir durum değil. Daha önceleri de bunun gibi yaklaşımlarla içişlerimize birçok yönden müdahalelerde bulundu. Katar sahte belgelere dayanarak nisan 1986’da ed-Dibal kayalıklarına askeri çıkarmada bulunması siyasi yönden yapılan müdahalelerden biri olarak örnek verebiliriz. Ekonomik yönden Katar, Bahreyn ile Katar arasına yapılacak olan köprü inşası projesini iptal etti. Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’ndeki kardeşleri gibi Körfezi destekleme programındaki görevini yerine getirmedi. Katar Bahreyn’e doğalgaz vermeyi kesmesi, bizi dünyanın çeşitli ülkelerine doğalgaz ihraç eden Rusya ile anlaşma yapmaya zorladı. Toplumsal yönden ise, en çok vatandaşlık konusuna önem veriyoruz. Vatandaşlık tarihi bir mesele. Katar, Âl Halife yönetimi altında yaşayan uyumlu ve müttefik olan aileleri hedef aldı. Bahreynli ve Katarlı aileler arasında uzanan güçlü toplumsal bağları, öz kimliği hedef alan Katar uyuşmazlığına çevirdi. Hiç şüphesiz Katar’ın, Bahreynli aileler üzerindeki vatandaşlık operasyonu, toplumsal güvenliğimizi etkileyecek bir durum haline getirmeye devam ediyor. Böylece Katar emniyet ve askeri organizasyonlarımız üzerinde ulusal güvenliğimizi tehdit eden casusluk çalışmalarında bulundu.

Manama’da şahit olunan 2011 Bahreyn olaylarında Katar devletinin bir müdahilliği var mı?

-Katar çeşitli şekillerde teröre destek vermesiyle kendini aştı. Bu konular zamanı geldiği zaman ortaya çıkarılacaktır. 2011’e dönersek, Katar Başbakanı’nın rejimin yıkılması ve Velayeti Fakih (Ali Hamaney) himayesinde bir devletin kurulmasını hedefleyen komplocularla ortak bakış açısını benimsedi. Bu durumda, Suudi Arabistan ve BAE’in konumları gibi bir konumda olmaları gerekirdi. Kardeşlerimiz Suudi Arabistan ve BAE’ye desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum.

Katar medyasının olaylarda bir etkisi oldu mu?

– Katar medyası bu olaylarda önemli bir rol üstlendi. Burada önyargılı ve ulusal olmayan hedefleri yayınlamak için tüm imkanlarını seferber eden el-Jazeera kanalını kast ediyorum. Bunlar izleyicilerin fikirlerini olumsuz yönde etkileyen yayınlardı. Bunun sonucunda yaşanan olaylarda, insani ve maddi kayıplar meydana geldi. Daha öncede Ulusal Eylem Planı oylamalarına katılan vatandaşları kışkırtmış ve Katar resmi televizyonunda Bahreyn çıkarları karşıtı kişileri çalıştırmıştı. el-Jazeera Bahreyn ile ilgili yayınları 2011 yılından yayın süresi 2017 yılına kadar toplamda 6 bin dakika ve bunun 4 bin dakikası büyük bir kitleye olumsuz yayınlar sunduğu 2011 yılına ait ve bu negatif yayınlarını sürdürmeye devam etti. el-Jazeera kanalı Arapça olduğu gibi İngilizce olarak ta Bahreyn’in yurt dışındaki imajını kirletmek için gerçeklikten uzak yayınlar yaptı.

Katar’ın Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi ülkelerinin güvenliği üzerindeki olumsuz etkisini olduğuna inanıyor musunuz?

– Evet. Katar, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi ülkelerinin güvenliği üzerinde tuhaf politikası ve terör ve teröristlere olan desteği ile tehlike oluşturuyor.

Katar ulusal egemenlik sınırlarını aşarak komşularının güvenliğini ciddi şekilde tehdit etmeye başladı. Bu da bölgede karşılaşılan zorlukların gölgesinde, Arap İşbirliği Konseyi ülkelerinin güvenliğini etkiledi. Katar’ın kınanan davranışlarda bulunduğu pek çok olay var. Örneğin; Suudi Arabistan Kralı’na suikast girişimi, BAE’de darbe girişimi ve Bahreyn’de rejimin değiştirilmesi için isyancıları desteklemek gibi. Allah’a şükür ki tüm bu girişimler başarısız oldu. Eğer bu girişimler başarılı olsaydı ciddi sonuçlar doğurabilirdi.

Sizce Katar dört Arap ülkesinin boykot etme sebeplerini kabul eder ve bunları çözmeye çalışır mı?

-Bence bu soru Katar’a yöneltilmeli. Bu konudaki görüşleri alınmalı. Çünkü Katar ne kadar tehlikeli olduklarının farkında olmadığı bu temel sebepleri kabul etmek istemiyor. Ancak dört ülkenin onu boykot ettiğini duyurduktan sonra durumu ele aldı.

Dört ülke güveliğini ve istikrarını korumak için bu kararı aldı. Çeşitli medya organlarında birtakım meseleler yayınlandı ve bu meselelerin zaman aşımına uğraması mümkün değil. Düzeltme yapılmadan da geçilmeyecek meseleler bunlar. Ve Katar’ın bu ülkelere yönelik tehlike arz eden meselelerin farkına varmadan ve onları kabul etmeden çözülmesi de mümkün değil.

İleriye yönelik olarak Bahreyn’in güvenliği için öncelikleriniz nelerdir?

-Bugün Kral Hamad’ın liderliğindeki reform projesi, refaha ve zenginliğe yönelik kalkınma, ilerleme, gelecek ve kalıcı şeffaf siyaseti başlıklarını temsil ediyor. Biz sabır ve bilgelikle birçok durumu açığa çıkardık. İsyancılar ve onlarla birlikte hareket edenlerin niyetleri gün yüzüne çıktı.

Bazı kaynaklarımızın azlığı dezavantajımız olsa da, vatanseverliğimiz ve samimiyetimiz bizim zenginliğimizdir. Mesela ekonomimizi inşa edecek güvenliği pekiştirebildik. İç cephelerimize takviyeler yaparak kanayan yaralarımızı vatanseverliğimizle tedavi ediyoruz.

Güveliğimizin geleceği için önceliklerimizin başında gelen ulusal kimliğimizi güçlendiriyoruz. Güvenlik, istikrar ve refahı sağlamak için çok büyük fedakârlıklar yapılıyor. Ve bu durumu sürdürebilmek için ulusal güvenliği ve önceliği olan ulusal kimliği pekiştirecek çalışmalar yapılması gerekiyor. Ulus dışında herhangi bağlantıları veya sadakatleri olanlarla, Kral Hamad öncülüğünde milli ölçekli, tutarlı ve sağlam bir zemin üzerine inşa edilen yasalar sayesinde kanunlara uygun bir şekilde baş etmeye kararlıyız