Başkanlıktan ayrıldığını ilan eden Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani, Kürdistan’da öz yönetimin kurucusu olmakla birlikte, kimi çevrelerce, referandum macerasına girişerek Kürtlerin devlet hayalini bitiren kişi de oldu.
Barzani, 26 yıl boyunca inşa ettiği yapıyı bir günde kaybedeceğini hayal bile edemezdi. Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre, 14 yaşında Peşmerge kıyafeti giyerek savaşmaya başlayan Barzani, Kürt halkı nazarında devlet kurmak için çalışan bir siyasi aktördü.
Kürdistan’ın bağımsızlığı için yıllarca savaşan bir ailenin çocuğu olarak 1946 yılında doğan Barzani, Irak’taki Kürt Ulusal Hareketi’nin tarihsel liderlerinden Mustafa Barzani’nin oğludur.
Barzani, hiçbir zaman Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin Başkenti olan İran’ın Mahabad kentinde doğduğunu unutmamıştı. Mahabad Kürt Cumhuriyeti, sadece 1 yıl ayakta kalmış ve İran tarafından yıkılmıştı. Barzani, 1946 yılında kurulan Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) liderliğine, babasının ölümünün ardından 1978 yılında geldi. KDP’nin Kürdistan’daki rakibi Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ise 1975 yılında Celal Talabani liderliğinde kurulmuştu.
Saddam Hüseyin’in Enfal Operasyonu
1980-1988 yılları arasında devam eden İran-Irak savaşında, KDP ve KYB, İran’ı destekledi ama bunun bedeli ağır oldu. Dönemin Irak lideri Saddam Hüseyin, Kürtlere karşı Enfal diye isimlendirilen askeri operasyonu başlattı ve 1988 yılında Kürt şehri olan Halepçe’yi kimyasal silahla vurdu. Halepçe’deki kimyasal silah saldırısında 5 binden fazla Kürt ölmüştü. Saddam Hüseyin’in 1990 yılında patlak veren Körfez Savaşı’nda yenilmesiyle Kürtler yeniden isyan etti ama durum bir kez daha aleyhlerine döndü. Daha sonra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Irak’ta Kürtlere yönelik uygulanan şiddetin sonlandırılmasını talep ederek 36. Paralelin kuzeyinde Irak ordusuna ait savaş uçaklarına uçuş yasağı getirdi.
Barzani’nin beklediği an
Bu yasak, Barzani’nin beklediği andı. KDP ve KYB arasında, 1990-1994 yıllarında süren iç savaştan sonra iki tarafın iktidarı bölüştüğü müstakil bir yapılanma kuruldu. Saddam, 2003 yılında devrilince iki taraf yönetimini birleştirdi.
Son macerası
Barzani, inatçı ve maceracı bir siyasetçi olarak tanındı. Son macerası ise, Bağdat yönetimi, Uluslararası Toplum ve komşu ülkelerin karşı çıkmasına rağmen geçtiğimiz Eylül ayında düzenlediği bağımsızlık referandumu oldu. Bağdat bu adıma öfkelendi ve askeri operasyon başlatarak, başta Kerkük olmak üzere Bağdat ve Erbil arasındaki tartışmalı bölgeler olarak tanımlanan bölgenin neredeyse tümünü ele geçirdi.
Barzani, ilk olarak 2005 yılında seçildiği IKBY Başkanlığı koltuğunda, 2009’daki ikinci seçimlerde de yüzde 70 gibi yüksek bir oy alarak 12 yıl boyunca oturdu. Barzani, 2009 seçimlerinden sonra 4 yıllık Başkanlık süresinin 2013 yılında sona ermesi üzerine Başkanlık süresini 2 yıl daha uzatmıştı. IKBY Parlamentosu, geçtiğimiz hafta, Kasım ayı başında düzenlenmesi kararlaştırılan IKBY Parlamento Seçimleri’ni erteleyerek, Başkanlık Konseyi’ni askıya aldı. Barzani’nin liderliğindeki Başkanlık Konseyi’nin askıya alınma sebebi, Parlamento’nun, Barzani’nin görev süresini yeniden uzatma kararı almamasıydı. Saddam Hüseyin’e karşı yıllarca savaşan, doğuştan Peşmerge Barzani, artık savaşamıyordu. DEAŞ’a karşı verilen savaşta genişleyen IKBY sınırları, yeniden daralarak 2003 yılında belirlenen mavi hatta kadar gerilemişti. Halbuki Barzani, bir taşla iki kuş vurmak istiyordu. Bir taraftan radikal DEAŞ örgütünü yenilgiye uğratırken, bir taraftan da devlet kurma hayalleriyle coğrafyasını genişletiyordu. IKBY’de siyaset koridorlarına adeta Hegomonya kuran Barzani, en uzun elin ailesine ait olmasını istiyordu. Zira, yeğeni Neçirvan Barzani yıllardır Başbakanlık koltuğunda otururken, Oğlu Mesrur Barzani Ulusal Güvenlik Meclisi Başkanlığı’nı yürütürken, İstihbarat teşkilatında da belirleyici bir rol üstleniyordu.
“Bana referandumdan vazgeçmemi söyleyen ülkeler yakında beni destekleyecektir”
Barzani, Kürtlerin ilk ve tek Başkanı’ydı ama bağımsızlığın cazibesine kapıldı. Batılı bir diplomat, Barzani’ye, referandumdan vazgeçmesini tavsiye ettiğinde onun, “Bunu yapamam. Elimde bir kez yakalanabilecek bir fırsat var. Bağdat, hala zayıf ama gücünü artırmaya devam ediyor. Bağdat güçlenirse iş işten geçmiş olacak. Bana referandumdan vazgeçmemi söyleyen ülkeler yakında beni destekleyecektir” dediğini anlatıyor. Bu büyük bir hataydı.
Kürt siyaseti alanında uzman olan Mutlu Sifiroğlu ise, Barzani’nin siyasi durumu ve ülkelerin tavrını okumakta hata ettiği için Kürtleri zor durumda bıraktığını ve bu durumun kendisini ve KDP’yi Irak’ta yalnız kalmaya ittiğini söyledi.