Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Başkan Abbas’a partizan olmayan tavsiyeler | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Filistin-İsrail oyun sahası üzerindeki uluslararası oyunculara çıkarılan Filistinli kırmızı kartların muhatapları arttı. Amerikan yönetimi için Kushner ile Greenblatt’ın görevden alınması gibi yeni bir şartın ortaya çıkmasından sonra buna bir de kendisine verilen yetkinin dışına çıktığı gerekçesiyle BM Genel Sekreteri tarafından azledilmesi istenen Mladenov ismi eklendi. Yöneticilere göre Mladenov işini uzmanlık alanı olmayan noktalara taşımıştı.

Filistin yönetiminin talep ettiği bu şey, müzakere masasına dönmek için geri adım atılamayacak nihai şartların olması amacına yöneliktir. Bundan da önce amaç, Amerikan yönetimi ve bizzat Başkan Trump ile olan ilişkileri koparan yere varmaktır.

Filistin meselesindeki tecrübemden yola çıkarak tutum değişikliği ihtimallerinin hala olduğunu söyleyebilirim. Böyle bir durumda olay, sunulabilecek alternatiflere bağlıdır. Bu alanda etkili olanlar, arabuluculardır. Özellikle de Filistin siyasetindeki etkin kişilerle siyasi ve şahsi dostluk bağı bulunanlar. Bu noktada hepsi de Mahmud Abbas ismini verir.

Bunun için pek çok konuda, daha doğru bir ifadeyle nasihatte bulunmam gerektiğini düşündüğüm pek çok konuda yazdığım makalelerde önerilerimi sunuyorum.

Bu makaleyi yazmadan önce İsrailli kaynaklar, Amerika Başkanı’nın New York’ta BM Genel Kurulu toplantıları vesilesiyle Başkan Mahmud Abbas ile görüşme talebinde bulunduğunu belirtti. Bunun yanı sıra bu görüşmeyi tamamlamak için Filistinli Başkan’ın öne sürdüğü şartları da yayımladı.

Tavsiyem, Başkan Abbas’ın toplantıdan önceki keskin şartlarını (eğer gerçekleşirse) toplantının gündem maddelerinden biri haline getirmesidir. Bu yüzden bu toplantının partizan olmayan bir tarzla tamamlanmasını öneririm. İlle de şart koşulacaksa bunlar, barış sürecinin yeniden başlamasında Filistinlilerin konumuna ilişkin olsun. Bu noktada Başkan Abbas, en ayrıcalıklı konumda bulunacak. Amerika Hükümeti’nin yürüttüğü boykot da meyveye durmuş olur. Bunlar benim belirleyici gördüğüm ipuçlarıdır.

Öncelikle Başkan Abbas’ın Asrın Anlaşması’na yönelik gösterdiği muhalefet ve bu yolda harcadığı özel çaba, özellikle de Başkan Trump’ın Kudüs, UNRWA ve yerleşimler gibi konulara ilişkin sorumsuz kararlarından sonra Asrın Anlaşması’nın önlenmesinde ve resmi sunumunun şimdiye denk ertelenmesinde belirleyici bir etkiye sahip oldu. Başkan Abbas’ın kendisine karşı yürütülen psikolojik savaşa boyun eğmediği kayıtlara geçecek. Bu psikolojik savaş kâh Amerika’nın Filistin yönetiminin yani aslında Abbas’ın değişeceğine dair basit duyurusu ile kâh şu söz üzerinden yürütülmüştü: Seninle veya sensiz, bir adım atacağız. Abbas’ın böylesi bir baskı karşısında sessizliğini koruması, Asrın Anlaşması’na ilişkin tüm adımlara ve taraflı Amerika’nın İsrail için oynadığı sorumsuz ve hatalı rolüne yönelik aldığı tutumları korumakla birlikte Başkan Trump ile buluşması halinde onun yararına olacak bir güç noktası olarak da kaydedildi.
İkinci olarak Kushner, Greenblatt ve Mladenov’un görevden alınma şartına gelelim. Başkan Abbas, çalışmak istemediği bu isimlerin başındakileri, bu kimselerin kendilerine verilen görevleri uygulama tarzlarının Filistinlilere yönelik baskı şeklini aldığı ve onların yerine getirmesi için kabul ettiği tarafsız arabuluculuğun bu olmadığı konusunda ikna etmeye çalışabilir. Hiş kuşkusuz Başkan Mahmud Abbas bu konuda ikna edici delillere sahip. Bu deliller, Kushner ve Greenblatt konusunda, Genel Sekreter’in izni dışında adım atmayan ve bu yüzden muhatap alınması gerekenin emir altında çalışan görevlinin değil başkanın olduğu Mladenov meselesinde olduğundan daha güçlü olabilir.

Üçüncü olarak Trump görüşmesi, olması gerektiği gibi Genel Kurul önünde, o esnada veya sonrasında, yapılması beklenen konuşmadan önce yapılan tavsizsiz Filistinli duyurusundan sonra gerçekleşirse, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma ve Amerikan Elçiliği’ni tüm dünyanın Filistin ve İsrail’in müzakereler yoluyla anlaşması haricinde konumunun değiştirilmemesi konusunda hemfikir olduğu bu şehre taşıma kararına karşı bir duruş olur. Bununla birlikte Trump’ın aldığı ve Filistinlilerin uluslararası planda tanınan ve sabit olan haklarını çiğneyen kararları da reddedilmiş olur. Bu bildiri, bu görüşmenin Trump’ın politikasını kabul etmek anlamını taşıdığına dair herhangi bir şüpheyi de uzaklaştırır. Hatta aksine toplantı dışında söylenenler ve daha da önemlisi yüz yüze görüşme cesareti, toplantıdan sonra ‘Anlaşamadık’ dese bile Başkan Abbas’a zarar veremez. Görüşmenin olmaması durumunda ise Başkan Trump, barışı gerçekleştirme çabalarına sırt çeviren Filistinlilere yönelik bir seferberlik ilan etme fırsatı elde edecektir.

O zaman Başkan Trump açısından iş, böyle bir bahaneyi kullanarak Filistinlilere karşı savaşını tırmandırma noktasına kadar varabilir.
Özetle ben, Filistinli tutumda herhangi bir değişikliğe gidilmeksizin bu görüşmenin gerçekleşmesini öneriyorum. Trump ile politika ve çıkar bakımından ters düşen herkesin yaptığı gibi.

Çinliler, kendilerine karşı ilan edilen ekonomik bir savaşla yüzleşiyor. Kayıpları da milyarlar tutarında. Bununla beraber tutumlarını değiştirmeden görüşmeler gerçekleştiriyorlar. Ruslar da birçok alanda ve pek çok sebeple Amerika’nın savaşları ile karşı karşıya kalıyor ama tutumlarını değiştirmeden onunla bir araya geliyor. Onların bu yaptıklarını Türkler, Kanadalılar ve başkaları da yapıyor.

Sözün özü: Aslında önemli olan buluşma değil; buluşmada söylenenler. Başkan Abbas’a düşen, her gün söylediklerini Trump’ın gözlerinin içine bakarak söylemesidir. Böylesi, güvenlik düzleminde bir buluşmadan daha faydalı ve Asrın Anlaşması’nın ve Amerika’nın Filistinli, hatta Arap ve hatta uluslararası bir ortak bulmak için açtığı bahislerin önüne bir duvar örmede daha etkili olacaktır.