Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Batıyı hala etkisinde tutabilen kadın Jane Austen | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Batıdaki gazete ve dergiler, İngiliz romancı Jane Austen’ın ölümünün üzerinden iki yüz yıl geçmesine rağmen hakkında yazılan makaleler yayınlamaya devam ediyor. Austen’ın yaşamı ve tecrübeleri hakkında bu yıl sadece ondan fazla kitap yayınlandı ve basılmak üzere olan kitaplarda var. İngiltere’deki kütüphanelerde arayüzleri bulunan eserlerin yeni baskılarıda yayınlanacak. Yaz dönemi bitmeden, bu yıl satışların milyonları aşması bekleniyor.

Jane Austen’ın tüm kitapları çeşitli dönemlerde sinema filmi ve dizi olarak çekildi. 2007 yılı yapımı Aşkın Kitabı’nda Becoming Jane) Austen’ın hayatı anlatıldı.

İngiltere’de bulunan Jane Austen Merkezi, yazarın adına her yıl dokuz gün süren festival düzenliyor.

Jane Austen : 1775 yılında İngiltere’nin Steventon, Hampshire kasabasında sekiz çocuklu bir ailenin yedinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Hayatının büyük bir bölümünü Bath şehrinde geçirdi. Winchester şehrinde ise hayata gözlerini yummuş ve orada defnedilmiş.

Austen’ın yüzünün olduğu tek resim, kız kardeşi Cassandra’nın fırçasından çıkan ve Londra’daki Ulusal Portre Galerisi’nde asılı olan resmidir. İngiltere Merkez Bankası’nın aldığı kararla 10 sterlinlik banknotlarda Jane Austen’ın portresi bulunmaktadır. Austen’ın evi günümüzde felsefi ve fikri içerikli tartışmaların yapıldığı aynı zamanda konferansların düzenlendiği bir müze haline getirilmiş.

Kendisine edebi yönünü geliştirecek hiçbir fırsat verilmeyen Austen, bulunduğu çağın tüm engellerine ve baskılarına rağmen yazmayı başarmıştır. Eserlerini 1789 ylından itibaren yazmaya başlamış fakat ölümünden altı yıl öncesine kadar hiçbiri yayınlanamamıştır. 19. yüzyılda yaşamış İngiliz yazar, romanlarının sonunu hep romantik ve mutlu evliliklerle bitirmesine rağmen kendisi hiç evlenmemiştir.

Austen, 42 yıllık kısa ömrü boyunca ardında altı roman bırakmıştır. Bunlar; Akıl ve Tutku, (Mansfield Park, Emma, Northanger Abbey, Persuasion ve en meşhurları olan Aşk ve Gurur. Kendi hüzünlü hayat hikayesine inat, her romanını mutlu sonla bitirmiş.

Romanlarındaki edebi anlatımı son derece sade ve dolaysız olan Austen’ın eserleri orta sınıf insanlar ve özelliklede kadınlara hitap eder nitelikteydi. Austen, romanlarında hayatını aralarında geçirdiği taşra insanlarının günlük yaşayışlarını anlatmış, onların birbirleriyle olan münasebetlerini hikayeleştirmiştir. Bu da onunla ilgili eleştirilerin odak noktasını oluşturmuştur. Çağının büyük olaylarının yankısı ya da büyük tutkulara yer yoktur onun romanlarında. Daha sonrasında ise romanlarında, ingiliz toplumunda gelişen, asrının burjuva sınıfını tasvir etmeye başlamıştır.

Romanlarındaki çağdaş yaşamın aksine Austen, karakterlerininin davranışlarını dilediği gibi yönlendirmiş ve tıpkı ahlaki mahkemelerin sağladığı gibi okuyucuya olumlu davranışlar sunup, umulmadık mutlu sonlar sağlamıştır.

Austen yazdığı romanlarda döneminin İngiltere’sindeki burjuva toplumu içinde kadınların hallerini aktarırken, kadını ezen ve baskı altına alan kalıplaşmış fikirleri reddetmiş ve romanlarında mizah yönü kuvvetli ve kendine yeten güçlü bayan karakterleri ön plana çıkarmıştır.