Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Belçika saldırılarının ikinci yılında ülkede güvenlik önlemleri artırıldı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Belçika’nın başkenti Brüksel’de yer alan Maelbeek Metro İstasyonu ve Brüksel Havalimanı, iki yıl önce 30 kişiden fazla kişinin ölümüyle ve 300 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan bir terör saldırısına sahne olmuştu.

Şarku’l Avsat da güvenlik unsurlarının yoğun olduğu alanda her şeyin normal seyrinde devam ettiğini bildirdi. Öyle ki Avrupa Birliği (AB) kurumlarının genel merkezi yakınındaki istasyon yolunda, güven duygusunu artırmak için dört ağır silahlı asker yer alırken, olası saldırılardan kaçınmak için birçok güvenlik önlemi alındığı belirtildi.

Bu bağlamda Brüksel polisi sözcüsü, 22 Mart saldırılarının yıl dönümü münasebetiyle Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Birçok ek güvenlik önlemi aldık. Zira bu bölge, metro istasyonları, hükümet binaları ve önemli merkezlerin de bulunduğu caddeleri içeriyor. Saldırıdan alınan en büyük ders, kurumlar arasında bilgi alışverişi ve yaralıları kurtarmak için ambulans ve itfaiyelerle iş birliği içerisinde çalışmak oldu. Yaşananlardan çok fazla ders çıkardık. Çalışmalarımız, diğer kuruluşlarla eğitim ve iş birliği yoluyla daha koordineli hale geldi. Böylece herkes, halkın güvenliğini ve istikrarını sağlamak için ordu ve polisler arasındaki iş birliğine tanık oldu” dedi.

Yasama ve yürütme açısından ise yetkili makamlar, olayın sonuçlarını ele almak ve senaryonun tekrarından kaçınmak için birçok önlem aldı. Bu çerçevede tutukluluk süresi, yasadışı ikamet veya vatandaşlık alma konularına dair mevzuatlarda bazı değişiklikler yapılırken, ülke dışında radikalizm ve terörizm suçlarına karışanların ülkeden uzaklaştırılması gibi düzenlemeler gerçekleştirildi.

Belçika Parlamentosu’ndaki Adalet Komisyonu’nda terörle mücadele dosyası sorumlusu Philip Guven, “İlk uygulamamız, kurbanlar ve ailelerinin yanında durmaktı. Saldırıya dair spekülasyonları araştırmak için bir komisyon kuruldu. Güvenlik ve yargı süreçlerini sıkılaştırmanın yanı sıra bazı sorunlara çözüm bulmak için adımlar attık. Bu kapsamda yeni saldırılardan kaçınmak için en önemli adım, istihbarat ajanslarının aktifliği oldu. Ancak aynı zamanda kimse, hala herhangi bir tehlike veya tehdidin bulunmadığını iddia edemez. Yasama ve hükümet düzeyinde yapabileceğimiz her şey, herhangi bir tehlikeyle mücadele etmek için güvenlik ve adalet uygulamalarını artırmaktır” açıklamasında bulundu.

Öte yandan Belçikalı bir kadın Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Korkmuyorum çünkü 73 yaşındayım. Herhangi bir şey beni ilgilendirmiyor. Bu olay, geçmişteki yanlış politikalardan dolayı yaşandı. Daha sonra yabancılar eleştirilmeye başlandı. Onların tamamı terörist değil. Kurbanların arasında yabancılar da vardı. Ancak hükümete gelince, gereken her şeyi yaptığını düşünmüyorum” dedi.

40 yaşlarında bir Belçikalı da “Korkmuyorum ve Brüksel’de doğal bir hayat yaşıyorum. Korkmamamız gerekiyor. Yetkililer tarafından yeteri kadar önlem alındı. Her şey kontrol altında. Sokaklardaki polis ve asker, bana güven veriyor” ifadelerini kullandı.

Dini kuruluşlar, sivil toplum örgütleri ve yerel otoriteler açısından ise geçtiğimiz iki yıl boyunca ülkede toplumun farklı bileşenleri arasında ‘barışçıl ve saygı çerçevesinde bir arada yaşamı pekiştiren ve terörü kınayan’ birçok etkinlik düzenlendi.

Öyle ki Mart 2016’da yaşanan saldırıların ve Müslüman toplumun karşı karşıya kaldığı eleştirilerin ardından Brüksel’deki Müslüman toplumun faaliyetlerini destekleyen yürütme heyeti, Müslüman kesimin imajını düzeltmede önemli rol oynadı.

Heyet başkanı Salah el-Şellavi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Heyet, bir şeyleri açıklamak, Müslümanların imajını netleştirmek, gençlerin farkındalığını artırmak ve onları radikalizm tehlikesinden uzaklaştırmak için kısa süre içerisinde gerekenden daha fazlasını anlatmaya çalıştı” dedi. Belçika’ya düzenlenen saldırıların ardından radikalizm söylemleri konusunda çok sayıda eylem gerçekleştirildiğini söyleyen el-Şellavi, cezaevlerindeki radikal ifadelerle mücadeleye de dikkati çekti.

Salah el-Şellavi ayrıca, “Araştırmacı ve profesörlerle iş birliği ile üniversite toplumu içerisinde İslam ile ilgili konularda bir kompozisyon oluşturmak için Belçika kapsamındaki üniversitelerle çeşitli ortaklıklar gerçekleştirdik” dedi.