Beyrut/Şarku’l Avsat

Lübnan’da “Yeni Hükümet” Hizbullah’ın süpriz hamlesine takıldı.

Maruni Hristiyan partilerin aralarında ve Dürzilerin de kendi aralarındaki ihtilafları çözmelerinin ardından Bakanlar Kurulu’nun ilan edilmesi beklenirken Hizbullah’ın 8 Mart Cephesi içerisinde müttefiki olan 6 Sünni milletvekilinin de yeni Bakanlar Kurulu’nda yer alması talebi süreci tıkadı.

Hizbullah kendi müttefiği Sünniler Bakan yapılmadıkça Hizbullah-Emel Şii ittifakının Bakanlar listesini Hariri’ye sunmamakta ısrarcı.

Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, “süreci hızlandırmak için dua etmekten başka seçenekleri kalmadığını” söyledi.

Hariri’ye yakın kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, “Hariri, 8 Mart Sünnilerini temsil eden bir hükümet kararnamesi imzalamayacak, bu kesin ve nihai bir duruş” dedi.

Kaynaklar, “farklı bölgelerden 6 milletvekilinin hükümette temsilinin seçimlerden 6 ay sonra talep edildiğine” dikkati çekti.

Öte yandan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, 31 Ekim’de milletvekilleri ile krizden çıkış yollarını görüştü. Berri yaptığı açıklamada, “Bu konuda görüşmem gereken kişilerle görüştüm. Hükümetin oluşumunu hızlandırmak için dua etmekten başka seçeneğimiz yok!” ifadelerini kullandı.

Meclis Başkanı ayrıca, ekonomik, sosyal durumun genel olarak ülke kapsamında alarm seviyesine ulaştığını belirtti. Milletvekilleri ise Berri’nin, bir yasama oturumu düzenlemeyi planladığını ve oturum gündeminin milletvekillerine dağıtıldığını söyledi. Vekiller, acil durum çerçevesinde beklemenin tercih edildiğini vurguladı.

Hizbullah taleplerinde ısrarcı

(Şii) Hizbullah’ın öncülüğünü yaptığı 8 Mart Cephesi kaynakları tarafından Şarku’l Avsat’a aktarılan bilgilere göre Hizbullah, 8 Mart Cephesi içindeki Sünni müttefiklerinin Hükümette temsili konusunda kararlı. Kaynaklar ayrıca, “Hizbullah’ın güvenlik ve diyaloğun devamlılığına bağlı olduğu gibi Hariri’nin hükümete ilişkin görevine ve Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın ortaya koyacağı çözüme de bağlı olduğunu” söyledi. “31 Ekim’de Hizbullah ve Hariri arasında konuya dair herhangi bir temas yaşanmadığını” belirten kaynaklar, ancak Cumhurbaşkanından veya diğer herhangi bir yerden gelecek çözüm kapısının da açık olduğunu vurguladı.

Öte yandan Milletvekili Faysal Kerami, “Saad Hariri, geçtiğimiz salı günü Baabda Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Hizbullah-Emel Şii ittifakının bakanlarının isimlerinin yer almadığı Bakanlar Kurulunun yarısını oluşturan bir taslağı sundu ve böylece topu Cumhurbaşkanının oyun sahasına fırlattı” dedi. Sünni düğümünün olmadığını, aksine haklı taleplerin olduğunu söyleyen Kerami, “Başbakan Saad Hariri, bağımsız Sünni milletvekillerinin taleplerini görmezden gelerek ve seçim sonuçlarını kabul etmeyi reddederek diğer düğümlerle meşgul oldu” ifadelerini kullandı.

(Maruni Hristiyan) Özgür Yurtsever Hareketi (ÖYH) Milletvekili Mario Avn ise Sünni düğümünün, sürecin karşılaştığı en zorlu düğümlerden biri olduğunu söyledi.

Avn, “Hükümet son aşamada. Ancak kimse bu düğümün, çözümü için ne kadar zamana ihtiyaç duyduğunu bilemez. Saad Hariri’nin hala aynı tutumunu sürdürmesi dolayısıyla biraz gecikme yaşanabilir” dedi. “Muhalif Sünni düğümü, iki başkan (Mişel Avn ve Saad Hariri) arasındaki herhangi bir anlaşmazlığın da sebebi olabilir” diyen Mario Avn, “Güçlü Lübnan Bloğu, bu düğümle olumlu veya olumsuz açıdan ilgilenmiyor” şeklinde konuştu. Avn, Cumhurbaşkanının payında bir Sünni varlığının olduğunu söylerken, çözümün de Hariri’de yattığını vurguladı.

Diğer taraftan Güçlü Cumhuriyet Bloğu üyesi (Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi Milletvekili Ziyad el-Havat, “Hükümeti yönlendirmek ve ertelemek gibi bir niyet var. Zira bugün de 8 Mart düğümü ortaya çıktı” dedi. “Cumhurbaşkanı 8 Mart’taki Sünni milletvekillerinin kendi payından bir pozisyonda temsilini kabul ediyor mu?” şeklinde konuşan el-Havat, “Hristiyan ve Dürzi düğümlerinin çözülmesinin ardından Hizbullah’ın elinde Sünni düğümünün oluşturulma sebebi çerçevesinde soru işaretleri var” ifadelerini kullandı. Milletvekili sözlerinin devamında ise “Hükümetin, Cumhurbaşkanı Avn’ın seçimleri kazanmasının yıldönümünde (dün) doğacağını umuyorduk. Ancak hepimiz Hariri’ye yardım etmeye çalışırken, ne yazık ki kaçırılmaması ve Hizbullah’ın elleri arasında olmasını istiyorlar. Lübnan Cumhuriyeti’nin ülke toplumunun tamamına ait, adil ve anayasaya saygılı olduğunu umut ediyor ve daima hatırlıyoruz. Lübnan halkı bize bu projemizde destek verdi. Biz de bunu başarmak için en maksimum ölçüde işbirliği yapıyoruz. Çünkü başarı, hepimiz başarısı olacak. Lübnan’ın geçtiği bu karanlık tünelden çıkmaya istekliyiz” dedi.