Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Beyin içinde bir yolculuk | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

İnsanlarda, ister avam olsun, ister elit, ıslah olmayacak kişiler hakkında yaygın bir atasözü vardır; ‘Kafadan kontak’. Bir başka darbı mesel de, bir millet içinde facia yaşanır da yapılacak bir şey yoksa; ‘Olan oldu, balta kafayı vurdu’ denir, bu, dövünmenin ve ağlaşmanın anlamının olmadığı anlamına gelen bir atasözüdür. Bu iki atasözü şahıslar için geçerli olduğu kadar, kültürleri ve kökenleri ne olursa olsun, toplumlar için de geçerlidir.

Nedense bilmem, geçen Cumartesi gecesi Suriye’de bazı kimyasal silah tesislerin vurulmasını TV kanalları yaygarayla verilirken, bu iki atasözü aklıma geldi. Ekranlardaki yaygaradan kaçmaya çalışırken «BBC»’de yayınlanan son kitapların yazarlarını konuk eden bir programa gözğm takıldı ve seve seve izledim. «Beyin fırtınası: Sinirler dünyasının sırlarını açığa çıkaran hikayeler» adlı kitabın ele alındığı ve yazarı, İngiltere’nin önde giden beyin ve sinir cerrahisi uzmanı, Susan O’Sullivan’ın konuk olduğu programda, kitabın okuyucuları beynin içinde bir yolculuğa basıl aldığını, beynin genel insan davranışlarındaki etkisi hakkında bilgi veriliyordu. O’Sullivan’a göre, diğer kişiler tarafından tuhaf sayılan davranışların sırları beyin anlaşılmazsa anlaşılmaz, yine, dikkat çeken yetenekler veya kişisel karakteristik özellikler de beyin anlaşılırsa anlaşılır. Bazı kişilerin, bazı durumlarda ve aniden ortaya koyduğu davranışlar bu kişilerin akraba ve yakınlarını hayrete düşürdüğü gibi beyin cerrahlarının kendilerine anlaşılmaz gelir. Tuhaf davranan bu kişilerin beyin şarjlarını boşaltarak, san ki bir şey olmamış gibi, anında normal hayatlarına dönmeleri konuyu daha da tuhaf kılmaktadır.

Programın başında Susan O’Sullivan, “Gerçekten, beyin hakkında bildiklerimiz çok az” diyor. Örneğin, koldaki, ya da bacaktaki ani ağrı, beyinde bir sinir bozukluğu ile ilişkili olabilir. Ama, genellikle, doğal bireyler olarak nitelenen insanların anormal davranışlarıyla ilgili hikayeler hakkında ne diyeceğiz? O’Sullivan, önüne gelen garip vakalar karşısında şaşkın olduğunu, özellikle de epilepsi veya şizofreni hastası olmayan kadın ve erkeklerde bu tür olayların olması kendisini şaşırttığını söylüyor.

O’Sullivan hastalıklara iki örnek veriyor; bir bayan oturduğu yerden kalkacağı aklına gelince veya kalkıp hareket edince düşmekten korktuğundan kalktığı anda düşerek yürümeyi bilmeyen çocuk gibi emekleyerek hareket eder. Ama birkaç dakika sonra, hiçbir şey olmamış gibi kalkarak gülümseyen bir yüzle yüz ifadesiyle hayatına devam ediyordu. Herhangi bir organik hastalığa yakalanmayan ve psikolojik muayene veya beyin radyasyonunda halüsinasyondan mustarip olmadığı kanıtlanan bir genç çizgi film karikatürlerinin etrafında koşuşmasıyla korku ve öfke hislerine kapılıyor ama bu karikatürler ortadan kaybolmasıyla normale dönüyor.

‘Aklınla rezil olursun, aklınla vezir olursun’ demiş eskiler. Aslında akıl denilen bir vücut organı yoktur, akıldan kasıt beyindir. Ama beyin insana akıl sıfatını verdiği gibi deli sıfatını da verebilir. O’Sullivan’ın kitabının konusu, üzerinde çok düşündüğüm ve çok kafa yorduğum insanların içinde olduğu krizlerin sebep olduğu işlerin anlaşılması için önümde yeni pencereler açtı.

Konuyla ilgili örnek vermeme gerek var mı? Pek iyi, Suriye olaylarına ve Suriye’nin ve Suriyelilerin yedi yıl çektiklerine bir bakalım. Bir çok tarafın Suriye’de emeli ve planı olduğu ve er tarafın Suriye krizinde parmağı olduğu çok açık. Ama başkalarının ülkeleriyle ilgili planlarının olması Suriyelileri yaptıkları hatadan muaf ve sorumsuz bırakır mı?

Hayır, her ne kadar Beşşar Esed rejimi diyalogu baştan reddetmiş ve oluşan krizin baş sorumlusu sayılsa da, muhalif grupların bazısı da trajediden kendi payına düşenden sorumludur. Gerçekten, Yüce Yaradan’ın insanoğluna bahşettiği beyinle ilgili bildiklerimiz ne kadar az ve nimeti vatanlarımızın bölük pörçük eden krizlere karşı ne denli az kullanıyoruz.